Yakın zamanda kendini İslam’a adamış babasının zoruyla, erkeklerin kaldığı bir dini yurda yerleştirilen Ahmet, alıştığı sıcak aile ortamından koparılmanın çaresizliğini yaşar. Bir yandan babasının beklentilerini karşılamanın ağırlığı altında ezilirken, bir yandan da okul ve yurt arasındaki ikili hayatında izolasyon ve baskılarla karşılaşır. Aidiyet duygusunu hepten yitiren Ahmet’in tek sığınağı ise, yurdun tecrübeli öğrencisi Hakan olur ve birlikte kuralları çiğnedikleri bu genç adamın yarattığı heyecan ve özgürlük onu ilk kez kendi seçimlerini yapacağı bir yola sürükler.