Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Altın Portakal Öze Döndü Mü?

Altın Portakal Öze Döndü Mü?
Yazar: Fırat Sayıcı

Evet, döndü. Yıllardır istediğimiz ulusal yarışma, kısa ve belgesel bölümleri geri döndü. Yeni yönetim eski yönetimin hatalarını kapatmak için elinden geleni yaptı. Elbette herkesi tam anlamda tatmin etmek mümkün değil, eksikler, hatalar da vardı. Ama yine de fena bir başlangıç olmadı tazelenme adına.    

 

Yarışan ulusal filmlerin kalitesi tartışmaya açık olsa da çoğu kişinin mutabık kaldığı "Aşk, Büyü ..vs", "Küçük Şeyler" ve "Bilmemek" gibi birkaç film mevcuttu. Ama bu tarz güçlü filmlere rağmen Zeki Demirkubuz'un önderliğindeki jürinin, herkes tarafından festivalin en kötüsü olarak görülen "Bozkır"a ödülleri yağdırması bir skandal olarak tanımlandı. Ben de aynı fikirde olmakla birlikte Demirkubuz ve diğer jüri üyelerinin görüşlerine saygı duymak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

 

Üzerine çok yazıldı, çizildi. Fazla da söylenecek bir şey kalmadı. Altta festivalin yarışma filmleriyle ilgili kısa görüşlerim yer alıyor. Bu arada benim en iyi filmim "Aşk, Büyü..vs"...

 

BİNA: “Karikatürist Ersin Karabulut’un mizah dergilerinde yer alan “Yeraltı Öyküleri” köşesindeki hikayelere benzeyen ilginç senaryosuyla seyirciyi ters köşeye yatıran film, iyi bir açılış yapıyor. İlk yarıyı ilgiyle izliyoruz. Ancak ikinci yarıdaki tekrarlar girdabına giren senaryo ve ortalamanın çok altındaki oyunculuklar filmi bir kabusa dönüştürüyor. Yapısal anlamda cesur bir hikaye ve anlatım biçiminin seçilmesi sinemamız adına sevindirici ancak uygulamada sıkıntılar var. 4.5/10”

 

KRONOLOJİ: “Birkan Sokullu’nun başrol için yanlış cast olduğunu düşünmekle birlikte Serkan Keskin ve Tansu Biçer’in doğru seçimler olduğunu söyleyebilirim. Beyaz yakalıların da kadına şiddet konusunda, özellikle de psikolojik şiddette eğitimsiz sınıflardan pek de aşağı kalır yanlarının olmadığını vurgulayan film festivalin iyi filmlerinden. 6.3/10”

 

KÜÇÜK ŞEYLER: “Kıvanç Sezer’in kariyeri için Babamın Kanatları gibi çok güçlü bir filmden sonra Küçük Şeyler biraz hafif kalmış. Absürd komedinin önemli örneklerinden biri olan film kendi içinde ise oldukça başarılı. Özellikle Alican Yücesoy ve Başak Özcan çok iyi bir ikili olmuşlar. Oyunculukları çok çok başarılı. İş hayatı ve evlilik üzerine iyi gözlemleri barındıran film seyircinin de oldukça beğenisini kazandı. 7.1/10”

 

OMAR VE BİZ: “Mehmet Bahadır Er ve Maryna Er Gorbach’ın birlikte yönettikleri film günümüzde yaşadığımız mülteci sorununa dair bir ışık tutmaya çabalıyor. Ancak evrensel bir film olduğunu, başarılı oyunculuklar ve başarılı yönetimi ile akılda kalacağını söylemek gerekir. Seyirciyi sıkmadan derdini anlatırken bir yandan da düşünmeye yöneltiyor. 6.8/10”

 

CEVİZ AĞACI: “Faysal Soysal’ın yazıp yönettiği, Türkiye-İran ortak yapımı film, daha başarılı bir senaryoya sahip olsaymış (film 15-20 dakika daha kısa olabilirdi) daha iyi sonuçlara ulaşabilirmiş. Serdar Orçin’in doğal ve her zamanki gibi başarılı oyunculuğu zaman zaman Sezin Akbaşoğulları’nın abartılı oyunculuğu tarafından bölünüyor. Kübra Kip ile Sezin Akbaşoğulları’nın oynadığı karakterler yer değiştirmeliydi kanımca. Bir de, ayakları üstünde durmaya çalışan kadınları böylesine kötücül göstermek son dönemde moda mı oldu? 6.5/10”

 

BİLMEMEK: “Yıllar önce basın gösteriminde kahkahalar eşliğinde izlediğimiz ‘Bir Avuç Deniz’ isimli dram filminin yönetmeni Leyla Yılmaz şaşırtıcı şekilde, bu kez festivalde oldukça yetkin bir yapımla karşımıza çıktı. Festival’de Ümit Ünal’ın ‘Aşk, Büyü..vs’ ile birlikte LGBT odaklı iki filminden biri olan ‘Bilmemek’ seyirciyi olduğu gibi bizleri de oldukça şaşırttı ve üzerinde konuşturmayı başardı. Başarılı oyunculukları ve eşcinsellik kavramına verilen tepkiler üzerinden çizdiği Türkiye panoramasıyla festivalin iddialı filmleri arasında yer aldı. 7/10”

 

AŞK, BÜYÜ..VS: “Festivalin en cesur ve iddialı yapımı Ümit Ünal’ın son filmi. Büyükada’da çok düşük bütçe ve kısa bir sürede çekilmesine rağmen seyirciyi avucuna alabilmeyi başardı. Ünal’ın sinemasını seviyoruz. Özellikle de senaryo ve karakter yaratmaktaki başarısını daha da çok seviyoruz. Filmin tek kusuru, belli ki bütçesizlikten, teknik altyapının kötü olması. Ama bu bile iki eski (lezbiyen) aşığın hikayesine girmemizi engellemiyor. Selen Uçer ve Ece Dizdar birbirlerini perdelemeyen, dengeli oyunculuklarıyla bizi büyülüyor. 7.5/10”

 

SOLUK: “1980-200 arası çekilen anlamsız ve işlevsiz sanat filmlerine benzeyen yapısıyla seyirciyi sıkmayı başaran ilginç bir film. Atmosfer oluşturamayan bir yönetmen gözü, karakter yaratamayan bir senaryo ile buluşmuş ve ortaya izledikten sonra hızlıca unutmak istediğiniz bu film çıkmış. Festivalin en kötülerinden. 4.3/10”

 

TOPAL ŞÜKRANIN MACERALARI: “Onur Ünlü’nün denemeci/keşfedici tavrını biliyor ve takdir ediyoruz. Bu kez diyalogsuz bir filme imza atmış. Arabesk ve melodramı kara mizah ile birleştirmiş. Klip estetiği ile yoğrulmuş biçemi izleyiciyi avucunda tutmayı başarsa da Ünlü’nün zayıf işlerinden biri olmuş kanısındayım. Bu arada Demet Evgar’ın en kötü performansını da izlemiş olduk, maalesef. 6.4/10”

 

BOZKIR: “Sadece bu festivalin değil yılın en kötü sanat filmlerinden biri. Kültür Bakanlığı’nın nasıl destek verdiğini kimsenin anlayamadığı film o kadar kısır bir konu ve senaryoya sahip ki, 87 dakikalık süresine rağmen film bitmek bilmiyor. 3/10”

 

twitter.com/firatsayici

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter