Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Altın Koza’nın ardından…

Altın Koza’nın ardından…
Yazar: Fırat Sayıcı

Türkiye’nin en önemli film festivallerinden biri olan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 29.su geçtiğimiz Cumartesi gecesi düzenlenen törenle sona erdi. Topladığı ödüllerle “Ela ile Hilmi ve Ali”nin geceye damga vurduğu törende, jüri üyelerinin çok haklı sebeplerle Yılmaz Güney ödülüne layık gördükleri bir filmin olmadığını açıklaması, Cahit Berkay ve orkestrasının ara sıra düşen tempoyu yeniden yükseltmesi, sunuculardan Yetkin Dikinciler’in törende yaşanan aksaklıklar karşısında kıvrak zekasıyla kotardığı sunum alkış topladı. 


Ulusal alanda 8 filmin yarıştığı festival boyunca onlarca film gösteriminin yanı sıra düzenlenen söyleşiler de Adanalı seyircinin ilgisini çekti. Ayrıca ilki geçen sene Ankara Film Festivali’nde düzenlenen Film Festivali Sempozyumu’nun bu yıl Altın Koza’da devam etmesi anlamlıydı. Geçen yıl ben de bu sempozyumda film festivalleri ve kısa film ilişkisine dair bir sunum yapmıştım. Bu seneki sempozyumda da birbirinden değerli akademisyen arkadaşımız sinema ve film festivalleri üzerine değerlendirmelerini sundular.  


Festivallerin olumlu taraflarını alkışlamak, takdirlerini belirtmek önemli. Ancak festivallerin sürekliliği ve iyileştirilmesi adına olumsuz/eksik yanlarını da gözden kaçırmamak gerek. Adana Altın Koza’nın bel kemiği Kadir Beycioğlu’nu geçen yıl kaybetmemizin ardından bu sene 2. kez onsuz bir festival geçirdik. Kadir ağabeyin herkesi kucaklayan, güler yüzlü ve anlayışlı tavrının bu festival için ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladım. Zira bu yıl da geçen yıl olduğu gibi bazı aksaklıklar hem yarışmaya katılanları hem de basın mensuplarını rahatsız etti. Bunların ilki ulusal yarışma seçkisinin zayıf olmasıydı. Neredeyse herkesin hem fikir olduğu bu duruma Altın Koza’da pek alışkın değiliz. 50 filmin yarışmaya katıldığı söyleniyor. Ancak nedenini anlamadığımız şekilde sadece 8 filmin yarışmaya alınması ve bu filmlerin arasında elle tutulur 2-3 film olması bizleri de şaşırttı. Mesela Eren Boz'un yönettiği "Turna Misali" Tokyo'da, Aydın Orak'ın yönettiği "Sabırsızlık Zamanı" Varşova'da yarıştı. Ancak bu filmler 1 Kasım 2021'den önce yarıştılar diye bu yarışmaya alınmamış, özel gösterim hakkı verilmiş. Umarım bu karar seneye değişir. Aynı şekilde Kazım Öz'ün filminin de seçkiye alınmaması ve yaptığı basın açıklaması kafaları karıştırdı. Bir de kadın-erkek eşitliğini ön plana alıp, yarışma için 4 kadın, 4 erkek yönetmen seçtik gibi açıklamalar da sinemaseverleri tatmin etmedi. Sosyal medyada yazmıştım. Buradan tekrar etmek isterim. Ben artık festivallerde "siz kadın olduğunuz için sizin filminizi yarışmaya/seçkiye aldık" lafları duymak istemiyorum. Bu, 'kadın'ı alttan alta aşağılamak değildir de nedir? Sanatçının cinsiyet ayrımı olmaz. Filmi iyiyse seçersin, kötüyse seçmezsin. Bu kadar basit! Tabii bu durum sadece Altın Koza’ya özgü değil. Söylediklerim tüm festivaller için geçerli. 


Bir diğer sıkıntı ise film gösterim çizelgesinin amatörlüğü. Yarışma filmlerinin 18:00 ve 20:30 seanslarına konulması ama bunların neredeyse her akşam düzenlenen farklı etkinliklerle çakışması. Halbuki yarışma filmleri 14:00, 16:30 ve 19:00 seanslarına serpiştirilebilir. Böylece festival katılımcıları gece düzenlenen çeşitli etkinliklere katılabilir. Ayrıca yarışma filmlerinin ilk gösterimlerinden sonra farklı gün ve saatlerde en az 2-3 kez gösterilmesi gerekir. Son olarak basın mensuplarının şehrin en uzak otelinde konaklatılması da bizleri oldukça zorladı. Umarım gelecek yıldan itibaren alışık olduğumuz otele dönebiliriz. Zira basın mensuplarının gerek haber takibi gerekse sinemacılarla yaptıkları röportajlar için merkeze yakın olması önemli bir durum. Umarım, üç aşağı beş yukarı her sinema yazarı ve basın mensubu arkadaşımın da rahatsız olduğu bu yapıcı eleştirilerin sonuçları seneye çözülür. 


Festivalin genel olarak değerlendirmesini yaptıktan sonra yarışma filmlerini de kısaca ele almak isterim. Bu kısa değerlendirmeyi yaparken festival seçkisiyle ilişkilendirmeler yapmaya çalıştım. 


Ela ile Hilmi ve Ali (7/10): 40’lı yaşlarında ODTÜ mezunu ve her şeyi bilen bir matematik öğretmeni Hilmi ile depremde neredeyse tüm ailesini kaybetmiş, üniversite sınavına hazırlanan gencecik Ela’nın hikayesi. Tabii apartmandaki kapıcının oğlu olan ve bu ikilinin hayatına giren Ali’yi de unutmamak lazım. Filmin en büyük artısı yönetmenlik becerisi. Tek mekanda hikaye anlatmayı iyi biliyor Ziya Demirel. Bu seçkide film çekmeye devam edecek birkaç isimden biri olacak. 


Mendirek (6.5/10): Bozcaada gibi doğal plato olan bir ortamda kurduğu dünyada seyirciyi hipnotize etmeye çalışan bir film. Yer yer başarıyor da. Filmin başrol oyuncularından Yılmaz’ı oynayan Barış Yılmaz Gündüz’ün en iyi erkek oyuncu ödülünü almasını istemiştim. Ama olmadı. Mendirek’in yönetmeni Cem Demirer ise seçkideki en iyi yönetmendi kanımca. Bir yerlerde denk gelirse bu filmi mutlaka görün derim. 


Bir Zamanlar Gelecek 2121 (6/10): Daha önce sinemamızda buna benzer çok az film gördüğümüz için özellikle önem verdiğim bir yapım oldu. Distopik bir geleceğin yer altında inşa edildiği bir dünyayı hayal eden filmin en azından 1-2 ödül almasını beklerdim. Ayşenil Şamlıoğlu’na bir ödül gidebilirdi mesela… 


Suna (5.5/10): Fikri güzel ancak işleyişinde sıkıntılar olan bir yapım. 90’lı yılların zor şartlar altında çekilen ağdalı sanat filmlerine benzettim. Bazı karakterler ise inandırıcılıktan öyle uzak ki… Oysa Çigdem Sezgin’in “Kasap Havası”nı çok sevmiştik.  


Bana Karanlığını Anlat (5): Kadın filmleri furyasına bir yenisi daha eklendi ancak sıkıntıları bol bir film. Keşke bir tiyatro oyunu olsaydı. 


Kabahat (4): Festivalin en amatör filmi…


Yaban (2): Festivalin en (profesyonel görünümlü) amatör filmi…

 

Not: "Çilingir Sofrası" filmini, programlar çakıştığı için maalesef izleyemedim.

 

twitter.com/firatsayici

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç değil ...

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç  değil ...

Fırat Sayıcı

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Fırat Sayıcı

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter