Popüler Sinema

Tüm dünyada milyonlarca hayran kitlesine ulaşmış "Back To The Future"ın yapım aşamalarını, film ekibinin yaşadığı zorlukları, Bob Zemeckis ve Bob Gale’in suratına kapanan kapıları, nihayetinde bir tutkunun hikayesinin anlatıldığı “Back In Time” belgeseli  Amerika’dan sonra  İstanbul Modern ve Back To The Future Fan sayfası işbirliğiyle Türkiye’de de özel bir gösterime imza attı. Bu yıl 30. yılını kutlayan seriyle ilgili birçok bilinmeyenin anlatıldığı belgeselin yönetmeni ise oldukça  genç ve yeni bir isim; Jason Aron.

Serinin hayranlarını kısmen tatmin edebilecek düzeyde bir yapım “Back In Time”. Hüznün ve eğlencenin dozu iyi ayarlanmış ve filmle ilgili merak edilen bir çok konuya da açıklık  getirilmiş ancak bazı karakterler hak ettiği ilgiyi görememiş yapımdan. Seride  Biff Tannen karakteriyle hafızalarımıza kazınan Thomas F. Wilson’la hiç röportaj yapılmamış mesela ve Michael J. Fox’da görece az yerde kullanılmış.  Filmden sonra neredeyse kutsal bir ikona dönüşen DeLorean’in başına gelenleri de ayrıntılı ve biraz da üzücü bir şekilde antıyor yönetmen Jason Aron. Fenomen arabayı Universal Stüdyolarının kutsamasını beklemiyorduk elbette ancak bu derece kötü bir muameleye maruz kalmış olması da şaşırtıcı. Zaman Makinesi  tam olarak kaderine terk edilmiş ve isteyen istediği yerinden koparıp evine götürebilmiş. Neyse ki filmin hayranları bu kötü gidişe bir yerde dur diyebilmişler ve stüdyoyu da utandırmışlar. DeLorean tutkunlarının yaptıkları bununla da sınırlı değil. Kendi DeLorean’lerini  tasarlayanlar, uçan kaykay icat edenler hatta ne kadar filmden ilham aldığı bilinmez ancak uçan arabalar tasarlayan bir şirket. Çok fazla şeye ilham olmuş “Back To The Future”.  İlk prototipi buz dolabı olan bir zaman makinesinin arabaya evrilmesi de çok yerinde bir karar olmuş gibi. 

Tahmin edilebileceği gibi serinin yaratıcıları Bob Gale ve Robert Zemeckis’le, filmin uygulayıcı yapımcısı Steven Spielberg’le, diğer yapımcılarla, teknik ekiple, filmin oyuncuları ve en önemlisi de Michael Jea Fox’la çok sayıda röportaj yapılmış ancak başta da söylediğim gibi M.J.F bir doz daha az kullanılmış röportaj yapılan diğer isimlere göre, belki de yaşadığı hastalık nedeniyle çok fazla yormak istememişlerdir. Warner Bross’un Bob Gale ve Robert  Zemeckis’in yüzlerine karşı “Bu filmi yapabileceğimizi nasıl düşünürsünüz? Biz Warner Bross’un” diye horlaması ikilinin ilk filmi yapmak için yaşadıkları zorluklarlardan neredeyse en küçük ve önemsiz olanı. Neredeyse tüm Hollywood’un kapıları yüzlerine çarpılmış bu proje için. Bir çocuğun geçmişe gidip, annesiyle babasının okuduğu okulda onlarla beraber okuması ve annesiyle aşk yaşaması, o zamanların yüksek bütçeli Hollywood filmlerini yapan stüdyolarının ilgisini çekmemiş.  

Serinin sıkı hayranlarının bildiği gibi bir de olayın Eric Stoltz tarafı var. Belgeselde, projeyle ilgili olan ve Eric Stoltz’lu sahneleri izleyen az sayıdaki her insanın fikir birliği etmişçesine, deyim yerindeyse oyuncuyu gömmesi ve Michael Jea Fox’u yüceltmesi biraz iğreti duruyor. Zira, Michael Jea Fox da bir yerde “Eric’i horlamak için söylemiyorum” diye vurgulumak zorunda hissediyor kendisini. Hem çok önemli bir projeden kovul, hem her önüne gelen seni kötülesin, hem kimseye izletilmesin ve tüm izleyiciler bu büyük koca koca titr’leri olan insanlara inanmak zorunda olsun! Pek adil değil elbette. Peki acaba Eric daha mı iyiydi ? Kim bilir? 

Belgeselde sürekli olarak vurgulanan oyuncu seçimi, senaryo, yönetmenlik, yapımcılık, kurgu vs her şey mükemmeldi vurgusu çok da yanlış değil aslında. Michael Jea Fox olmasaydı seri muhtemelen bu kadar büyük bir başarıya ulaşamayacaktı. En azından bir şeyler hep eksik kalacaktı. Bob Gale’in de dediği gibi Eric Stoltz’lu sahneler sonsuza kadar gizlenemeyecek. 

Robert  Zemeckis ve Bob Gale serinin 3’te kesilmesi gerektiğinde hem fikirler ve belli noktalarda haklılar ancak James Tolkan’ın “Back To The Future 4 için de teklif gelse oynar mıydınız?” sorusuna verdiği  “Elbette… 7,8,9 olsun, ne kadar kötü olabilir ki?” cevabı her şeyi özetliyor aslında. Michael J. Fox’un serinin hayranlarından neden korktuğunu ve Prenses Diana’yla yaşadığı ilginç ve komik anıyı da bulacağınız “Back In Time” belgeseli serinin hayranları kadar tüm sinemaseverlerin de kaçırmaması gereken bir iş. Facebook’ta çok sayıda Türkçe paylaşımın da yapıldığı “Back To The Future” fan sayfasını takip ederseniz ileride olabilecek yeni gösterimlerden de haberdar olabilirsiniz.

Mustafa Ümit K.

twitter.com/mustafaumitt