Popüler Sinema
| Yazar: Deniz Ali Tatar | Wir Monster, otomatik bir saat gibi ilerliyor. Ve her bir parçası birlikte çalışıyor. Filmde de şunu görüyoruz; ebeveynler bu saatte sürekli yanlış parçayı seçiyor. Bu durum her ebeveyn için daha kötü sonuç doğuruyor. Filmde her şey sürpriz ve bir anda oluveriyor. |
Ankara Uluslar arası Film Festivali, bu yıl Kino 2016 Alman Filmleri kapsamında değerli bir yönetmeni ağırladı. İlk uzun metrajlı ve kara sinemanın güzel bir örneği diyebileceğimiz “Wir Monster” yani “Ölümcül Yalanlar” filminin yönetmeni Sebastian Ko ile festival kapsamında röportaj için bir araya geldik.
Filmin konusundan bahsedecek olursak; Paul ve Christine boşanmış bir çifttir. Ergenlik çağındaki kızları Sarah bu ayrılığı bir türlü kabullenememiştir ve giderek iletişim kurulması daha zor birisine dönüşmektedir. Fakat ne Paul ne de Christine, kızlarının içine düştüğü bunalımın sonuçlarını kestiremez. Sarah’nın en yakın arkadaşı Charlie kayıptır ve bütün ipuçlarının işaret ettiği o korkunç ihtimali kızları da kabul etmektedir: Sarah, kıskançlık nedeniyle çıkan bir kavga sırasında Charlie’nin ölümüne neden olmuştur. Paul ve Christine buna inanmakta zorluk çekseler de hem kızlarının hem de kendilerinin geleceğini düşünerek cinayeti örtbas etmeye çalışırlar.
Ölümcül Yalanlar, festival izleyicisi tarafından güzel tepkiler aldı. Filmde yaşanan traji-komik durumların bir anda gerçekleşmesi, seyircide farklı bir tad bırakıyor. Aile bireylerinin soğukkanlılığı ve olayların aniliği, seyirciye iyi bir gerilim verirken bir yandan da toplumsal değerleri gün yüzüne çıkartıp filmle iyi bir sorgu geçirmemimizi sağlıyor. Hatırlatmak gerekecek olursak; Ko filmin yönetmenliğini üstlenirken, aynı zamanda Marcus Seibert ile birlikte senaryo yazımında da yer alıyor.
Filmde Paul karakterini canlandıran Fransız oyuncu Mehdi Nebbou ve Sarah karakterini canlandıran Alman oyuncu Janina Fautz, performanslarıyla dikkatimi çeken iki oyuncu diyebilirim. Ünlü Alman müzik grubu Dürbeck & Dohmen in film için hazırladığı müzikler de ayrıca fark yaratıyor. Röportaj öncesi filme not vermek gerekecek olursa, filme notum 8,0
Alman yönetmenle röportaj için bir araya geldiğimizde, beni sıcakkanlılıkla karşılıyor. Filmini sevdiğim yönetmenle röportajlarımdaki keyifli anlardan biri daha… Röportajımıza başlıyoruz…
DAT - Sevgili Sebastian Ko, Ankara’ya hoş geldiniz… “Wir Monster” festival izleyicisinde güzel bir etki yarattı. Merak ettiğim konu, bu filmin hikayesi ilk olarak nasıl ortaya çıktı?
SK – Merhabalar hoş bulduk, teşekkür ederim. Aslında filmin bütün hikayesi, çok yakın bir arkadaşımın kızı üzerinden başladı. Kız 13 yaşındaydı ve çok güzel bir aile hayatları vardı. 3 çocukları vardı ve düzgün bir işe sahipti. Her şey mükemmeldi.
Fakat kızın 13 yaşında olmasının getirisi nedeniyle, dışarılara çıkma partülere ve eğlencelere gitme isteği vardı. Bir gün öğlen yemeği yerken, babası masadaki peynirin son parçasını aldı. Kız bu olaya çok sinirlendi ve oturduğu sandalyeyi alıp tuttuğu gibi dışarı fırlattı. Herkes bu duruma çok şaşırdı.
Benim için burada filmin hikayesi başlamıştı. Çünkü o anda benim kızım bunu bana yapsa ve ben bir baba olarak ne yapardım diye düşünmeye başladım. Bir yandan da anne ve babanın boşanmış olması durumu da var. Bir anlamda kendi yollarını bulmaya çalışan bu ailenin hikayesini yazmaya karar verdim.
DAT – Genel olarak izleyenlerin birçoğu filmin kara mizah olduğunu düşünüyor. Ben de aynı kanıdayım. Sizce filminiz “kara mizah” mı?
SK – Aslında ben de filmin yapısının bir kara mizah olduğunu düşünüyorum. Çünkü film, otomatik bir saat gibi ilerliyor. Ve her bir parçası birlikte çalışıyor. Filmde de şunu görüyoruz; ebeveynler bu saatte sürekli yanlış parçayı seçiyor. Bu durum her ebeveyn için daha kötü sonuç doğuruyor. Filmde her şey sürpriz ve bir anda oluveriyor. Filmin sonu, filmi izleyen her ebeveyn için üzücü olabilir.
DAT – Çekim süreci nasıl geçti peki, ne kadar zaman ayırdınız bu filmi hazırlamak için?
SK – Filmin çekimlerini 23 günde tamamladık. Bu da 4 haftaya tekabül ediyor. Fakat filmi hazırlanma süreçleri 3 yıla yakın bir sürede gerçekleşti.
DAT – Filminizi Ankara Film Festivali’nde seyirciyle buluşturdunuz. Festival hakkında neler dersiniz?
SK – Festivalin muhteşem bir festival olduğunu düşünüyorum. Stilini çok sevdim. Muhteşem bir film seçkisi hazırlanmış. Buraya geldiğim için çok mutlu oldum. Çağırıldığım için büyük onur duyuyorum. Bu zaman diliminde 3 festival aynı anda başlamış sanırım ve hepsine aynı anda gidemediğim için de ayrıca üzgünüm.
DAT – Bu keyfili sohbet için çok teşekkür ederiz, filminiz için tebrik ve başarı diliyorum.
SK – Ben de çok teşekkür ederim bu keyfili sohbet için…
