Popüler Sinema

Sinema tarihinde kadın karakterler çoğunlukla erkek yönetmen ve senaristler tarafından yaratılmıştır. Dolayısıyla kadın öğesi gerçek olmaktan uzakta, erkek beyninin bir fantazi imgesini canlandırmaktan öteye geçememiştir uzun bir süre. Hala bu durumun tamamen kırıldığından söz etmek pek mümkün olmasa da, sayısı günden güne artan kadın yönetmen ve senaristlerin ürünü olan, kadına kadının gözünden bakan örneklerle tezin karşısına antitez koyulduğu söylenilebilir.

Bu antitezlerden biri olan ve Thirteen(2003), Twilight(2008) ve Red Riding Hood(2011) filmlerinden tanıdığımız kadın kahramanların yönetmeni Catherine Hardwicke, bilinen çizgisini takip eden Miss You Already ile ile izleyicinin karşısına çıkmış.

Hikayenin ana kahramanları Jess ve Milly, ilkokuldan itibaren birbirlerinin en iyi arkadaşı olmuş, 30'lu yaşlarında kadınlardır. Açılış sekansı ile geçmişleri hakkında hızlı bir bilgi edindiğimiz karakterler günümüze gelindiğinde; Jess erkek arkadaşıyla bebek sahibi olmaya çalışan bir kadına, Milly ise gençlik aşkı ile evlenip 2 çocuk yapmış, kariyerinde başarılı, odak noktası bir kadına dönüşmüştür. Hikayenin gelişme bölümü ise perdeleri Jess'in hamile kalmasıyla eş zamanlı olarak Milly'nin göğüs kanseri olduğunu öğrenmesiyle açar.

Bir melodramla karşı karşıya olduğumuzu göz önünde bulundurursak, hikaye hiç de duygu sömürüsü çizgisini aşmamış. Kanser gibi hassas bir tema söz konusu olduğunda belgesel gerçekçiliğinin verilmesi izleyicinin hassasiyetleri ile oynayan ve daha da kötüsü bunlardan yararlanan bir yapıya kolayca dönüşebilir. Fakat yönetmen ve senarist, klişeleşmiş "drama kraliçesi" olgusuna mesafeli durmuş ve hatta Milly'nin ağzından kendini eleştiren cümleler dökülürken ya da Jess'in "kanser kabadayısı" terimi ile bu olguyu tadında bir tutumla eleştirmişler. 

Karakterlere daha yakından bakacak olursak, Jess ve Milly kontrastlığın oluşturduğu bir uyum içindeler. Hem dış görünüşleri hem karakterleri bariz zıtlıklar barındıran ikili, ortak yanlarıyla harmanladıkları dengeli bir ilişki yaratmışlar. Oyunculuk olarak bakıldığında da Drew Barrymore ve Toni Collette'in enerjilerinin birbirini tuttuğu çok açık. Böylece Jess ve Milly izleyicide "gerçekmiş gibi" duygusu uyandırmada hiç de zorlanmamış. Filmin inandırıcılığını inşa eden diğer bir önemli unsur ise, Morwenna Banks'in kaleminden çıkan senaryosu. Morwenna Banks'in bir radyo tiyatrosu için yazdığı "Goodbye", yine onun elinde filmin senaryosuna dönüşmüş. Babasının kanser olması ile yakından gözlemlediği, birebir yaşadığı süreçten güçlü ve yer yer eğlenceli bir hikaye yaratmış. 

Filmde dikkat çeken diğer bir durumda, erkeklerin Jess ve Milly'nin ya da diğer kadınların hayatlarındaki yerleri. Erkekler bu hikayede adeta "yardımcı oyuncu"luktan öteye gidememiş. Kit ve Jago'nun destek kuvvet tavırları, Milly'nin ilginç mizaçlı annesinin varlığının aksine baba figürüne hiç değinilmemesi, silik bir kaç evlilik ve sevgiliden bahsedilmesi de bu fikri destekler nitelikte. 

Dram-sever izleyicinin takdiri kazanacağı neredeyse kesin olan Miss You Already; dostluk, ilişkiler, hayatın tatlı-acı sürprizleri hakkında söyleyecek şeylere sahip. Film süregelen yaşamlarımıza sorgulayan bir bakış atmamızı da dip not olarak eklemiş hatta. Klişelerden mümkün olduğunca uzak, kör parmağım gözüne açıklığı yerine "yönetmen sinema"larındaki zevkli kamera kullanımı ve görsel kurgusu ile temiz bir dram filmi görmek isteyen seyirci kitlesi için vizyonda öncelik verilmesi tavsiye edilir.

Twitter.com/tuzluk_arch