Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Kız Kardeşler

Kız Kardeşler
(8.0/10)
Yazar: Seza Köreken Yalçınkaya

Emin Alper’in üçüncü uzun metraj filmi Kız Kardeşler 2019’un en çok beklenen yerli filmlerinden biri. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışan film festival yolculuğuna devam ediyor ve bu sırada Türkiye’de vizyona girdi.


Tepenin Ardı ve Abluka filmlerinde alegori kullanarak alt metin oluşturan yönetmen Kız Kardeşler filminde bundan uzaklaşarak karakterlerin hikayesine ağırlık veriyor. Film ilerledikçe karakterler katman katman açılıyor ve izleyici her karakteri film süresince tanıma imkanı buluyor. Her sahne farklı bir karakterin çatışmalarının ve geçmiş yaşantısının anlatımına hizmet ediyor. Karakterlerin amaçladıklarıyla bu anlatılar birleşince sağlam bir yapı ortaya çıkıyor. Filmin akıcı olmasının sebeplerinden biri de bu.

 

Adından da belli olacağı gibi Kız Kardeşler, birbiriyle aynı mekanda kesişen üç farklı kadının yaşamlarını konu alıyor. Üçü de birbirinden ayrı karakterlere sahip ama aynı kadere ortak kardeşlerin kasabada hatta şehirde yaşama motivasyonları üzerine verdikleri mücadele birbirleriyle rekabet içerisine girmelerine de sebep oluyor. Yine de en ufak bir sorunda yeniden birbirlerini destekler hale geliyorlar. Hiçliğin ortasında, köy nüfusunun iyice azaldığı bir zamanda aslında tek yaptıkları şey varoluş mücadelesi vermek. Bu yüzden film kaderci değil aksine oldukça umut verici bir havaya sahip. 

 

Baba, muhtar ve doktor arasındaki hiyerarşik durum ve sınıf farkı en doğal haliyle veriliyor. Yine bu üçlünün bir araya gelip yemek yedikleri sahnede Veysel’in aniden ortaya çıkışıyla herkes tarafından bilinen ama yüksek sesle konuşulmayan o durumu (spoiler-Gökhan bebeğin kime ait olduğu hakkındaki dedikoduları) izleyici hissedebiliyor. Sahneyi takip eden sahnelerde de izleyicinin şüpheye düştüğü şeyin gerçek olduğu veriliyor. Bu noktada seyirci o toplumun fısıltı gazetesine dahil olmuş insanlarıyla aynı bakış açısına sahip hale geliyor. Söz konusu toplumu hiç görmeden seyircinin o toplum yerine geçmesi de yönetmenlik başarısı sayılabilir. Çünkü bunun için anlatım, yapı ve tekniğin kusursuz biçimde bir araya gelmesi gerekir. Aile içi sırların topluma yayılması ve yüksek sesle söylenince toplumun ve ailenin yavaş yavaş çözülmeye başlaması evrensel bir durum. Gerçeğin birlikte yaşamaya etkisi olumsuz olacağı için gerçek fısıltılarla yayılmaya devam eder. Bu sahnenin devamında da Veysel’in konuyu açıkça dile getirmesi doktor tarafından tehlikeli bulunup derhal susturuluyor. Yine aynı sahnede Veysel’e kötü davrandığı için doktorun vicdan muhasebesi yapmaya başlaması ve devamında en ufak bir şeyde yine aşağılayıcı bir tutuma girmesi okumuş bir kırsal insanının kendi içindeki çatışmayı da yansıtıyor.

 

Karakterlerin çok katmanlı olduğu Kız Kardeşler’de Cemre Ebuzziya(Reyhan), Helin Kandemir(Leyla) ve Ece Yüksel(Nurhan) rollerinin üstesinden başarıyla geliyorlar. Müfit Kayacan(Şevket-baba), Kayhan Açıkgöz(Veysel) ve Kubilay Tunçer (Necati-doktor) da iyi bir cast seçime örnek olacak nitelikte. Film boyunca farklı yönlerini tanımak amacıyla koyulduğumuz karakter yolculuğunda, izleyici bir an bile oyunculuklardan dolayı boşluğa düşmüyor. Kullanılan birbirinden farklı ağızlar bile sadece çok dikkatli olan izleyicinin dikkatini çekiyor ki bu da çok küçük bir detay sayılabilir. Filme anlam katan yan karakter Hatice’yi canlandıran Başak Kıvılcım Ertanoğlu’nu da rolünün hakkını veriyor. 

 

Uzun süre seyircinin aklında kalacak olan sahneleriyle Kız Kardeşler, Emin Alper sinemasında uzun vadede önemli bir yapıt olacak gibi görünüyor. Kadınların hayal kurduğu, erkeklerin karar aldığı bu hikayede incelemeye değer daha bir çok detay bulunabilir. 


twitter.com/_cheshirekedisi

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter