Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

The Girl On The Train - Trendeki Kız

:: Videolar The Girl On The Train - Trendeki Kız
Yazar: Deniz Çobaner İlk bakışta oldukça dikkat çekici gözüken film, 3 farklı kadının bakış açısından anlatılan bölümlere ayrılmış. Yine de Megan ve Anna karakterleri daha çok gözlemlenen konumunda hissi uyandırıyor.

2015’te yayınlanan Paula Hawkins’in aynı adlı romanından uyarlanan The Girl On The Train(Trendeki Kız), beyazperde roman uyarlamaları furyasının son ürünlerinden birisi. David Fincher’ın yönetmenliği ile ses getiren Gone Girl’ü anımsatan film fragmanıyla da birçok sinemaseverin ilgisini çekmeyi başardı.


 

The Help(2011) ve Get on Up(2014) gibi filmlerden tanıdığımız yönetmen Tate Taylor genelde dram türünde çektiği filmlerle biliniyordu. Fakat bu sefer gizem-gerilim-psikolojik bir hikaye alt yapısına sahip The Girl On The Train ile yeni sulara yelken açıyor. Hikaye ise kısaca  şöyle: Kocasından boşanan Rachel’ın her gün işe giderken kullandığı tren, eski kocasıyla yaşadığı evin önünden geçmektedir. Böylece Rachel her gün 2 defa hem eski evini hem de kocasının yeni karısı ve çocuğu ile mutlu yaşantısını izlemek zorunda kalır. Zamanla bunu takıntı haline getiren Rachel, acısını azaltmak için 2 yan evde oturan çifti izlemeye başlar. Bu çift uzaktan çok mutlu görünmektedir, ama bir gün Rachel kadının kocasını aldattığına tanık olur. Ertesi gün kadın ortadan kaybolunca da dayanamaz ve müdahale etmek ister. Bütün bunlara Rachel’ın alkol problemi, darmadağın psikolojisi ve silik anıları da eklenince ortaya gizem yüklü bir durum çıkar. 

 

 

İlk bakışta oldukça dikkat çekici gözüken film, 3 farklı kadının bakış açısından anlatılan bölümlere ayrılmış. Yine de Megan ve Anna karakterleri daha çok gözlemlenen konumunda hissi uyandırıyor. Dış sesler kullanılsa da Megan ve Anna karakterinin derinlerine inilmiyor, dışarıdan gören biz göz kadar yakınlaşılabiliyor. Yalnız Rachel için durum farklı, onda daha öznel bir bakış açısına ulaşabilmek mümkün. Buradaki handikap da Rachel’ın hafızasına ne kadar güvenilebileceği. Sonuç olarak günün tamamında sarhoş ve yaptıklarını hatırlamayan bir kadın söz konusu olan. Karakterlere genel olarak bakıldığına ise yaşam biçimleri genel toplum kurallarına aykırı olan, sempati duymanın neredeyse imkansız olduğu bireyler göze çarpıyor. Erkekler fazla maço ya da sadakatsiz, kadınlar ise alkolik, yine sadakatten yoksun ya da yalancı. Bu durum izleyicinin taraf tutmasını ve muhtemel suçluyu belirlemeyi de zorlaştırıyor, ki bir gizem filminde aranan bir olgu olduğundan filmin yararına çalışıyor diyebiliriz. 


 

Olayın geçtiği mekanlara bakacak olursak, romandaki hikaye Londra’dan New York’a taşınmış. Fakat bunun çok da iyi bir seçim olduğunu sanmıyorum. Şehirlerin kendine has ruhu vardır ve filmin her yerine sinmiş depresiflik, çaresizlik, renk skalasını gri ve donuk mavilerden oluşması durumu Londra’nın ruhuna daha yakın görünüyor. Renk kullanımından bahsetmişken tek yoğun kırmızı imgesinin Megan tarafından kullanılıyor olması da yönetmenin onu -iyi ya da kötü- farklı bir konuma yerleştirdiğinin göstergesi. Rachel’ın odağında olduğu kamera açılarının sık kullanımı içinde bulunduğu kapanı izleyiciye hissettirmede oldukça başarılı. Hayatının bir noktasında kapana kısılmış bir kadının sıkışmışlığı, merkezinde Rachel’ın alkol ve mutsuzluktan acınası bir hal almış yakın çekimleri ile kalın bir çizgi çekilerek aktarılmış. 

 

Oyunculuklardan bahsetmek gerekirse, Emily Blunt’ın harikalar yarattığını söyleyebiliriz. Oyuncunun filmografisine bakacak olursak karakter oyunculuğundaki yükselişi fazlasıyla bariz. Haley Bennett ise senaryonun elverdiğince karakterin ruh halini yansıtabilmiş. Luke Evans’a gelince, karakter yaratımından mı yoksa role adapte olamadığından mı bilinmez, biraz eğreti kalmış.


 

Ayrıntılara bakıldığında yönetmenin çabası görülüyor fakat, kurguda parçaları bir araya getirirken bir noktadan sonra eline yüzüne bulaştırıyor. Sonuç olarak elimizde sıkı bir başlangıç ve hareketli bir finalin ortasında sarkmış bir gelişme bölümüyle, izleyeni cezbetmeyen ve hatta yer yer sıkıcı bir hal alan ortalama bir film kalıyor.

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter