Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Değil 360, binyüz kere etrafında dönsen bu filmden bir şey olmaz

Değil 360, binyüz kere etrafında dönsen bu filmden bir şey olmaz
(4.0/10)
Üye: Serdar Akbıyık
Bazı filmler gerçekten büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Tabii bu hayal kırıklığının altında biraz da bizim beklentilerimizi kaşıyan üreticilerinin geçmişi oluyor. Bu hafta vizyona giren 360’ın yönetmeni Fernando Meirelles, Tanrıkent – City Of God filmiyle gözümüzde o kadar büyümüştü ki onun filmlerini merakla bekler olmuştuk.

 

Arthur Schnitzler'ın klâsik eseri La Ronde'den filme uyarlanmış olan ve iki kez Oscar adayı olan Quenn ile Frost Nixon’un da senaristi Peter Morgan'ın beyazperdeye uyarladığı film bütün bu üreticilerinin kariyerlerine ihanet ettiği bir yapım. Halbuki filmin kadrosu da müthiş. Rachel Weisz, Jude Law, Anthony Hopkins, Moritz Bleibtreu, Ben Foster ve daha birçok önemli isim filmde yer almış. 

 

Film ucundan birbirine bağlanmış birçok hikayeden oluşuyor. Evet bir rastlaşma söz konusu ama filmin en büyük derdi bu olayların aslında birbirini tamamlayan, güçlendiren hikayelere sahip olmamalarından kaynaklanıyor. Hepsinde kadın ve erkek var ve tek ortak noktaları bu. Ama kadın ve erkek olması hikayelerin birbirini bütünlediği anlamına gelmiyor. Çok farklı ve birbirinden ilgisiz hikayeleri verdiğinizde bir acemilik hissi uyandırıyor yapım. Bizim sinemamızda çok gözlenen “ilk film hastalığı” gibi bir durum var. Slovakyalı bir kadın üçkağıtçı bir fotoğrafçıya seksi fotoğraflar çektirir onları internete koyup kendini pazarlar. İlk müşterisi ise Jude Law olur. Ama Law tam kadınla buluşurken tanıdıklarıyla karşılaştığı için bu randevu gerçekleşmez. Karısına döner, bir bakmaşız karısı Rachel Weisz ise başka bir adamın kollarında mutluluğu aramaktadır. Bu arada Jude Law ile Rachel Weisz’ı yataklarında görürüz ve tüketilmiş bir evliliğin izlerini süreriz. Aslında iz miz yoktur ve onların hikayesi burada tıkanır. Ne bir yenilik ne de yaratıcılık görürüz filmde bu çift üzerine. Oradan Rachel Weisz’in yattığı adamın sevgilisi tarafından takip edildiğini, sonra da bir video kaydıyla adamı nasıl terk ettiğini seyrederiz. Genç kız uçağa binip ilk once Miami’ye sonra Rio’ya gidecektir. Filmin seyretmekten en zevk aldığım hikayesi bu ve genç kızı oynayan Brezilyalı güzel Maria Flor’u bir yere yazdım. Flor uçakta yanında oturan yaşlı adamla muhabbet eder. Anthony Hopkins’in canlandırdığı yaşlı adam yıllar evvel evden kaçmış ve öldüğü sanılan kızını teşhis etmek için ABD’ye gitmektedir. Bu sırada kar yüzünden uçuşlar iptal olur. Denver’de konaklamak zorunda kalırlar. Hapisten yeni çıkmış ve cinsel suçlar yüzünden tedavi görmüş eski mahkumu canlandıran Ben Foster ise bu mola sırasında Brezilyalı güzel ile karşılaşır ve bir otel odasına giderler. 

 

Yani bu tür hikayeler sadece kahramanlarının olaya bir yerinden ortak olduğu, konu itibariyle farklı dertleri dillendiren ama filmin hafif diliyle bu dertlere de haksızlık yapan bir yapım 360. Herşeyi de hafif vermek zorunda değilsiniz be kardeşim. Duygusal olacağız diye konuları kendi öneminden uzaklaştırıyorsunuz, küçümsüyorsunuz. Bu da izleyiciyi veya beni kırıyor açıkçası…

 

Serdar Akbıyık

 

twitter.com/serdarakbiyik

 

 

Etiketler: 360, Serdar Akbıyık

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter