Popüler Sinema
Su parkı değil de sanki slikon vadisi
|
(3.5/10)
Üye: Alper Turgut
|
Katil balıklar, kanlı vücutlar, alıklar, salaklar ve tam tekmil istismar... “Pirana 3DD” filminin her hangi bir ederi yok, belki baştan sona ucuzluk, o kadar... Komik desen değil, eğlencelik desen değil, erotik desen o hiç değil. Senaryo sefil, diyaloglar ölümcül, oyunculuklar dökülüyor. Üstelik klişe deposu... Ortaya çıkan şeye vasat bile denemez, bu zaman kaybının adı konamaz. Sinirden güldürüyor, hem seyirciye, hem de piranalara resmen ayıp ediliyor. |
İki yıl önce gösterime giren ilk film Pirana 3 D (Alexander Aja çekmişti), görece izlenebilir bir yapım idi. Ancak yeni film (John Gulager), çıtayı öyle bir düşürüyor ki, harbiden inanılmaz! Victoria Gölü'nü kurutan, fosil tipiyken canlanan ve bir anda atağa kalkan piranalar, geri dönüyor. Dünyada göl mü tükenir? Asla! Bu kez Cross Gölü'nde ortaya çıkıyor, keskin dişler, güçlü çeneler... Ölü bir atın içindeki pirana yumurtaları, insanların aptallığıyla hayata dönüyorlar. Anlayan varsa beri gelsin. Gerçekten kötü bir şaka gibi... Testere 333'e bile razıyım, umarım Pirana 3DDD'yi çekmek kimsenin aklına gelmez.
Neyse... Biz kaldığımız yerden devam edelim, Cross Gölü'nün yakınında açılışa gün sayan bir su parkı (Big Wet) vardır. Cankurtaran yerine striptizci kızların çalışacağı, özel, kameralı ve ekranlı bir yetişkin! havuzunun olduğu su parkı, slikon vadisi gibidir. Korku olsun, romantik olsun veya komik, ABD'lilerin vazgeçemediği üzere, burada da gençler ot çeker, sevişmeye yer arar. Gölün kıyısına minibüsü çekmek, fantezi için kelepçelenmek, sonra anahtarı kaybetmek yeter mi? Yetmez! Kazara el freni inecek, araç da suya girecek. Vay be! Çok yaratıcı... Üstüne üstlük filmin üç senaristi var, sözün özü trajik.
İçine pirana kaçan genç bir kadın ve onunla sevişen bahtsız bir delikanlı... Piranının neyi ısırdığını anladınız sanırım. Kıçına pirana giren adam da var, unutmadan... Camı kıran, demiri delen piranaların manyakça azmi ise ürkütücü, doğruyu söylemek gerekirse... Korkak delikanlıyı kahraman yapan, güçlü görüneni zayıf kılan metin, ölüm sırasını ise güzel kızlardan daha güzel kızlara göre ayarlıyor. Tamam, film mavraya sarılıyor, dalgasını geçiyor, lakin bunu dahi başarmaktan fersah uzaktalar. Christopher Lloyd ve Ving Rhames ile canımız Kara Şimşek'imiz, Cankurtaran'ımız David Hasselhoff’a da yazık olmuş. Bol bol meme, kanlı bedenler, parçalanan organlar ve uzuvlar görmek istiyorsanız bu filme gidin. Aksi takdirde gerilimden muaf, heyecandan ırak ve bütünü tuhaf bu şeyi izlemeden unutun derim, benden söylemesi...
Alper Turgut
