Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Baltalar elimizde

Baltalar elimizde
(8.0/10)
Üye: Murat Kızılca
2011 Asya Film Ödülleri’nde Jung-woo Ha’ya en iyi erkek oyuncu ödülü kazandıran Ölüm Denizi, Güney Kore’nin sinemaseverlere (şimdilik) son hediyesi. 157 dakika gibi iddialı bir süresi olmasına rağmen zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan nefes nefese izlenen, kora kor bir intikam hikâyesi.

Çin’in kuzeyindeki Yanji City’de taksi şoförlüğü yapan Gu-Nam (Jung-woo Ha) geçim sıkıntısı içindedir. Karısını çalışsın diye Güney Kore’ye gönderir, ama kendisinden aylarca haber alamaz. Üstüne üstlük ‘orada başka birini bulmuştur, onunla yaşıyordur’ dedikoduları Gu-Nam’ın beynini kemirir. Her gece rüyasında karısının başkalarıyla çılgınca seviştiğini görür. İşin kötüsü karısını gönderirken vize işlemlerini halletmesi için yerel mafyaya oldukça yüklü miktarda borçlanmıştır. Gu-Nam gündüzleri taksi kullanarak ekmeğinin peşinde koşar, geceleri ise bayılana kadar içki içer ve kumar oynar, böylece kazandığı her kuruşu da kumarda kaybeder. Sık sık borçlandığı mafyanın elemanlarından dayak yemeyi de ihmal etmez. Yani uzun lafın kısası Gu-Nam’ın hayatı tek kelimeyle berbattır. 

 

Bir gün yerel mafya babalarından Myun (Yun-seok Kim) kendisini yanına çağırır. Eğer Güney Kore’ye gidip bir adamı öldürürse bütün borçlarını sileceğini söyler. Gu-Nam ilk başta teklifi kabul etmek istemese de hayatta kalmak için başka çaresi yok gibidir. Hem oraya gittiğinde karısını da bulabileceğini düşünerek teklifi kabul eder. Kaçak yollardan Seul’a gelir. Bir yandan öldüreceği adamın evini izlerken, bir yandan da karısını arar. Adamı öldürmeye karar verdiği gece hiç beklenmedik olaylar olur. Bir anda saçma sapan entrikaların ortasında kalan Gu-Nam canını kurtarmak için kaçmaya, kimi zaman da aradığı cevapları bulmak için kovalamaya başlar. 

 

İlk olarak Gu-Nam’ın yaşadığı şehir Yanji City ve bağlı olduğu eyalet(ler) hakkında biraz ansiklopedik bilgi vereyim: Çin’in kuzey doğusunda Jilin isminde bir eyalet yer alıyor. Jilin’de ise dokuz büyük vilayet var. Bunlardan biri Yanbian Kore Özerk Vilayeti. Bölgede çoğunluğu Kore kökenliler oluşturuyor. Yanbian, güneyde Kuzey Kore, doğuda Rusya, batıda ve kuzeyde ise Çin’in diğer eyaletleriyle komşu. Yerini tarif etmesi bile zor olan Yanbian’da yaşamın ne kadar çetrefilli olabileceğini tahmin etmek güç olmasa gerek. Yanji City işte bu vilayetin başkenti konumundaki şehir. Kuzey Kore ve Çin arasındaki ticaretin kilit noktasında bulunan şehirde yaşayanların çoğu, yaşamını sürdürebilmek için yasa dışı yollara başvuruyor. Şehir için günümüzün ‘vahşi batı’sı denebilir. 

 

Filme dönersek, açıkçası ilk filmi Ölümcül Takip’ten sonra Hong-jin Na’nın neler yapacağı merak konusuydu. Sonuçta önüne aşılması hiç de kolay olmayan bir engel koymuş gibi görünüyordu. Ne yapsa doğal olarak ilk filmiyle karşılaştırılacağından, ortaya çok daha iyi bir iş çıkartma zorunluluğunun stresini tahmin etmek zor değil. Ama şunu en baştan söyleyeyim, Hong-jin Na bu beklentinin altında ezilmeyecek kalitede bir yapıma imza atmış. 

 

Ölüm Denizi dört bölümden oluşuyor: Taksi Şoförü, Katil, Joseon Çetesi ve Sarı Deniz. Çok ağır bir tempoyla başlayan filmin ilk bölümü tamamen Gu-Nam karakterine ayrılmış. Onun sanrıları, hayat şekli, yaşam zorlukları olanca çarpıcılığıyla gösteriliyor. Bir parça uzun tutulan bu bölüm karakterin oluşumunda eksik parça bırakmamaya özen gösteriyor. Sıkıcı olabilme tuzağına düşmeden geçilen bu ilk bölümden sonra filmin temposu devamlı yükselen bir ivme çiziyor. Özellikle Joseon Çetesi hikayeye dahil olduktan sonra nefes almaya vakit bırakmayan sahneler birbiri ardına sıralanıyor. 

 

Mükemmel bir senaryoya imzasını koyan Hong-jin Na, hiçbir boşluğa yer bırakmadan bir dantel gibi ördüğü hikâyesini anlatırken kalburüstü bir yönetim dersi veriyor. Ölüm Denizi, kurgu ve ses anlamında da çok çarpıcı bir iş. Filmin kanlı cinayet sahneleri ise bir başka. Nerdeyse hiç ateşli silah sesi duyulmadan tamamlanan filmde kullanılan silahların bıçak, pala, balta gibi kesici aletler olduğunu söylersem, nasıl vahşet ve kan dozu yüksek sahnelerle karşılaşabileceğinizi az buçuk tahmin edebilirsiniz. Hatta söylemeden geçemeyeceğim, bir sahnede Myun eline geçirdiği iri bir kemik parçası (evet, yanlış okumadınız koca bir kemik) ile bir sürü kafa patlatıyor. Ayrıca filmde birkaç kopuk araba kovalamaca sahnesi de mevcut. 

 

Ölüm Denizi, Acı Tatlı Hayat (2005), Oldboy (2003) ve The Man from Nowhere (2010) gibi severek izlediğim Güney Kore intikam filmlerine yakın duran bir iş. 

 

2011 Asya Film Ödülleri’nde Jung-woo Ha’ya en iyi erkek oyuncu ödülü kazandıran Ölüm Denizi, Güney Kore’nin sinemaseverlere (şimdilik) son hediyesi. 157 dakika gibi iddialı bir süresi olmasına rağmen zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan nefes nefese izlenen, kora kor bir intikam hikâyesi. 

 

 

Murat Kızılca

 

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter