Popüler Sinema

Döneminin reyting rekortmeni dizisi ‘Asmalı Konak’la hayatımıza giren Çağan Irmak kendi kariyer sürecinde aralarında ‘Babam Ve Oğlum’, ‘Issız Adam’, ‘Dedemin İnsanları’, ‘Unutursam Fısılda’nın da bulunduğu on üç uzun metraj film çekti. Televizyon için yaptığı dizileri ve sinema filmlerinde genel olarak duygu yüklü hikâyeler anlatan yönetmen, ‘Kâbuslar Evi’ serisiyle Türkiye’de o dönem çok fazla yapılmamış olan korku/gerilim türünü denedi. ‘Kâbuslar Evi’ farklı konseptiyle seyirci için yeni bir pencere açtı. Çağan Irmak son filmi ‘Çocuklar Sana Emanet’te de ‘Kâbuslar Evi’ serisini andıran duygu yüklü bir gerilime imza attı. Filmin başrollerinde ise Engin Akyürek, Hilal Altınbilek ve yönetmenin favori oyuncularından biri olan Şerif Sezer rol aldı. 

Bir trafik kazasıyla hayatı değişen Kerem ( Engin Akyürek) tuhaf kâbuslar görmeye başlar, bu durumdan kurtulmak içinde olayın meydana geldiği köye döner. Buradaki tanıdıklarının yönlendirmesiyle şifacı bir kadından ( Şerif Sezer ) yardım almaya karar verir, gizli kalmış sırlar da bundan sonra açığa çıkacak ve Kerem büyük bir arınma sürecine girecektir.

‘Çocuklar Sana Emanet’ gizemli bir girişle açılıyor, ne olduğunu tam anlayamadan flashback gerçekleşiyor ve seyirci ana karakterleri tanımaya başlıyor. Bu bölümlerde Kerem karakteri mükemmel bir portre çiziyor. İşinde başarılı, zengin, güçlü, çocuklarının olmamasından dolayı, karısının yaşadığı travmalara karşı çok anlayışlı bir adam olarak karşımıza çıkıyor. Dünya haksızlıklarla dolu bir yer ve herkesin ilacı kendi içindedir gibi genel mesajlar içeren cümleler kuruyor. Film, İzleyiciye başkarakterin görünen yüzünü anlattıktan sonra, kaza sahnesiyle tepe noktasına çıkıyor. Kaza sahnesinden önce iki hikâyenin kesişmesi, o sahnedeki hız artışının ve çocukların koşuşunun peşi sıra gösterilmesi, müziğin duygusallığı ve emniyet kemerinin çözülmesi olacakları önceden seyirciye hissettiriyor ve sahneyi çok etkileyici kılıyor. Bu bölümden sonra filmin gerilim dozu da yavaş yavaş artıyor.

Genellikle yönetmenler, korkutucu sahneleri gece çekimlerinde gerçekleştirirler, bunda da amaç daha fazla korku duygusu yaratmaktır lakin Çağan Irmak ‘Çocuklar Sana Emanet’te bu tür bölümleri, gündüz çekimlerinde de kullanıyor. Bu sayede de seyirci sürekli diken üstünde oturuyor. Fakat filmin en kötü tarafı ise, hiç kuşkusuz animasyon kullanımı. Korkutucu karakterleri gördüğümüz an, sahnelerin etkisi ortadan kalkıyor, çünkü bu mahlûklar hiç ikna edici gözükmüyor.

‘Çocuklar Sana Emanet’in en güzel yanı ise salt bir gerilim filmi veya salt bir dram olmayışı, film içerisinde her iki tür çok güzel dengelenmiş, gözleriniz dolmak üzereyken, bir anda bütün vücudunuz korkudan gerilebiliyor. Özellikle de duygu yüklü sahneleri Engin Akyürek çok başarılı canlandırmış, onun yaşadığı pişmanlıkları, özlemleri sizde iliklerinizde hissediyorsunuz. Hep çocuk isteyen ailenin bir çocuğu öldürmesi ve çocuğun ruhunun musallat olması da güzel bir tezat yaratıyor.

Filmi izlerken beklediğimiz olay örgüsünün dışında başka bir hikâye karşımıza çıktı, bu hikâyede çok etkileyiciydi ve filme dinamizm getirdi. Final bölümü ise bam telini titretiyor, insanın boğazını düğüm düğüm ediyordu. Biten bazı yaşamlar sayesinde, bazı insanların hayatlarının kurtulması da kaderin bir cilvesi olarak gözler önüne serildi.