Popüler Sinema

Vizyon tarihi ertelenen Hayalet Hikâyesi (Personal Shopper) nihayet sinemalarda. Uzun süredir de sinefillerin en çok konuştuğu film olmayı sürdürüyor. Festivallerde daha önce izleme şansı bulanlara göre bu film tam bir tartışma konusu. Geçtiğimiz yıl Cannes’da En İyi Yönetmen ödülünü Mezuniyet (Bacalaureat) filmiyle övgü toplayan Cristian Mungiu ile paylaşan Olivier Assayas, kişisel olarak Ve Perde (Clouds of Sils Maria) ile gönlümü kazanmıştı. Gizem içeren öykülere yeni bir bakış getirerek özel bir tat yakalayan Assayas, gözde oyuncusu Kristen Stewart ile yine köşe kapmaca oynuyor. 

Maureen, ölmeden önce kendi gibi psişik yetenekleri olan ikiz kardeşinin ‘sana öbür taraftan işaret göndereceğim’ demesi üzerine ısrarlı bir bekleyişe girer. Senaryoyu gerilim korku izleğinde başlatarak tekinsiz bir atmosfer kuran Assayas, festival filmlerine özgü yabancılaşmalarla mobil telefon üzerinden çekici bir akış elde ediyor. Daha önce hiçbir filmde kullanılmamış biçimde diyalogları sanal iletişim üzerinden aktarıyor. Soğuk yapısı ile gülerken bile keder saçan Maureen rolünde Stewart oldukça başarılı. Cool hareketler ve maskülen duruşuyla seyrine doyulmaz bir gizeme ortak ediyor bizleri.

Gerilim filmlerindeki olay örgüsünü sıkça sekteye uğratan yorumuyla benzersiz bir dünya kuruyor Assayas. Fantastik kurgu ile aşırı gerçekçi yapıyı yan yana ustaca diziyor. Korku unsurlarının beklenmedik şekilde karşımıza çıktığı anlarda merak duygusunu en üst düzeye çıkaran fantastik algı, gelen mesaj sesleriyle izleyiciyi gerçeğe odaklayarak ikircikli bir seyir sunuyor.

Hayalet Hikâyesi (Personal Shopper) kimilerine göre abartılmış bir başarı olsa da kendi şahsına münhasır bir çalışma. Benzerine az rastlanacak türden bir okuma deneyimi. Görünen o ki Fransız yönetmen kuyuya taş atarak festival canavarlarını bir birine düşüren ateşli sohbetler için ideal bir film çekmek istemiş. Büyük ödülü kazanarak ateşi daha da körüklemiş.

Final sahnesini Kuzey Afrika’da egzotik bir mekânda çekerek izleme zevkini iyice parlatan senaryonun birçok handikapı var aslında. Yönetmenin kıvrak zekâsını alkışlanacak bir başarıya dönüştüren bu kapalı ve karanlık filmin bir bardak suda nasıl fırtınalar kopardığını görmek için bir süre düşünmek  gerekecek. Bakalım filmi sevenlerden misiniz, yoksa burun kıvıranlardan mı?