Popüler Sinema

David Mitchell’ın hayranları, onun bir başyapıt olan romanı Cloud Atlas’ı (Bulut Atlası) bilenler, bu romanın filmini yapmanın ne kadar korkutucu ve riskli bir iş olduğunu tahmin edebilirler. Hatta işin başında Wachowski’ler gibi ufku geniş yönetmenler, tanınmış ve ünlü oyunculardan oluşan bir oyuncu listesi olması bile bu korkuyu azaltmaz. 

Susan Sarandon yakında gösterime girecek olan bağımsız filmi “Jeff, Who Lives At Home”un basın tanıtımı sırasında Cloud Atlas hakkında konuştu. 

“Cloud Atlas’ta benim kısa rollerim var ama değişik cinsiyetlerde, değişik yaşlarda ve görüntülerde, diğerleri için de bu geçerli’ diyor Sarandon.”Herkes darmadağınık bir biçimde her şekle girer durumdaydı, biraz tedirgindim” 

“Wachowski’ler beni orada görmek ve senaryoyu okumamı istediğinde altüst oldum. Senaryoyu okudum ve kendi kendime şöyle dedim ‘Bu inanılmaz bir şey, mutlaka bunun bir parçası olmalıyım’. Oradaki ortam yaratıcı enerjinin Cirque du Soleil’i gibiydi, her kafadan bir ses çıkıyor, herkes bir sahneden diğerine atlıyordu. Hugh Grant bile makyaj için 15 dakikadan fazla bir koltukta oturamazken, bu sırada saatlerce koltukta oturmuştu. 

“Filmin başrollerinden birini veya birkaçını canlandıran Hugh Grant, alışılmadık birkaç değişiklik de yaptı. İngiliz aktör romantik komedilerde aldığı rollerle adını duyurmuş, ’makyaja alışkın birisi değil, vücudunu kaplayan çok büyük dövmeler ve başka makyajlar yapılması gerekti ve bu onun için zor oldu’ diye ekliyor Sarandon. 

“Filmin konusu ise çok güzel umarım biraraya getirebilirler,” diyor ve ekliyor “Eğer bunu beceremezlerse büyük bir başarısızlık olur, Halle Berry, Tom Hanks ve bu işe soyunmuş diğerlerinin gösterdiği cesarete gerçekten hayranım.” 

Cloud Atlas okuduğum en iyi kitaplardan biri, açıklanması veya özetlenmesi zor bir kitap ama kısaca, hikaye altı değişik karakter etrafında dönüyor, değişik zamanlarda yerlerde ve atmosferlerde. 

 “Herkesin nasıl birbiri ile ilişkili olduğunu anlatan muhteşem bir film” diyor Sarandon. “Şiirsel fikirleri şiirsel bir dille büyüklere anlatan bir film.”

Filmin çok az bir kısmında oynadım,ama bu film, uzun zamandır film yapımcılığında gördüğüm en cesur ve sıradışı yaklaşımlardan biri. Küçük bir oyuncu olarak filme dahil olup ne yapmaya çalıştıklarını görmek inanılmazdı.Ve aynı zamanda film yapımcılığı ruhu adına da herkesin yaptığı işten büyük zevk alıp, kendilerini bir cinsiyetten diğerine, bir ırktan diğerine ve bir zaman diliminden diğerine atmaları muhteşemdi. Hepsi harika oyuncular. Benim için, rolü kısa bir oyuncu olarak olanı biteni objektif bir gözle seyretmek daha kolaydı. Bana büyükler için şiirsel bir film yapmak istediklerini söylediler. Bir çocuk filmindeki gibi vurdulu kırdılı sahneler yerine, büyük fikirler ve büyük sahnelerin olduğu bir film. 

“Yapmam gereken bazı şeyler konusunda endişelerim vardı ve sonra herkes çok cesurca davranıp, bir setten diğerine, bir kontakt lensten diğerine ve diğer makyajlara atlayınca ben de onlar gibi yaptım” diyor ve hiç bir karakterin diğerinden daha ön planda olmadığını söylüyor. 

Clout Atlas’ta canlandırdığı karakter için “O bir yerli, koyu tenli, Cornell West gibi giyinmiş ve küçük gözlükleri olan, biraz göbekli,” diyor Sarandon ve ekliyor “Size söylemeliyim ki, tahminimden daha tedirgin ediciydi. Kendinizi gördüğünüzde tanıyamadığınız bir hastalık var onun gibi. Gerçekten bu benmiyim diye bocalıyorsunuz, çünkü koyu renk kontakt lensler ve değişik bir saç şekli. Gerçekten inanılmaz, aslında. Dindar bir insandı, ben olduğumu farkedeceğinizi zannetmiyorum.” 

Tercüme: Ali Genç