Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Damat Koğuşu

Damat Koğuşu
Yazar: Fırat Sayıcı

İlker Savaşkurt'un yönettiği "Damat Koğuşu" son yıllarda izlediğim en cesur, sözünü esirgemeyen ve başından sonuna tutarlı yerli yapımlardan biri. Katıldığı bazı festivallerden ödülle dönen film, izlerken zorlanacağınız sahneleri de içermekte...

 

Yaşadığı talihsiz bir olayın ardından cezaevinde cinsel suçluların kaldığı ve damat koğuşu adı verilen bölüme düşen Yusuf, koğuşun çömezi olarak diğerleri tarafından aşağılanır, hor görülür. Tuvalet temizleme, bulaşık yıkama gibi pis işler için zorla görevlendirilmiştir. Koğuştaki herkes cinsel suçlardan dolayı mahpustadır. Cinayetten ve türlü bela suçlardan yatan Hüseyin hariç. Hüseyin, koğuşa göz kulak olsun, suçluları hizaya getirsin diye cezaevi müdürü tarafından adeta oraya tayin edilmiştir. İçine kapalı sessiz sakin bir kişiliğe sahip olan Yusuf bir yandan koğuşun birbirinden arıza tipleriyle uğraşırken bir yandan da Hüseyin'in şiddetinden kendini korumak zorunda kalacaktır. Barış Atay, Musa Can Pekcan, Diyar Karadaş, Feyzan Soykan gibi isimlerin yer aldığı filmi Mehmet Kala ve Şeref Nokta yazmış, İlker Savaşkurt yönetmiş. 

 

Haberlerde sıkça duyduğumuz taciz, tecavüz, cinsel istismar suçları her geçen gün maalesef ki artmakta. Yine kamuoyu arasında damat koğuşu olarak bilinen ve bu tarz suçluların yattığı koğuşlarda ise, koğuşa yeni gelenlerin eskiler tarafından 'ceza'landırıldığı hatta bazen de 'infaz' edildiğini duymuşuzdur. İşte yönetmen Savaşkurt'un bu cesur filmi, bu tarz gerçek olaylara dayanarak çekilmiş bir yapım. Bu koğuşta kimler yok ki? Kendi öz oğlunun karısına, torunlarının anasına tecavüz eden sözüm ona dini bütün yaşlı bir amca, yaşları henüz 10 bile olmamış öğrencilerine cinsel istismarda bulunan sapık bir beden öğretmeni, mahalledeki 14 yaşındaki komşu kızının kafasını taşla ezdikten sonra ölüsüne tecavüz eden bir yarım akıllı, uçkuruna sahip çıkamayan ukala bir polis, koğuştaki bazı tiplere hallenen gardiyanlar ve daha niceleri... Hani şu toplu taşıma araçlarında mini etekli ya da kısa şortlu kızlarımıza sulanan ama elde edemeyeceklerini anlayınca şiddet uygulayan, sözüm ona namus bekçilerinin bir üst versiyonlarını izliyoruz film boyunca. Kendi cinsel devrimlerini atlatamamış, cinsel açlıkları içinde boğulan, boğuldukça da çevresine dehşet saçan 'adamcık'ların hikayesi bu film.


Filmde her ne kadar Yusuf ve Hüseyin üzerinde durulsa da, bu kadar karakter olmasına rağmen her birinin derinliğine inmeyi başarıyor yönetmen. Hiç bir karakter hakkında hiç bir soru işareti kalmıyor kafamızda. Yusuf'u canlandıran Musa Can Pekcan ve Hüseyin'i canlandıran Barış Atay, oyunculukları ile alıp götürüyor filmi. Eksik filmiyle yönetmenlikte de başarılı olduğunu bizlere kanıtlayan Barış Atay, içindeki dizginlenemez şiddetini çevresindeki herkese her an yansıtan psikopat Hüseyin'i muazzam bir performansla canlandırıyor. Tamamı cezaevinde geçen "Damat Koğuşu" yaratılan atmosfer sayesinde seyirciyi avucuna almayı başarıyor. Görüntü ve sanat yönetimini de ayrıca tebrik etmek gerek. 100 dakika boyunca, yer yer nefesiniz kesiliyor, yer yer herhangi birine uygulanan şiddeti ruhunuzda hissediyorsunuz. 

   

Damat Koğuşu, öyle bir film ki, bir süre sonra kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu unutuyor, haklıyı haksızı karıştırmaya başlıyorsunuz. Bu haliyle yapım, insani duygularınızın yönünü karıştırmayı iyi başarıyor. Filmde çok can alıcı, rahatsız edici sahneler olduğunu söylemiştik. Ancak hiç birisi suçluların ziyaret günlerinde cezaevine gelen aileleriyle yaptıkları görüşmeler kadar etkilemiyor. Hele ki, karısına tecavüz eden babasıyla yüzleşen bir adamın monologu uzun zaman aklınızdan çıkmayacak. İşin kötüsü ülke çapında böylesine acı verici şekilde parçalanmış o kadar çok aile var ki...

           

İlker Savaşkurt ve ekibi, taşın altına ellerini cesurca koymuşlar. Ülkenin içinde bulunduğu cinsel sapkınlıkları, suç ve ceza sistemini, cezaevlerinde dönen türlü numaraları ellerinden geldiklerince şeffaf bir şekilde beyazperdeye yansıtmışlar. Şimdi görev sırası  bizde, böyle cesur hikayeleri anlatan cesur sinemacıları desteklemeye... Bu filmi mutlaka sinemada izleyin!

 

twitter.com/firatsayici

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Fırat Sayıcı

Aziz Alaca: “Kısacıların birçok uzuncudan...

Aziz Alaca: “Kısacıların birçok uzuncudan...

Fırat Sayıcı

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter