Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

I, Daniel Blake - Sisteme Doğru Bir Eleştiri

:: Videolar I, Daniel Blake - Sisteme Doğru Bir Eleştiri
(9.5/10)
Yazar: Deniz Ali Tatar
“I, Daniel Blake” yüze vurulan bir tokat misali… eleştirisini tüm topluma, toplum üzerinden devlet sistemi merkezine doğru yapıyor. Altında yatan dramını da melodramik türden değil, hikayesi, senaryosu ve anlık sahnelerle gözler önüne seriyor.

69.su düzenlenen Cannes Film Festivali’nden çarpıcı bir filmin adı tüm Dünyada yankılandı. Yaptığı her filmle adını başarıyla duyuran usta yönetmen Ken Loach, büyük bir filme imza attı. Film Ekimi 2016’da yine yılın efsanelerini duyacağımız filmler sinemaseverlerin karşısına çıktı. Bunlardan biri de “I, Daniel Blake” oldu. Büyük bir eleştiriyle sinemaseverlerin karşısına çıkan “I, Daniel Blake” te Dave Johns, Hayley Squires, Sharon Percy, Dylan McKiernan ve Briana Shann gibi oyuncular rol alıyor.


 

Daniel Blake, New Castle’da yaşayan bir marangozdur. Fakat sağlık durumu nedeniyle çalışamamaktadır. Sistemin çarpıklığı nedeniyle devlet yardımı da alamaz ve iş aramak zorunda kalır. Daniel bu zorlu süreçte bir anne ve onun çocuklarıyla dostluk kurar. Kendisi gibi bozuk sistemle ve boğucu bürokrasiyle mücadele eden ve iki çocuğuna tek başına bakan genç Katie ile yoldaş olacaktır. Londra’da yaşayan 59 yaşındaki hasta Daniel Blake’ın yaşadıklarının anlatıldığı filmde yönetmen modern, kapitalist sisteminin bürokrasisinin girdabında sıkışan insanların hikayeleri üzerinde eleştiri oklarını İngiliz sistemine yöneltiyor.

 

“I, Daniel Blake” yüze vurulan bir tokat misali… Eleştirisini tüm topluma, toplum üzerinden devlet sistemi merkezine doğru yapıyor. Altında yatan dramını da melodramik türden değil, hikâyesi, senaryosu ve anlık sahnelerle gözler önüne seriyor. Aslında sabır sınayan bir hikaye ve durumla karşı karşıyayız. Filmi izlerken düşünmeden duramayan bir hale bürünebiliyoruz. Acaba benim başıma gelseydi, yanda bir yakınımın… Çünkü herkesin karşılaşabileceği türden durumlar yaşıyor Daniel Blake. Ve bu olaylar, bu filmde tüm çıplaklığıyla aktarılıyor. Merkeze doğru büyük bir eleştiri söz konusu. Paul Laverty, senaryoda çok keskin, yalın ve gerçekçi bir dil üzerinden gitmiş. Bu da temaya büyük bir uyumluluk yakalatmış. Sosyal mesajını senaryosunda veren filmden etkilenmemek mümkün değil…


 

Sinematografisiyle de kendine bağlayan bir film olmuş. Adeta film, bu yapılandırmayla seyirciyi kendine çekmiş. Kameranın sabit olması, aktüel olmaması çok daha iyi. Bu tür filmlerde aktüel çekime çok rastlıyoruz. Ama burada sabitlik gerçekten iyi gitmiş. Yönetmen gözünü önemini kesinlikle bu noktada da anlayabiliyoruz.  Filmde ağır müziklerin kullanılmamış olması, ilk başta çok eksik durdurmamış mı sorusunu sorduruyor. Ama film ilerledikçe, bu soruyor sormayı bırakmaya başladım. Eğer ki müzik baskın olsaydı dramatik hikâyelerde, belki de melodramik klişesine düşülebilirdi. Müziğin baskın olmaması, filme inanılmaz yakışmış!

 

Oyunculuklara gelirsek; Dave Johns, Daniel’i çok başarılı oynuyor. Daniel’ın bulunduğu durumu, yaşadığı çaresizliği ve çıkmazı en iyi haliyle yansıtıyor. Johns, bu rolle ve filmdeki üstün performansıyla adeta bir oyunculuk dersi vermiş bir konumda.


 

Hayley Squires de Katie karakteriyle Daniel’a büyük bir destek hikayede. Tabi Katie’in yaşadığı ekonomiksel sıkıntıları da yüze, muhteşem performansıyla çarpıyor. Özellikle yardımlardan oluşturulan küçük markette alışveriş yaparken, bir anda bir kavanozu alıp açıp yemeye çalıştığı sahnede gerçek anlamda duygu yoğunluğunu çok başarılı bir şekilde veriyor. Ken Loach sinemasını bilmeyenler bu filmle büyük bir duygudaşlık kuracaktır. Bilenlerin bir çoğu da klasik Ken Loach ! diyeceklerdir, ki bunu duyduğum çok oldu. Ama bu filmi diğerlerinden ayıran durumlar da söz konusu. Bilenlerden de bağ kuranlara da helal olsun demekten başka diyecek bir şey yok. Bize gerçekleri, sinema yoluyla duyurma imkanı ve adeta ziyafet veren Ken Loach’a selamlar olsun… 

 

Aralık vizyonunda “I, Daniel Blake” i mutlaka takip ediniz diyorum efendim… Bu tarz filmleri özellikle sinema televizyon okuyan genç yönetmen adaylarına tavsiye etmek gerek. Gerçek drama yaratmak adına bu film büyük bir örnek…

 

Twitter.com/CarpeDiem_Dali

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç değil ...

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç  değil ...

Fırat Sayıcı

Aziz Alaca: “Kısacıların birçok uzuncudan...

Aziz Alaca: “Kısacıların birçok uzuncudan...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter