Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi
Yazar: Fırat Sayıcı

Fransız Marksist filozof, yazar ve sinemacı Guy Debord, 1977’de yazdığı “The Society of the Spectacle” adlı eserinde ‘tüketici olabilmek için aynı zamanda tüketilmemiz gerekir’ minvalinde bir tespitte bulunmuştu. Bu tespit günümüz kapitalist dünyasının inşasında kullanılan en temel tuğlalardan biri kanımca. Bu yazıda elimden geldiğince, kapital dünyanın -özellikle de pandemi sırası ve sonrası- insanı metalaştırırken, tüketime yönelik yaptığı önemli bir hamleyi, sinema anlatısını (daha çok da kısa film yöntemlerini) nasıl kullandığını aktarmaya çalışacağım. 


Kuşkusuz ki, sinema seyircisi, bir filmi algılama/anlama konusunda yetenekli olmasına rağmen, film oluşturma konusunda beceriksizdi. Günümüze dek… Sosyal medyanın gücü ve üretim şekilleri artık sadece kurumların/ürünlerin/markaların sahiplerinin değil, sıradan vatandaşların da elinde. Sosyal medya, film dilini kullanarak görsel-işitsel anlatıların çerçevesini, popüler bir hikaye anlatma pratiği haline getirmekte öylesine başarılı ki artık sosyal medya bağlamında video prodüksiyonunun yeni bir halk sanatı biçimine dönüşmeye başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki bu nasıl mümkün oluyor/olacak?


Bildiğiniz üzere klasik sinema sanatı ve anlatısı, sinemanın icadının başlarında süre olarak kısa filmlerin egemenliğinde başladı. Lumierre Kardeşler’den, Thomas Edison ve elemanlarına, George Melies’den, ilk animasyoncu Émile Cohl’a dek üretim yapan kişiler seyirciyi etkilemek adına henüz o dönemler ismi konulmayan yeni bir sanat dalının ilk anlatım yollarını ortaya koymuşlardı. Yıllar içinde gelişen ve günümüze dek çok farklı yapılara bürünen sinema sanatının içinde gelişen ve en az uzun metraj anlatısı kadar meşakkatli olan ‘kısa film’, internet çağına girdiğimiz andan itibaren öncelikle reklamcıların ilgisini çekti. Zira, kapital bir dünyada ürünü hızlıca tanıtmak ve potansiyel müşterilerin ilgisini çekmek için kısa filmin anlatı yapısı reklam prodüksiyonlarının/videolarının anahtar biçimi haline geldi. Hatta öyle ki, mesela Amerika’da, David Fincher, Wes Anderson, Martin Scorsese, Guy Ritchie, Terry Gilliam gibi önemli yönetmenler bu tarz ve biçimleri kullanarak, çok konuşulan, başarılı reklam filmlerine imza attılar. 


Gelgelelim, bu işin boyutu sadece profesyonel üreticilerle sınırlı kalmayacaktı. İnternet ve teknoloji çağının getirdiği avantajlar sayesinde 2000 sonrası kısa film üretimi hızla artarken, bu biçimin bir ürün tanıtımında sıradan insanlar tarafından da kullanılmaya başlanması kapital sistemin ağzını sulandırdı. Tüketen insanlar yavaş yavaş birer reklamcıya, tanıtıcıya ya da en hafif tabiriyle heveslendiriciye dönüşmeye başladı. Günümüzde bir kamera, ekran ve yazılım içeren akıllı telefonların kullanımı her yerde yaygınlaşırken, her yaştan ve türden insanın filme alma, düzenleme/montajlama ve dağıtım/gösterim için gerekli araçlara tek bir cihazda çok etkili bir şekilde erişmesine ve bunları birleştirmesine olanaklar tanındı. İnsanların çoğunluğu bir film okulunda eğitim almamış olmalarına karşın gerek izledikleri reklamları taklit ederek, gerekse kendi yaratıcı fikirlerini uygulayarak üretimlerini hızlandırdılar. Süre ve içerik bakımından kısa film anlatı yapısını sezgisel uygulamalarla taklit ederek ürettikleri içerikler hızla yayıldığı için yeni yeni video prodüksiyonu yapan kişiler/topluluklar oluşmaya başladı. 


Örneğin Instagram ve Tiktok gibi uygulamalarda daha sık gördüğümüz ve aslında sıradan insanların elinden çıkmasına rağmen ilk bakışta profesyonel bir dokunuş varmış gibi görünen içerikler markaların/firmaların da iştahını kabartıyor. Kullanıcılar hayatının ideal bir versiyonunu gösteren temsillerle (resimler, metinler ve çoğu zaman özel efektler içeren) kişisel bir profil oluşturuyor. Muhteşem mekanlardaki güzel insanlar, zaman zaman erotizm vadeden spor aktiviteleri, pahalı kıyafet ve aksesuarlar, egzotik yiyecek ve kokteyller, etkileyici ve özendirici tatil ya da geziler, paket açma videoları, kişinin algılanmak istediği merceği oluşturmakta. Bu tarz içeriklerde, kısa bir süreye sığdırılan minik minik bol çekimler, çekimlerin plan çeşitliliği (boy, bel, yüz, yakın plan, genel plan…vs.), uygulamalar aracılığıyla yapılan basit animasyonlar, üst seviye akıllı telefon ya da kameraların sundukları teknolojik imkanlar, portatif ışıklar, yaka mikrofonları, etkili montaj ve görsel efekt unsurlar görmek mümkün. Dağıtımı ise tabii ki sosyal medya mecraları yapmakta. Hal böyle olunca da başta kişilerin kendi takipçileri olmakla birlikte dünyanın diğer ucundan insanları bile etkilemek mümkün. Elbette, reklam sektöründe de karşılıklı bir etkileşim mevcut. Sıradan tüketiciyi herhangi bir sosyal medya uygulamasını kullanırken göstermek reklam verenin de işine geliyor. Büyük bir hedef kitle olarak genç kuşağın ilgisi bu sayede diri tutuluyor. Büyük markalar, giyim şekilleri ve bunları birleştirme biçimleri, vücut jestleri ve LED ışıklı iç dekorasyonlar, sıradan kahramanlara sosyal ve estetik statülerini yalın bir şekilde sunuyor.  Özellikle pandemi döneminde insanların zamanlarının çoğunu evlerinde geçirdikleri ve selfie'nin en yaygın çekim olduğu göz önüne alındığında, bundan kaynaklanan mikro/kısa anlatılar markaların bir hayli işine yarıyor. Bu rüzgarı arkasına alan şirketler şimdilerde tüketicilere daha fazla içerik ürettirerek kendi reklamlarını yapma derdinde.  


Tüketicilerin bu tarz içeriklerde film üreticilerine öykünmeleri, hatta taklitlere yönelmeleri kapitalizmin oldukça işine geliyor. Belki biraz kaba bir tabir olacak ama bu taklit yöntemi, dalkavukluğun en samimi şekli. Keşke insanlar, farkında olmadan her içeriğin stilini oluşturan kısa filmin sanatsal ve kavramsal taraflarına da hakim olsalar. Kim bilir, belki ileride…

 

twitter.com/firatsayici

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç değil ...

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç  değil ...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter