Popüler Sinema

 Oyunculuktan yönetmenliğe soyunan isimler kervanına 2011 yapımı ‘In the Land of Blood and Honey’  (Kan ve Aşk)  filmiyle katılan Angelina Jolie, daha sonra 2014 yılında çektiği ‘Unbroken’ (Boyun Eğmez) ile ikinci kez yönetmenlik koltuğuna oturmuştu. Her iki filmde bir savaşın gölgesinde geçen hikâyelere dayanıyordu. Sanıyoruz bunda, Birleşmiş Milletlerin iyi niyet elçisi olarak, dünyanın çeşitli yerlerinde savaş mağduru mültecilerinin yaşadığı kampları ziyaret etmiş olması etkili oldu. Muhakkak ki oralarda şahit olduğu dramlar yeterince ilham kaynağı olmuştur. İlk filminde; Bosna Savaşı sırasında, Sırbistan için savaşan bir asker olan Danijel ile, esir kampında tutulan ve savaştan da önce tanıdığı Bosnalı Ajla’nın aşkını anlatmıştı. İkinci filminde ise; 2. Dünya savaşı döneminde Louis Zamperini adlı Amerikalı bir uzun mesafe koşucusunun dramına odaklanmıştı.

Jolie bu kez, tecrübeli bir yönetmen olarak,  üçüncü filmi ‘By The Sea’ ile karşımızda. Türkçeye ‘Hayatın Kıyısında’ olarak çevrilen hem türü, hem hikâyesi,  hem de görsel diliyle önceki filmlerine göre farklı bir çizgide duran By The Sea’de, Hollywood’un, işlerinden çok özel hayatlarıyla gündeme gelen ünlü Angelina Jolie ve Brad Pitt çifti bir karı kocayı oynayan Vanessa ve Roland adlı karakterlerle karşımıza çıkıyorlar.

Romantik drama türündeki filmin senaristliğini de yapan Jolie,  bu kez Hollywood kalıplarının dışına çıkmış ve Avrupai tarzda bir filme imza atmış. Zaten film, 1970’li yılların Fransa’sında geçiyor. Ayrıca film, Fransa da geçmekle kalmamış, dramın işleyişi, karakterlerin duygu derinliğinin kapalı verilişi, mekânlarla karakter ruhunun bütünleştirilmesi, yavaş akan sekanslar ve ağır giden sahneler ile tam bir Fransız filmi havasında olmuş. Hatta festival filmi de desek yeridir. Kim bilir Cannes Film Festivaline katılsa belki ödül bile alabilir.  Şunu da belirtmeliyiz ki, oyunculuklar titizlikle yansıtılmış. Hem Angelina- Brad Pitt çifti, hem de diğer çiftleri oynayan Melanie Laurent, Melvil Poupaud, Niels Arestrup ve Richard Bohringer ustalıkla filmin içine seyirciyi çekebiliyorlar. Hollywood oyuncularının en büyük özelliği de bu. Bizde ki bazı oyuncuların yaptığı gibi ‘ismimiz yeter’ deyip oyunculuklarının üstüne hiçbir şey koymadan yaşamıyorlar. Her filme titizlikle hazırlanıp hakkını veriyorlar. 

Sorunlu evlilikleri nedeniyle yavaş yavaş birbirinden uzaklaşmaya başlayan çiftin, geçimsiz ve şiddetli günlerden sonra, yeni yazlıklarına taşınmalarıyla birlikte başlayan, kendilerini ve birbirlerini daha iyi tanıma sürecini anlatan film, aynı zamanda evlilik aşkı bitirir mi bitirmez mi gibi, kısır tartışmalardan da sıyrılıyor. Ülkemizde olduğu gibi, dünyada da ünlü oyuncuların yönetmenlik koltuğuna oturduğu filmler merak konusudur. Kuşkusuz ki, Angelina Jolie bunu en iyi başaranlardan.

By The Sea, Fransız tarzı filmleri sevenler için ideal bir film, fakat Hollywood beklentisi içinde olanlara hayal kırıklığı olabilir.

Twitter.com/huseyin_eken