Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

The Making of the Mob: New York - Yarı Belgesel Bir Gangster Draması

The Making of the Mob: New York - Yarı Belgesel Bir Gangster Draması
(7.0/10)
Üye: Müge İbrikçi
Dizinin belgesel ve drama ile iç içe geçmesi, birçok konuda izleyicinin aydınlanmasını sağlarken özdeşlemenin de önüne geçiyor ve son bölümlerine doğru ise dramatik kısım biraz daha ağır basıyor.

John Ealer’ın yönetmenliğini yaptığı 2015 yapımı, The Making of the Mob: New York adlı mini dizi, Amerika’da İtalyan mafyasının doğuşunu ve gangsterlerin inişli çıkışlı kariyerlerini anlatıyor. Modern mafyanın kurucusu olarak bilinen Lucky Luciano’ya odaklanılan dizi, sekiz bölümden oluşuyor. Goodfellas (Sıkı Dostlar, 1990) filminden hatırladığımız Ray Liotta’nın anlatıcı olduğu dizi, araştırmacı yazarlar ve gangster filmlerinde rol alan Chazz Palminteri, Joe Mantegna gibi oyuncuların kısa anekdotlarıyla yarı belgesel bir formatta ilerliyor. Dönem belgesellerinde rastladığımız, anlatılan olayı tiyatral bir şekilde canlandırma, mekan ve dekora önem vermeme gibi hatalara düşmüyor. Drama kısmı başarılı bir şekilde ilerliyor ve izleyiciyi inandırmayı başarıyor. 

 

Lucky Luciano, çocuk yaşta ailesiyle birlikte rüyalar ülkesi Amerika’ya gelir. Biraz büyüdüğünde kendi çetesini kurar ve kısa sürede yükselir. Ona takılan Lucky (Şanslı) lakabının hakkını vererek suç imparatorluğunda sözü geçen bir mafya lideri haline gelir. Gerektiğinde rakiplerini veya onun hayatını ve kariyerini tehlikeye atacak diğer gangsterleri öldürür. Siyasetçilere ve polislere rüşvet verir. Yasaklardan faydalanmak mafyanın en temel geçim kaynağıdır. Zaten mafyaların filizlenmesi de içki yasağı ile başlar, sonra bunu eroin, kumar ve fuhuş takip eder. Tabii “1929 Dünya Ekonomik Bunalımı”nda paraları bir anda uçup giden ve her dört kişiden birinin işsiz kaldığı bu dönemde tefecilik faaliyetlerinin de başladığını unutmamak gerekir.


 

Sert ve kanlı sahnelerin yer aldığı dizide, zaman zaman cinayetlerle ilgili gerçek fotoğraflar ile gazete kupürlerinin sunulması, vahşetin boyutunu daha iyi idrak etmemizi sağlıyor. Sıfırdan başlayıp zirveyi zorlayan bu gangsterler, hem beyazperdede hem de ekranda yıllardır izleyicinin hayranlığını kazanmıştır. Kurmaca olsalar bile aslında hep gerçek gangsterlerden esinlenilerek karakterlerin ve senaryonun temelleri atılmıştır. 1930’lu yıllarda revaçta olan gangster türündeki filmlerde, izleyicinin şiddete özenmemesi için önlem olarak filmin girişinde mafyanın aslında ne kadar da kötü olduğu izah edilir. The Making of the Mob: New York’ta ise bu görevi araştırmacı yazarlar ve oyuncular üstleniyor. Aslında onların tahmin ettiğimiz kadar zeki olmadıklarını, sadece yasaların açıklıklarından ve kaostan faydalandıklarını sıklıkla dile getiriyorlar. Dizinin belgesel ve drama ile iç içe geçmesi, birçok konuda izleyicinin aydınlanmasını sağlarken özdeşlemenin de önüne geçiyor ve son bölümlerine doğru ise dramatik kısım biraz daha ağır basıyor.

 

Aslında dizinin herhalde en kötü tarafı sıklıkla kendini tekrar etmesi. İzleyiciye “Lucky Luciano, sıfırdan başlayıp buralara geldi. Çok zeki biri değildi. Gangsterler ancak politikacıları kandırır, adaleti kandıramaz.” gibi birtakım cümleleri adeta ezberletiyor. Lucky Luciano ve Frank Costello’nun mahkeme sahnelerini bu duruma örnek gösterebiliriz. Dizide tekrarlanan kısımları attığımızda rahat yedi bölüme inebilirmiş gibi bir izlenim bırakıyor.


 

Rich Graff, Ian Bell, Anthony DiCarlo, Craig Thomas Rivela gibi isimlerin önemli karakterleri canlandırdığı The Making of the Mob: New York, suç türüne ilgi duyanların dikkatini çekecek bir yapım. Dizinin ikinci sezonu da “The Making of the Mob: Chicago” adıyla onay aldı ve ilk sezonda birkaç bölüm yer alan Al Capone, bu sefer başkarakter olarak izleyicinin karşısına çıkacak.

 

Twitter.com/mugeibrikci

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter