Popüler Sinema

Paylaş
Ekran

Taze Kan İyidir!

Taze Kan İyidir!
Üye: Drama Queen Son zamanlarda dikkatimi çeken durumlardan biri de dizlere alınan ‘taze kanlar’. Ya dizinin gidişatını daha iyi tutmak ya da eğer ters giden bir durum varsa bunu tersine döndürmek için birkaç bölümde bir dizilere yeni oyuncular katılıyor.

 

 

Temposu ya da reytingi düşen diziye yeni oyuncu alımı, gidişatı etkilemez bence. Yani neyse durum aynı şekilde devam eder gider. Ama yeni başlayan dizilerde birkaç bölümden sonra  yeni yüzler görmek bir hoşluk yaratıyor. Hem dizinin bir sonraki bölümü henüz gününe gelmemişken,kadroya dahil olacak yeni oyuncuyla ilgili yapılan duyurularla merak uyandırıp heyecanı canlı tutmak açısından da bu iyi bir şey. Yazımı yazarken bir yandan da ilgiyle izlemekte olduğum Karadayı’ya da bundan iki bölüm önce eski sunucu Erhan Yazıcıoğlu Feride Hanımın babası olarak girdi. Bu bölümde de, geçen bölümde Mahir’in ‘askerde bir kardeşim var’ dediği Orhan dahil oldu. Ulaş Tuna Astepe’yi,  Mahir’in tam tersi karakterde, ailenin kendisi için düşündüğü hayatı reddedip bambaşka bir yolda ilerleyecek olan, evin diğer oğlu Orhan rolünde izleyeceğiz bundan sonraki bölümlerde. Astepe, oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni Berkun Oya’nın, oyuncu Ali Atay’la birlikte kurduğu Krek Hareketi’nin oyunlarında yer alan genç, heyecanlı bir oyuncu.

 

Karadayı, bu sezon yeni başlayan işler içinde apayrı bir yerde duruyor izleyici için. Oyuncu kadrosunda iyi oyuncuların oluşu, özellikle de artık rüştünü çoktan ispatlamış olan Kenan İmirzalıoğlu, ‘kötü adamı’ fevkalade güzel canlandıran, adeta kötüyü sevdiren, merak uyandıran, kendisine hayran bırakan savcı rolündeki Yurdaer Okur, daha önce Zenne’de izleyip gerçekten çok beğendiğim, Mahir’in belalısı rolündeki Erkan Avcı ve tabii ki dizlerde yan rollerdeki insan üstü performansıyla hepimizin ‘göz bebeği’ olmuş Rıza Kocaoğlu dizinin izlenmesinde çok etkili. Başroller kadar yan rollerin de çok iyi ‘beslendiği’ Karadayı’da bu ustaca yapılmış ‘rol dağılımı’, oyunculuklardaki samimiyeti daha iyi ‘almamızı’ sağlıyor.

 

 

Ben Bilmem Eşim Bilir’de neler oluyor?


Hafta sonları Kanal D’de İlker Ayrık’ın sunumuyla ekranlara gelen Ben Bilmem Eşim Bilir yarışma programı, her ne kadar çok izlenen bir yapım olsa da, bazı bölümlerinde eşlerin birbirlerine söyledikleri absürt ötesi cümleler beni benden alıyor. Özellikle de kadınların, yarışma sonunda kazanmayı umdukları araba için neler yapabileceklerini, kendilerini milyonlar önünde ne duruma düşürdüklerini görünce söyleyecek kelime bulamıyorum. Özellikle bu haftaki bölümde yarışan çiftin kadın olan tarafının ‘’aşkım hadi hadi aşkım yapabilirsin, beni başka birisiyle düşün aşkım’’ cümlesi kulaklarımda bir arıza olabileceği hissine kapılmama sebep oldu! Acaba bu çiftler evlerine döndüklerinde ‘’biz ne yaptık?’’ ya da ‘’şimdi bu dediğimi annem, babam, konu komşu da duydu, hay allah’’ diyorlar mıdır? Bendeki de merak işte. Sanırım bu haftaki bu tuhaf gaza getirme cümlesine en iyi cevabı kadının kendi kocası verdi: ‘’yuh!’’.

 

 

Bunlar da benim ‘’yuh!’’ larım.

 

1.       JLO’nun İstanbul’a gelip bir üç ayrı yerde üç konser vermesiyle birlikte kendisinde gördüğümüz ‘full enerji’ durumuna hayıflanıp, koca poposuna bakıp ‘’ulan ne var ki, onunki de kocaman işte’’ deyip kendimizi daha iyi hissetme çabamız sonucunda(biliyorum cümlem uzun oldu farkındayım bitiyor az kaldı), bu durumu ‘pazarcıların da’ fark etmesiyle piyasaya  ‘don şeklinde seyyar Jennifer poposu’nun çıkması. Ve tabii ki satılamaması(neden acaba?)

 

2.       25 Kasım’da patlak veren, Muhteşem Yüzyıl’ın belgesel olduğunu öğrenmemizle zuhur eden ‘kınama ve yargının gereğini yapması’ çağrısı. Ve bunun hala devam ediyor oluşu.(Hayretle izliyorum)

 

3.       Bugün Habertürk Gün Ortası’na katılan Tarihçi Profesörün ‘’Kanuni milleti için oğullarının ölümüne göz yummuştur’’ demesi! ( Ve ben artık gün boyu yorumsuz kaldım…)

 

4.       Aslında benim, bu köşenin sadece televizyonu izleyici gözüyle yazan yazarı olup öyle davranmam gerekirken kendimi tutamayışım.(dilimi tutamadım, özür dilerim)

 

 

Erkin Koray neden reklamda oynadı?

 

Herkes bir şeyler söyledi, yazdı çizdi, Erkin Koray reklamda oynayabilir mi, olur mu bu, olmaz mı? Onun dünya görüşüne aykırı değil mi? Filan…Oynar efendim, ne var bunda. Adam yıllarca bu ülkenin eğitim sistemini kötüledi, beğenmedi, bu yüzden de kızının hayatını heba etti(kendi cümlesidir bu) ve ‘’çok pişmanım böyle davrandığım için’’ dedi. Demek ki yavaş yavaş anladı anyayı konyayı Erkin Baba da. Bizim buralarda ‘gemisini yürütenin kaptan’ olduğunu…Yaşamak için ‘ideallere’ değil ‘paraya’ ihtiyaç olduğunu…Bunun yanı sıra kötü bir reklam olmuş. Erkin Koray’ı oynatıyorsunuz reklamda, bari adam gibi doğru düzgün bir reklam senaryosu yazın. Biz de ‘en berbat çocuk müzikalini’ izler gibi öffflemeyelim ekran karşısında.

 

 

 

Drama Queen

 

twitter.com/yazmakiyigelir

 

 

Diğer yazıları için tıklayınız

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter