Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Albüm - Bizden hayatların durgun ve mizahi halleri

:: Videolar Albüm - Bizden hayatların durgun ve mizahi halleri
(9.0/10)
Yazar: Deniz Ali Tatar
“Albüm, aslında bir bakıma Türkiye panoramasını gözler önüne seriyor ve bunu kara mizah yoluyla bir aile üzerinden ele alıyor. Şahane oyunculuklar, muhteşem bir senaryo…”

69.Cannes Film Festivali’nde herkesin dilinde bir Türk filmi dolaştı. Festivalden aldığı “Yılın En Yenilikçi Yönetmen” ödülüyle ayak seslerini daha da duyduğumuz “Albüm” ülkesinde Adana ve Antalya’daki festivallerden sonra vizyon macerasını yaşıyor. Edebi ve arada bilimsele giren anlatımıyla aslında fark yaratan Albüm, 28 yaşındaki Mehmet Can Mertoğlu’nun ilk filmi. Adana Film Festivali yazımda da bahsetmiştim bu filmden, vizyonda kaçmaması gereken bir film olduğunu söylemiştim. Farklı ve yenilikçi dili olan bir film sinemaseverlerin karşısında. 

 

Daha önce kısa filmleri olan ve Semih Kaplanoğlu’nun Bal filminde çalışan Mehmet Can Mertoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği filmde Şebnem Bozoklu, Murat Kılıç, Muttalip Müjdeci ve Rıza Akın gibi isimler rol alıyor. Gün geçtikçe mutsuz bir çiftin hikayesini anlatan filmde çift, evlat edinmek için uğraşıyor. Bahar ve Cüneyt, aradıkları çocuğu bulduklarında onu evlat edinirler ve çevrelerine bunu söylemezler. Biyolojik olarak bir çocuk dünyaya getirdiklerini çevrenlerine kanıtlamak isteyen ikili, bir fotoğraf albümü hazırlamaya karar verir. Bu albüm hamilelikten başlayıp, çocuğun doğumu ve ilerisine kadar sürecektir. 


 

Filmin giriş sahnesinde ilk başta afallayabiliyorsunuz. Prolog sahnesi, aslında edebiyatta da rastladığımız farklı bir tınıya sahip. Filmin ilerleyen öyküsüyle bir bağı var mı yakalayabilir miyim düşüncesi sizi farklı yönlere savurmaya çalışsa da, bir yandan o gevşek bağları çok geçmeden hissedebiliyorsunuz. Mertoğlu buradaki hayvan doğum sahnesiyle bir anlamda filmde göreceğimiz aileye bir atıfta bulunuyor. O yüzden ayakları sağlam yere basan ve güçlü bir senaryoyla karşı karşıyayız. Özellikle o tavuş kuşu sahnesi gerçekten filmin en komik ve en eğlendirici sahnesi. Bebekle ilk buluşma sahnesinde ise bir gülesim geldi. O sahnede özellikle iki karakterin yüksek sevinci, özellikle Şebnem Bozoklu’nun, çok enteresan ve oyunculukların öne çıktığı çok başarılı bir sahne. Ülkemizde herkesin bildiği gibi, kimsenin yadsıyamadığı toplum baskıları mevcut. Mertoğlu, karakterler Bahar ve Cüneyt’i yaratırken aslında Türkiye’de birçok aileye ve bireylere kurulan baskının halini çok iyi özetlemiş. Film genel olarak aslında çok iyi gözlemlenmiş bir Türkiye panoraması aslında. Bu panoramayı bu iki karakterin nötr, durgun ve beklenmedik tepkilerinden gözlemleyebiliyoruz. Akvaryumun önünde albüm için çekilen fotoğraflar, Avmden yürüyen merdivenden iniş, Okey oyunu, Bahar, Cüneyt ve bebeğin karakolda beklerken ki sahneleri, Cüneyt’in Komiserle muhabbeti, spor yapan insanlar gibi filmde yer alan sahneler, aslında manidarlı, göndermeli, bizden ve bir yandan da o kara mizah duygusuna seyirciyi sokan sekanslar.

 

 

Filmde oyunculuklar adeta parlıyor. Yönetmenin oyunculara çekimlerden önce provalar yaptırması cidden çok işe yaramış. Murat Kılıç, rolüne gerçekten hâkim. Cüneyt karakterinin o silik, umutsuz ve hayata tutunmaya çalışan hallerini çok iyi yansıtıyor. Bunda tabi karakteri birkaç yıl çalışmasının da etkisi var. Ama filmde öyle bir Şebnem Bozoklu izliyoruz ki. O nasıl karaktere bürünmektir! Her rolün kadını sıfatı gerçekten Bozoklu içinde kullanılmalı. Bir karakter hem bu kadar nötr ve ifadesiz surat olabilirken hem bu kadar enerjisi yüksek olabilir? İşte bunu Bozoklu’un canlandırdığı Bahar karakterini izlerken görebiliyoruz. Fotoğraf çektirme sevgisi, hamile olma fikrine olan aşkı, albüm yapmak için verdiği gayret… Aslında Bahar karakteri çok iyi bir matematikle kurulmuş, üstüne Bozoklu’nun da gelmesiyle olağanüstü bir hale gelmiş bir karakter. 

 

Yönetmenin 35mm kamerayla çekimler gerçekleştirmesi, ilk başta bakışı farklı düşüncelerle doldursa da, ben filmin havasına temasına çok yakışmış buldum. Her bir kare, her bir sekans ya da her bir olay bu kadar birbiriyle ilintiliyse bunu görüntü yönetmenine, yönetmene ve kameraya borçluyuz.


 

Bu tarz işlere Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Festivallerde daha nefes alabilen bu filmlerin aynı rahatlığı vizyondayken de görebilmesi en büyük temennimiz. Albüm de kesinlikle bu büyük değeri hak eden bir film. Filmi gördüğünüz anda koşun, elinden tutun ve bırakmayın. İzlerken de kendinizden ve Türkiye’de yaşamdan parçalar bulabilmeniz mümkün. Mutlu fotoğraflarla dolu bir albümünüz olması dileğiyle…

 

Filmin yönetmeni Mehmet Can Mertoğlu ile çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Röportaja buradan ulaşabilirsiniZ. (Röportaj)

 

 

Twitter.com/CarpeDiem_Dali

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter