Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

A Cure For Wellness / Yaşam Kürü

:: Videolar A Cure For Wellness / Yaşam Kürü
(7.5/10)
Yazar: Deniz Çobaner
Kırmızı rujun kadınlığa atfından tutun da Ring(Halka)’in halkasını anımsatan ve kelimenin tam anlamıyla aynı halkayı bir anlığına gördüğümüz su tankı sahnesine, o kadar incelikle yerleştirilmiş göndermeler içeriyor ki film, film boyunca algılarımızı sonuna kadar açmaya ve zirvede bir bulmaca deneyimi yaşatmaya itilirken buluyoruz kendimizi.

Gore Verbinski, kronolojisinde hemen her türden filmin iyi örneklerini görebileceğimiz bir yönetmen. Komedi-aile filmlerinden animasyona, fantastik-aksiyondan korku-gerilime elinin değdiği işlerin izleyicinin beğenisini kazanmasının ise yeni işleri hakkında merak unsurunu en çok tetikleyen etken olduğu bariz bir gerçek. Hem Verbinski ismi hem de Ringu’nun oldukça başarılı yeniden çevirimi olan Ring(Halka)’den sonra yine korku türüne dönmüş olması, A Cure For Wellness için iştahımızı kabartmaya yetti de arttı bile.


 

 

A Cure For Wellness (Yaşam Kürü), şirketin “büyükbaşları” tarafından CEO’ları Pembroke’u İsviçre Alpleri’nde kurulmuş gizemli olduğu kadar ürkütücü olan sağlıklı yaşam merkezinden geri getirmek için gönderilen Lockhart’ın merkezle etkileşimi filmin omurgasını oluşturuyor. Pembroke’u geri getirmenin kolay olmadığını ziyaretçi konumundan hasta konumuna geçmesiyle trajik bir biçimde iyice anlayan Lockhart’ın kapana kısılmışlığı, izleyiciyi iki saati aşkın bir süreyle etkisi altına almayı başarıyor. 

 

Günümüzde de popülaritesi oldukça artmış bulunan “sağlıklı yaşam” furyasına açık ve ağır bir eleştiride bulunuyor Verbinski. Lockhart’ın annesini ziyaret ettiği sahnede annenin ağzından dökülen “İnsanlar burada ölmeyi bekliyor.” cümlesi, mucizevi bir tedavi, bir kür vadeden merkezde ete kemiğe bürünüyor. Lockhart’ın patlamalarından birinde sarf ettiği “Hastalar iyi olurlarsa buradan ayrılırlar. Buradan ayrılırlarsa da para kazanamazsınız. Neden iyi olmalarını isteyesiniz ki?” temalı konuşması da hem modern ilaç endüstrisine hem de insanların tonla para dökerek ölümsüzlüğe ulaşmaya çalıştıkları sağlık merkezlerine tokat etkisi yaratıyor. 


 

 

Sembol ve işaretleri kullanmayı seven yönetmenin filmini takip etmek başlı başına bir zevk alma seansı haline geliyor. Kırmızı rujun kadınlığa atfından tutun da Ring(Halka)’in halkasını anımsatan ve kelimenin tam anlamıyla aynı halkayı bir anlığına gördüğümüz su tankı sahnesine, o kadar incelikle yerleştirilmiş göndermeler içeriyor ki film, film boyunca algılarımızı sonuna kadar açmaya ve zirvede bir bulmaca deneyimi yaşatmaya itilirken buluyoruz kendimizi. Sadece renk kullanımıyla bile izleyiciye tekinsizliği ya da tehlikeyi sezdiren Verbinski, kapalı mekân çekimleriyle klostrofobik etkiyi çocuk oyuncağı kolaylığında idare etmeyi başarıyor ve psikolojik, bilincin derinlere nüfuz edebilecek “saf korku” imgesini damarlarımıza zerk ediyor. Böylece ses, ani hareket vb. efektlere bel bağlayan korku filmlerinin 90-100 dakikada yapamadığını, 146 dakika gibi bir süreye yayarak ve bunu sıkmak şöyle dursun, merakı daha da körükleyen bir süreçle yapmayı başarıyor. Senaryo tema olarak daha çok gotik korku öğelerinden besleniyor. Bunun yanı sıra ölüm-ölümsüzlük, yaşlılık-hastalık, zehir- panzehir yan temalarıyla da dolu dolu bir hikâye sunuyor. 

 

Film, sürecinde türler arası geçişleri sık sık kullanıyor. Dram fonunun üzerinde kurulu gizem-gerilim, yer yer fantastik yer yer ise psikolojik-korkuya eviriliyor. Bu gelgitleri hissettirmede ise oyuncuların payı çok büyük. Lockhart rolünde izlediğimiz Dane DeHaan, akıl çizgisinin bir bu tarafına bir karşı tarafına atlayan bireyin psikolojisini, zekânın ve hırsın getirdiği sorularına makul cevaplar alma takıntısını birebir yaşıyor ve izleyiciye de yaşatıyor. Mia Goth’un ise role o kadar uygun ki, oyunculuk mu sergiliyor yoksa olduğu gibi mi takılıyor belli olmuyor. Sanatoryumun yöneticisi Volmer rolüyle Jason Isaacs, kötü adam karizmasını soğukkanlılıkla kurmayı başarıyor ve sahnede adımını attığı anda bütün gözleri üstünde birleştiriyor. 


 

 

Fragmanıyla son yıllardaki korku-gerilim filmlerinde görmeye hasret kaldığımız özgün senaryo-iyi yönetmenlik ikilisini vadeden filmin belki tek handikabı yeterince zorlamayan bir çözüm bölümüne bağlanması olmuş. Filmin başından beri ufak ufak örülen gizem unsuru, arada verilen ip uçları ile gelen sonuç bölümü tahmin edilene paralel bir yapıda olduğu için, kendi eliyle yükselttiği beklentiyi layığıyla karşılayamıyor. Fakat bu haliyle bile ortalamanın üzerinde, kaliteli bir yapım ortaya koymayı başarıyor ve gelecek yapımları şimdiden merakla bekletiyor.

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter