Popüler Sinema

Paylaş
Ekran

SİZCE DE ARTIK LALE DEVRİ’NİN SONU GELMEDİ Mİ?

SİZCE DE ARTIK LALE DEVRİ’NİN SONU GELMEDİ Mİ?
Üye: Gizem Merve Kaboğlu Sonra uyarmadı demeyin, Lale Devri izleyicisinin sosyal medyada yer alan boykot çağrıları da gösteriyor ki Lale Devri izleyicisi isyan etmek üzere... Yer Gök Aşk ile içiçe geçen hikayesiyle gerçeklik dozunu iyice arttıran, çoğu dizide açık kalan boşlukları dolduran Lale Devri’nde aşk imkansızlaştıkça izleyici çılgına dönüyor.

 

 

“Toprak ile Çınar barışana kadar diziyi boykot ediyoruz” yazanlara hak vermemek elde olmuyor hal böyleyken... Kardeş iki kadından çocuğu olan, üçüncü çocuğu eski karısı başka bir adamla formalite evliliğiyle evliyken doğan Çınar, pembe dizilerin talihsiz baş karakterine çoktan dönmüşken buna bir dur demenin vakti de geliyor gibi. Dizide ölen karakterlerle aşk üçgenleri bittikçe yeni karakterlerle yeni üçgenler oluşturan senaristler de diziyi sürdürmek için bu denklemi kurmak zorunda ama sizce de artık bu dizinin mutlu bir sonla final yapmasının zamanı gelmedi mi? 

 

Lale Devri’nin iç içe aşk üçlenleriyle dolu, bir türlü kesişemeyen yolları anlatan hikayesi bir tek beni mi sıkıyor yoksa?

 

 

6 MANTI HİKAYESİYLE TANIDIK YEPYENİ BİR AİLE DİZİSİ


Pazar günü TRT1 ekranlarında yepyeni bir dizi başladı. Başrollerini Bir Çocuk Sevdim’in sevimli damadı Ulaş İnan Torun ile Dürüye’nin Güğümleri’nde evin büyük kızı olarak hatırlayacağınız Burcu Binici’nin paylaştığı dizi, diğer rakiplerine alternatif bir saatte saat 18’de ekrana geldi. Anlık reytinglere bakıldığında ilk bölümden geniş kitlelere hitap edemeyen dizinin fısıltı gazetesiyle izleyici arasında duyularak izleyicisini bulabileceğinin altını çizmek istiyorum. 

 

6 Mantı, Canım Ailem’i Anımsatıyor

 

Dizinin hedef kitlesini sorarsanız, size göstereceğim tek adres Canım Ailem dizisi olacak... Zira dizinin senaryosu da fena halde Canım Ailem’i anımsattı bana. İçinde komedi unsuru da, acı da barındıran hikaye 3 çocuklu mantı dükkanı olan bir çiftin kardeşlerinin aniden İstanbul’a gelmesiyle başladı. Kayserili Kadir’in yöre şivesini dilinden düşürmeyen zaman zaman uyanık, kimi zaman saf kardeşi Murad ve İzmirli Leyla’nın modern “İzmir Kızı” kardeşi Ayla birbirlerinden nefret ederken aynı evde yaşamak zorunda kaldı. Üstelik ilk bölümün sonunda abla ve ağabeyleri trafik kazasında ölünce 3 çocuk da onlara kaldı.

 

 

Alaturka ile Modern Çatışması Merkezde

 

Gelelim işin sosyolojik yanına... Bir kere Kayserili ve İzmirli betimlemesini göze sokan tipler resmedilmiş. Ataerkil ailede yetişmiş Murad “Evde erkeğin sözü geçer”, “Kız çocuklarında yaş çok önemli okulu bir an önce bitirmezsen evde kalırsın” gibi repliklerle “Anadolu erkeği” namını yürüttü. Ayla ise “Bayanlara yol verilir”, “Yenge denir mi, çok alaturka” gibi repliklerinin yanı sıra ailede son sözü söyleyen annesiyle Murad’ın tam zıttı anaerkil aile üyesi olarak “Ben modernim”in temsili oldu. 

 

Dizi tutar mı derseniz, TRT’de kendine sadık bir kitle oluşturur ve kendini izlettirir diyebilirim. Canım Ailem’deki  Samim’in o başa bela açan uyanıklığı ve 3 çocuğa bakmak için giriştiği beceriksiz çaba burada Murad üzerinden yürüyecek.  Ulaş İnan Torun sempatik mimikleriyle bu komedileşecek aile hikayesinin hakkını verebilecek bir oyuncu, Burcu Binici ise üniversite öğrencisi anaç kadın olarak dizideki eksik “kadın gözü”nü dolduracak. Aralarında ilerleyen bölümlerde bir yakınlaşma olabileceğini öngörmek ise sürpriz olmayacaktır... 

 

Dizinin artılarından biri de herkesin her an başına gelebilir bir hikayeyi anlatması... Sıradan, orta sınıf bir Türkiyeli ailenin yansıması... Kardeşlere büyük şehire gelince kucak açan aile, onların ölümüyle çocuklara sahip çıkan genç ikili çok da yabancı değil coğrafyamızda. Zira aile dayanışması her zaman tutunulan dal olarak görülüyor hala. Ayrıca iki karakterin sosyal profilleri üzerinden yaşanacak çatışmalar da diziyi derinleştirecek. Üstelik iki karakterin birbirine “öteki” olarak yapacağı eleştirilerin yanında bir de İstanbul eleştirisi oluşacak. İki yeni göçmenin İstanbul maceraları da eklemlenecek hikayeye.   

 

Yan Karakterler Sahicilikten Uzak

 

Dizinin yan karakterleri ise bana fazla karikatür geldi, sahicilikten uzaktı. Halbuki tam olarak aile dizilerinde samimiyet ve sahicilik arıyor izleyici. Karakterler “O da bir şeyi teslim etsin” diye çizilmişti sanki. Örneğin ailenin erkek düşmanı komşusu için kalıpsız bulamadım izlerken. Network sistemiyle satış danışmanlığı yapan sürekli tencere tava satmaya çalışan, organik eşyalarla kafayı bozmuş, bir yandan  “erkek milleti”nden dert yanarken öteki yandan “kız çocuğu nasıl dışarıda yaşasın, ev bulsun” gibi cümlelerle kadını aşağı olarak konumlandıran Betüş, bu sığ karakterizasyonla “mahallemizin ablası”ndan öteye gidemeyecek gibi.  Aynı şekilde mantıcının çalışanlarından Fatoş da öyle... Batıl inançlarla uğraşan kadının bunu vurgulamadığı bir diyaloğu olmadı, hal böyle olunca izlerken sıkıcı, sürekli “ben batıl inançlı bir karakterim”i ispat çabasından  ibaret kaldı. 

 

 

İlk bölüm “Life as we know it” filmi ile “Canım Ailem” dizisini anımsatarak geride kaldı. Diğer bölümlerde neler olacak göreceğiz, sıradan bir aile hikayesini dolduracak kadar malzeme var, bir de mahallemizin bakkalı, kuaför ablası, komşu çocukları gibi mahalleyi ve nostaljik aileyi temsil edecek daha çok ekleme olursa “sıcak aile dizisi” kıvamına yaklaşılır ve umut var demektir. İzleyelim görelim...

 

Son bir not, dizinin başında büyük rolleri olan ancak ilk bölüm sonunda ölecek karakterleri canlandıran oyuncuları jeneriğe “konuk oyuncu” olarak büyük puntolarla yazınca sonundaki ölüm haberinin hiçbir sürprizi kalmadı, 20 yıldır dizi izleyen Türkiyeli profesyonel seyirci bu sürprizi tahmin edebilecek yetide artık, farkına varalım... 

 

 

 

Gizem Merve Kaboğlu

 

twitter.com/gizemkaboglu

 

[email protected]

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter