Popüler Sinema
Popüler Sinema
Ana Sayfa
Arama
arama
Üye
giriş yap
Follow @populersinema
Bölümler
VİZYON
SEANS BİLGİLERİ
ELEŞTİRİ>
HABER
DOSYA
RÖPORTAJ
DİZİ
EKRAN
BLOG
"İz" için arama sonuçları
Eleştiriler
İçerik
Çocuklar, Tacizcileri ve Polisler
“Polis”, 2011 yılında Cannes’da Altın Palmiye için yarıştı ve Jüri Ödülü’yle mükafatlandırıldı. Doğrusu bu ödüle çok şaşırmıştım. Maiwenn’in (Le Besco) yönettiği filmin orijinal ismi de Polis ama yanlış, çocukça yazılmış bir polis. Yani Police yerine Polisse.
İçerik
Bizi ancak sen Kurtarabilirsin!
Son 30 yılda denizlerdeki balık nüfusunun %30 aşırı avlanma sebebiyle tükendi. Böyle giderse 40 yıl sonra balık dediğimiz şeyi kitaplardan/tabletlerden göreceğiz!
İçerik
Özgürlük bizim ruhumuzda var
İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa’daki Müslüman gençlerin Fransa’nın özgürlüğü ve Yahudiler’i Nazi zulmünden korumak için verdikleri mücadeleyi anlatan Özgür Adam – Les Hommes Libres seyredilmesi gereken bir film...
İçerik
İz Bırakanlar Unutulmaz
En baştan söyleyelim, İspanyol korku gerilim sinemasının yüz akı yönetmenlerinden Jaume Balagueró gene kalburüstü bir işe imza atmış. Cesar ve Clara arasındaki hastalıklı ilişkiye odaklanan Ölüm Uykusu, “insanoğlu mutlu olmak için neleri göze alır?” gibi ağır sorular sorarken korku gerilim sinemasının gereklerini yerine getirmekten de geri durmuyor. Özellikle Cesar’ın bir aksilik sonucu Clara’nın dairesinde uyuyakaldığı gecenin sabahında, Clara ve sevgilisine görünmeden evden çıkmaya çalıştığı sahneler bütünü tırnak kemirten cinsten.
İçerik
Bu filmler bizi germiyor
Gerilim filmleriyle o kadar çok karşılaşıyoruz ki izleyici olarak artık kolay kolay heyecanlanmadığımızı söyleyebilirim. Korku ve gerilim filmleri özel türlerdir, kendilerine göre formülleri vardır. Bu tür filmlerin alt metinlerine istediğiniz konuyu ve eleştiriyi saklayabilirsiniz. Zaten bir korku veya gerilim filmini başarılı diye nitelememizin en büyük sebebi de bu alt metinlerde bulunan eleştirilerdir.
İçerik
Lübnan’dan Vizontele Manzaraları
Nadine Labaki’nin adını Karamel (2008) adlı filmiyle tanımıştık. Lübnanlı yönetmen, bir arkadaşıyla birlikte yazdığı filmde başrollerden birini de üstlenmişti. On parmağında on marifet olan Labaki daha ilk filmiyle Cannes’da boy göstermiş ve çok da beğenilmişti (her açıdan beğenilmişti çünkü Labaki çok da çekici bir kadın).
İçerik
Palamutunun peşindeyiz Buz Devri!
İlki 2003 yılında vizyona giren, bir toplaşma ve insanoğluna (bebeği ailesine ulaştırma azmi) yardım kampanyası gibi doğan Ice Age / Buz Devri seri açıkçası hemen dikkatleri üstüne toplamayı başarmıştı. Öyküsü çok tatmin edici olmasa da karakterlere yüklenen komiklikler ve ara espriler filmi bugünlere getiren detaylar.
İçerik
Bu da İngiliz Pastası
Gençlik komedileri sinemanın başarılı türlerinden. Özellikle 80’lerde hit yapan bu tür ara ara başarılı örneklerle kendini hatırlatmakta. 1999 yılında gençlik komedilerinin son dönem kült olmuş örneği sinemalarda kendini gösterdiğinde bir çılgınlık yarattı. Amerikan Pastası o kadar başarılı oldu ki serisi çekildi. Bu yıl da sonuncu filmi seyrettik. Avrupa sineması da kendine has olmakla birlikte aslında Hollywood’u takip ediyor. Özellikle aksiyon filmlerinde bu gözleniyor. İşte bu takipçiliğin sonunda İngilizler 2008 yılında The Inbetweeners adlı diziyi televizyon için üretti. Lisede okuyan dört kafadarın maceralarını işleyen bu dizi o kadar tuttu ki dizinin filmi de çekildi ve bu hafta biz onu sinemalarda seyredeceğiz.
İçerik
Sahil Güvensiz, Kurtar Bizi Hasselhoff!
2005 yılında çektiği, rahatlıkla ‘çılgın bir film’ diye isimlendirilebilecek Kanlı Şölen (Feast) ile ismini bir kenara not ettirmişti 1957 doğumlu yönetmen John Gulager. Kendisinden aynı lezzette farklı işler beklerken o Kanlı Şölen’e vizyon şansı bulamayan iki adet devam filmi çekmeyi tercih etti.
İçerik
Nedir Bu Kadınlardan Çektiğimiz!
Gizemli Kadın, ülkemizde geç gösterime giren filmlerden… Yönetmeni Pawel Pawlikowski belgeselden gelen ve 1998 yılında çektiği The Stringer ile kurmacaya geçen, çok da üretken olduğu söylenemez bir sinemacı… My Summer of Love ile de uluslararası projelerde çalışma imkanı bulmuş…
İçerik
Vampirler ve Cadılar: Yiyin Birbirinizi!
Daha seyredeli 4-5 gün geçmiş olsa da “Karanlık Gölgeler”i seyredeli sanki aylar olmuş gibi geliyor. Seyrederken kimi zaman eğlenmiş, gülmüş ve Tim Burton’ın tamamen suni ve kendine ait bir dünya kurma becerisine şapka çıkarmıştım.
İçerik
Hepimiz canavarız!
Canavarlar Sofrası bizi distopik bir dünyanın içine sokuyor ama bunu filmin başında anlamıyoruz. Klasik (soğuk ve bıkkın) bir karı koca ilişkisi olarak başlayan film, tek mekanda işleyen bir eleştiri mekanizmasına dönüşmeye çalışıyor. Çalışıyor diyorum çünkü derdini bize kısıtlılık arz eden bir durumla anlatıyor. 1984, Fahrenheit 451 tarzı distopik dünya kuran ama benim Burjuvazinin Gizli Çekiciliği tadı da aldığım bir film Canavarlar Sofrası.
İçerik
Sensiz Dünya malı neyleyim?
Fransızlara sordular, “Yılın kültür olayı nedir?” diye, “The Intouchables’dır” dedi, ülkenin yarısından fazlası. Gişedeki aşırı doz başarı ve filmin memleketinde gördüğü fenomen muamelesi de cabası! Buram buram bir sinema değil bekleyen bizi… Can Dostum, yüreği dağlılarda yer edinebilecek bir gönül filmi.
İçerik
O ateş bizi de yaksaydı keşke!
Gülün Bittiği yer, Sözün Bittiği Yer ve Ateşin Düştüğü Yer… Farklı zamanlara, farklı sosyal durum ve insanlara vurgu yapan üç film, bir üçleme… Gülün Bittiği yer 12 Eylül’e ve o dönemde işkence gören ve sonrasında erkekliği kaybettiğini düşünen bir gencin psikolojisine odaklıydı. Umudun Bittiği Yer hasta oğlunu kurtarmak için helak olan bir babanın dramını anlatıyordu.
İçerik
Sisler içinde bir gizem öyküsü
The Raven / Kuzgun Edgar Allan Poe’nun en önemli şiir öyküsü ama Poe ismi sadece Kuzgun’dan ibaret değil. 46 yıllık yaşamı boyunca yazdıklarıyla kendinden sonra gelen pek çok ismi etkilemiş bir şair, Poe… Onun hikayelerindeki mistik temalar ve yükselen şiirsi duygusallık günümüz korku hikayelerini/ filmlerini esin manyağı yapmış deli deha H.P. Lovecraft’ı bile kalbinden vurmuştu.
İçerik
Hayaletlerimiz ve Biz
Hayaletler gerçekten nelerdir? Neden bu kadar çok hayalet öyküsü var? Bunun nedeni sanırım, ne kadar bilimsel düşünürsek düşünelim, söz konusu ölüm olunca kavrayışımızın yetmeyişi. Ölüm, hayatın yokluğu ve biz bu yokluğu tasavvur edemiyoruz.
İçerik
Hepinizi Kurtaracağım Ulan!
Cuma’ya “Film” diye bir film gösterime girecek, basın gösterimi de yapmışlar, o sebepten Maçka G-Mall sinemasındayız. Dostumuz Nizam Eren’le sohbetteyken filmin oyuncuları, teknik ekibi de çevrede dolanıyor. Heyecanlı oldukları her hallerinden belli, Nizam filmin dört önemli oyuncusundan biri olan Cumali Karakaya’yı davet ediyor. O da Film’in aslında festivaller için çevrildiğinden ama aldığı olumlu tepkiler yüzünden vizyonda seyirci karşısına çıkma kararı aldıklarından bahsediyor ve zaten güdümlenmemiş, duru bir akıl ile filmi seyretmek istediğimden başka bir şey de duymak istemiyorum, sadece “o ne özgüven o” diyorum içimden.
İçerik
Böyledir bizim sevdamız!
Kimi zaman altyazılar kimi zaman törenler, kimi zaman zoraki belediye ilişkileri kimi zaman jüriler, en çok ve en önemlisi ise gösterim koşulları sorunludur memleketimin festivallerinde! Ankara Film Festivali de bu tanıdık sorunların bazılarıyla az içli dışlı değildir hani. Ama samimiyet ve gönüllülük, kendini öyle yoğun hissettirir ki, yüreğinizi, karşılığını bulan sakin bir sevda kaplar. Hatta son gün gelip çattığında, tuhaftır ya, Ankara'dan dönesiniz gelmemiştir henüz...
İçerik
Ölçülü dram, yerinde mizah!
Oyuncu Seth Rogen, yapımcı Evan Goldberg ve senarist Will Reiser, 20’li yaşların başından beri birlikte iş yapan üç isim… Komedi dizisi Da Ali G Show’dan beri birbirini tanıyorlar. Arkadaşlıkları ve yaptıkları iş gayet yolundayken, küçük bir pürüz ortaya çıkıyor; Sürekli hastalanan ve yorgun gözüken senarist Will Reiser’la mütemadiyen dalga geçen Rogen ve Goldberg, talihsiz bir gerçekle karşılaşıyor… Will Reiser bir gün işe gelip, en yakın arkadaşlarına kanser olduğunu söylüyor.
İçerik
Baltalar elimizde
2011 Asya Film Ödülleri’nde Jung-woo Ha’ya en iyi erkek oyuncu ödülü kazandıran Ölüm Denizi, Güney Kore’nin sinemaseverlere (şimdilik) son hediyesi. 157 dakika gibi iddialı bir süresi olmasına rağmen zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan nefes nefese izlenen, kora kor bir intikam hikâyesi.
« Geri
1
2
3
4
5
İleri »
BOX OFFICE
TÜRKİYE
ABD
Tüm Liste
TÜRKİYE
1
ABD
1
Gezinti
Gezinti
VİZYONDAKİLER
SEANS BİLGİLERİ
ELEŞTİRİLER
HABERLER
DOSYALAR
RÖPORTAJLAR
DİZİ
EKRAN
BLOG
RSS
KÜNYE
İletişim
Bize Yazın:
Mesajınız...
Gönder
Max. 1000 karakter
Populer Sinema:
#txt
Mesaj Gönder:
Gönder
Max. 1000 karakter