Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Bu filmler bizi germiyor

Bu filmler bizi germiyor
(3.8/10)
Üye: Serdar Akbıyık
Gerilim filmleriyle o kadar çok karşılaşıyoruz ki izleyici olarak artık kolay kolay heyecanlanmadığımızı söyleyebilirim. Korku ve gerilim filmleri özel türlerdir, kendilerine göre formülleri vardır. Bu tür filmlerin alt metinlerine istediğiniz konuyu ve eleştiriyi saklayabilirsiniz. Zaten bir korku veya gerilim filmini başarılı diye nitelememizin en büyük sebebi de bu alt metinlerde bulunan eleştirilerdir.

 

Bu hafta vizyona giren yedi filmin üçünün korku ve gerilim filmi olmasının nedeni ise izleyicinin bu tür filmleri çoğunlukla tercih etmesi aslında. Bu üç korku ve gerilim filminden Uyarısız Şiddet: ATM’yi yazmak için tercih ettik. Çünkü yönetmen bu ilk uzun metraj filminde gerilime dayanarak kapitalizme eleştiriler göndermek istiyor. Filmin senaristi ise Chris Sparling. Sparling bizim önem verdiğimiz bir isim. O da daha yolun başında ama 2010 yılında Buried-Toprak Altında filmiyle çok başarılı bir iş çıkarmıştı. Buried’te başrolde oynayan Ryan Reynolds bütün filmi bir tabut içinde kendini kurtaracak birilerine ulaşmak için çaba sarf ederek geçirmişti. Ama Amerikan kapitalizminin vurdum duymazlığını aşamamış ve ölümle kucaklaşmıştı.

 

Şimdi bu filmden sonra ATM’nin de senaryosunu yazan Sparling’ten aynı başarıyı tekrarlayan bir film bekledik. ATM’yi seyrederken onun parmak izleri hissediliyor filmde ama sanıyorum ilk uzun metraj filmini çeken David Brooks’un ehil olmayan işi onun da amacına ulaşmasını engelliyor.

 

Bir finans şirketinde danışman olarak çalışan David ekonomik bunalımın da etkisiyle birçok insana para kaybettirir. Bunlarla uğraşırken aynı ofiste çalışan sarışın güzel Emily’den de etkilenmektedir. Ama David, Emily’e bir türlü açılamaz. Her karşılaştıklarında eli ayağına dolaşır. Ofisteki çalışma arkadaşı Corey ise David’in durumunun farkındadır. David’den daha fırlama olan Corey arkadaşını Emily ile konuşmak için zorlar. David bir parti sonrasında Emily’i evine götürme şansını yakalar. Ama Corey peşlerini bırakmaz, yolda para çekmesi gerektiğini söyler ve bir kulübe şeklindeki ATM’de dururlar. Corey kendi parasını harcamamak için kartının bozuk olduğunu David’e söyler ve beraberce ATM’ye girerler. Emily de tek başına kalmaktan korktuğu için ATM’ye gider. Tam parayı çekerler ve çıkmak üzereyken kapının ilerisinde kapşonlu bir adam görürler. Adam tehditvari bir şekilde hiç hareket etmeden karanlığın içinde durur. Üç arkadaş ne yapacaklarını bilemez. Sonunda cesaret edip çıkmaya çalıştıklarında adam üzerlerine yürür onlar da ATM’nin içine kaçar. Artık ATM onların kodesidir. Film böylece akıp gider. Ölümler ve kurutuluş çabaları birbirini izler. Burada kurbanların finans şirketinde çalışması dikkat çekicidir. Üstelik bankaların uzantısı ATM onların kodesi olmuştur. Saldırganın bunu niçin yaptığını hiç öğrenemeyiz.

 

Bu anlamsızlığın altında aslında kamu vicdanı yatmaktadır. Kapitalizme, onun uzantılarına duyulan şiddet. Tabii kendini bilen herkes kapitalizm karşıtıdır ama kapitalizm eleştirisini buralara getirmek olayı hafifletmekte, hatta biraz da ucuzlaştırmakta. Kalitesiz bir film neyi dert edinirse edinsin amacına ulaşamaz. Ne yazık ki ATM de kalitesiz bir yapım. Kör göze parmak hedefini seçmiş ve hiçbir yaratıcılık göstermeden ucuz bir iş ortaya çıkarmış. Halbuki oyuncular iyi isimler. Emily’i oynayan Alice Eve güzelliği kadar oyunculuğunu da sevdiğimiz isimlerden. David’i canlandıran Brian Geraghty ise Hurt Locker’daki performansı ve bağımsız filmlere yakışan oyunculuğu ile daha iyi yapımları hak ediyor. 

 

Serdar Akbıyık

 

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter