Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

THE LIGHT BETWEEN OCEANS – Hayat Işığım

:: Videolar THE LIGHT BETWEEN OCEANS – Hayat Işığım
(8.5/10)
Yazar: Deniz Ali Tatar
Issız bir adaya iş için gönderilseniz neler yapabilirsiniz? Neye özlem duyarsınız? Düşünce sisteminiz nereye doğru ilerler? Aşkı bulursanız aşk bir noktaya kadar mıdır yoksa sonsuza kadar mı? The Light Between Oceans, sinemaseverlerin karşısına 1920’li yılların nostaljisine uygun başarılı kurgususuyla çıkıyor.

Issız bir adada yaşam, aşk ve düşünmek… Büyük olayların ardından sınırlarınızı ne kadar zorlayabilirsiniz. Sinemaseverleri farklı duyguları harmanlayarak düşündürecek “The Light Between Oceans” güzel bir vizyon başlangıcıyla sinemaseverlerin karşına çıktı. M.L. Stedman'ın 2012'de yazdığı aynı adlı romandan uyarlanan, Babadan Oğula ve Aşk ve Küller gibi filmleriyle adından sıkça söz ettiren Derek Cianfrance'ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği “The Light Between Oceans” ta yeni dönem sinemasının sevilen ve en öne çıkmaya başlayan isimleri kamera karşısına çıkıyor.


 

X-Men, Jane Eyre, 12 Yıllık Esaret, Macbeth ve Steve Jobs gibi pek çok yapımla sinemaseverlerle olan ve pek çok dalda ödül aıp Oscar’a da pek çok kez aday olan Michael Fassbender; The Man From U.N.C.L.E., Ex Machina ve Burnt gibi filmlerde rol alan ve The Danish Girl filmindeki performansıyla geçtiğimiz Oscar ödüllerinde En İyi Yardımcı Kadın oyuncu heykelciğinin sahibi olan Alicia Vikander; Oz: The Great and Powerful, The Lobster ve Youth gibi son dönemin sevilen filmlerinde rol alan Rachel Weisz başrolleri paylaşıyor.


Avustralya'da 1 Dünya Savaşı sonrası yaşanan dramatik bir öyküyü konu edinen filmde; savaşta Avrupa'da acılarla dolu yıllar geçiren Tom Sherbourne, Avustralya'nın batısında, gözlerden uzak bir deniz fenerinde eşi Isabel ile birlikte yaşamaktadır. Ancak çok istedikleri çocuğa bir türlü kavuşamamaktadırlar. Derken bir gün denizden gelen bir ağlama sesini takip ederler ve dalgalarla birlikte kıyıya vuran bir kız bebek bulurlar. Lucy adını verdikleri bu bebeğe kendi öz çocukları gibi bakan ve büyüten Isabel ve Tom mutludur. Ancak yeniden insanların arasına döndüklerinde, Lucy ile ilgili hiç tahmin etmeyecekleri bazı gerçeklerle yüzleşmek durumunda kalacaklardır. 


 

Issız bir adaya iş için gönderilseniz neler yapabilirsiniz? Neye özlem duyarsınız? Düşünce sisteminiz nereye doğru ilerler? Aşkı bulursanız aşk bir noktaya kadar mıdır yoksa sonsuza kadar mı? The Light Between Oceans, sinemaseverlerin karşısına 1920’li yılların nostaljisine uygun başarılı kurgusuyla çıkıyor. Filmin sinematografisi, görüntüsü, hikayenin geçtiği yıla o kadar uyumlu görünüyor ki sırıtma olmadan o yıllara doğru gidebiliyoruz.

 

Derek Cianfrance, yönetim konusundaki başarısını bir kez daha kanıtlamış görünüyor. Hem yönetmenlik yapıp hem de senaryosu yazılınca o film gerçekten de izlemeye değer görünüyor çünkü senaryosu yazırlırken yönetmen ne çekeceğini nasıl planlar kuracağı o anda planlıyor ve sette de çok zorlanmadan planını iyi bir şekilde devreye sokuyor. Cianfrance’ı büyük yükün altından başarıyla kalktığı için tebrik etmek gerek. Yalnız filmin bazı sahnelerinin fazla olduğu ve o yüzden de bir tık fazla uzun olduğu düşüncesindeyim. Biraz daha kırpılsa bu filme puanım kesinlikle 10 olabilirdi. Bir de buraya şu dipnotu eklemek istiyorum müsaadelerinizle. “The Light Between Oceans” 2017 Oscar’larında en az 4 dalda adaylık gösterecek. Daha yeni yeni görücüyle çıkıyor filmler, ama Oscar bu belli olmaz…


 

Oscar ödüllü ya da adaylı bir başrol ekibinin olduğu filmin oyuncu performansları için, ekstra söylenebilecek bir şey yok. Alica Vikander, yine kendini kanıtladı. Rachel Weisz karaktere bürünmeyi büyük ölçüde başarıyor. Michael Fassbender da yine zirvede. Fassbender’in bu performansla zirvedeyken bu kez de Oscar’dan yana yüzü güler inşallah. Filmin müzikleri, alanının en iyilerinden biri olan Alexandre Desplat'ya ait. Filmin temasına ve doğasına o kadar uygun müzikler seçikmiş ki, hem ruh dinleniyor hem de filmden almamız gereken mesaja da büyük desteği oluyor.

 

“The Light Between Oceans” göz zevkini ve ruhu mutlu eden, bir yandan hareketli sahnelerle heyecanı ve gerilimi de eksik olmayan, ama en önemlisi 1920-1950 yılları rapsodisi yaşatıp oyuncu performanslarıyla da şölen yaşatan bir film. Vizyonda uzun süre kalacağına eminim ama siz yine de erkenden izlemeye bakın, işten güçten kaçıp izlemeye gidin. Keyifli bir zaman geçirmeniz dileğiyle…

 

Twitter.com/CarpeDiem_Dali

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter