Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

EYE IN THE SKY - Ölüm Emri

:: Videolar EYE IN THE SKY - Ölüm Emri
(7.0/10)
Üye: Melis Zararsız
Ölüm Emri’nde sinek şeklindeki bir uçan kamera, intihar eyleminin planlandığı eve girerek tüm olan biteni politikacılara, askerlere, yetkili tüm kişilere izletirken aslında bu film de bizim için küçük ve akıllı bir sinek vazifesi görüyor.

2008’de izlediğimiz Yargısız İnfaz adlı filmin yönetmeni Gavin Hood, yine bir politik gerilimle karşımızda. Yargısız İnfaz 11 Eylül olayından sonra çıkartılan sert anti-terör yasaları bünyesinde, tüm şüphelileri dava açmadan direkt sorgulamayı onaylayan "rendition" uygulamasını odağına alıyordu ve terör sonrası işleyen sistemin öngörülmeyen kısımlarına ışık tutmaya çalışıyordu. Ölüm Emri’nde de bir grup teröristin intihar eylemi planlarını uzaktan takip ederek durdurmaya ve olaya müdahale ederek teröristlerden birini “ölü ele geçirme” sonucuna giden Albay Powell’ın soğukkanlılığını ve bu operasyonun detaylarının saniye saniye nasıl işleyeceğine karar vermek durumunda kalan avukatlar ve politikacıları izletiyor bize. 


 

Hem dünyada hem ülkemizde güncel hayatımızın bir parçası haline gelmiş olan terörün beyazperdede doğru şekilde yerini bulması önemli. Ölüm Emri’nde sinek şeklindeki bir uçan kamera, intihar eyleminin planlandığı eve girerek tüm olan biteni politikacılara, askerlere, yetkili tüm kişilere izletirken aslında bu film de bizim için küçük ve akıllı bir sinek vazifesi görüyor. Biz de filmin içindeki yetkililer gibi oturduğumuz koltuklarda, gözümüz beyazperdede, Kenya’da kurulmuş bir pazarı ve etrafındaki evleri adeta bir satranç tahtası gibi izliyoruz. Satranç tahtasının üstündeki piyonların hareketlerini izleyip, bombayı istediği yere yerleştirmek suretiyle intihar eylemini durdururken teröristi öldürmek suretiyle mekanı bombalamak, bu bombalamadan kaynaklanacak zaiyatın yüzde kaç olacağını hesaplamakla görevli tüm yetkililer, özgür iradesi ve tüm masumiyetiyle o satranç piyonlarının arasından geçip ekmek satmaya çalışan 8-10 yaşlarındaki küçük kızın varlığıyla ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Saniye saniye değişen kararlar, sürekli birbirine danışan yetkililer, dünyanın bir ucundan diğer ucuna açılan telefonlar bu denli soğuk, ciddi ve önemli bir meseleye neredeyse sinir bozucu bir mizah katıyor. Evde savaş oyunu oynar ve stratejileri arkadaşlarla tartışır gibi verilen kararlar, yeni dünya savaşlarının geldiği son noktayla bir tuşa basılarak atılan bombalarla kopan kafaların kolların oradan oraya saçılması, maalesef şaka ya da abartı değil artık günümüzde.


Konu politikadan hukukun nasıl işlediğine, oradan ahlaki değerlere, insan yaşamının önemi ve önemsizliğine, verilen kararların sebep ve sonuçlarına, savaşın her türlü lanetine, masumiyetin hiçe sayılmasına kadar giderken, haklı kim haksız kim karışıyor. 


 

Daha önce beyazperdede özellikle Kraliçe II. Elizabeth olarak izlediğimizde asil görüntüsüyle aklımızdan çıkmayan bir performans sergileyen Helen Mirren, Ölüm Emri’nde gözünü hırs bürümüş Albay Powell karakteriyle resmen oyunculuğunu konuşturuyor. Öldüğüne hala inanamadığım ve bu filmde var olmasına ayrıca sevindiğim Alan Rickman da korgeneral Frank Benson rolünde çok başarılı. 


 

Ahlaki sorularını sorarken kimi yerde kör gözüm parmağına bir üslup tercih edilmişse de genel portrede oldukça etkileyici ve yerinde bir senaryoya sahip Ölüm Emri. Senaryo Guy Hibbert’a ait. Bomba patlama sahneleri oldukça gerçekçi, soğuk ve acımasız. Gavin Hood’un yönetmenlik anlamında daha görünür olduğu bir filmle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.  Haftanın en önemli filmi diyebileceğimiz Ölüm Emri, gerilimini, tansiyonunu bir saniye bile düşürmeyen, izleyiciyi hem heyecanlandırmaktan, hem de sarsmaktan çekinmeyen bir yapım.

 

Twitter.com/blossomel

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter