Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Aşka ömür biçtim!

Aşka ömür biçtim!
(5.5/10)
Üye: Banu Bozdemir
‘Aşk daha başlamadan kaybedilmiş bir savaştır’ diyerek yüreğimize acılı bir su serpen yazar Frederic Beigbeder’in kitabından sinemaya uyarlanan film tabii ki keyifli bir romantik komedi…

 

Aşkın Ömrü Üç Yıldır geyiği uzunca bir zamandır psikologlar, hatta cerrahlar tarafından masaya yatırıldı, herkes aşk adına eteğinde ne varsa döktü ve sonunda aşkın ömrü konusunda anlaşmaya varıldı, evet ne yazık ki…Üç yıl… Yazar; ‘Sivrisineklerin ömrü bir gündür, güllerinki üç gün. Kedilerin ömrü on üç yıldır, aşkınki üç. Böyle işte. İlk yıl tutku, sonra bir yıl şefkat ve nihayet bir yıl can sıkıntısı’ diyor ve aslında olayı aşkın ömründen çok beraber olunacak kadar sevilecek, beraber yürünecek, eğlenilecek ruh eşi kıvamına kadar sürüklüyor. 

 

Marc edebiyat eleştirmeni ve tabii ki karısının gözünde bir işe yaramaz! Ama işin ilginci karısı onu daha popüler yazar için terk ediyor. Marc bu terk edilme sürecini oturur kaleme alır ve kitap bir anda patlar!  Kitapta aslında bu süreçle birlikte ilerliyor. Marc bir düğünde kuzeninin karısı Alice ile tanışır ve ondan sonra hayat kozasını Alice için örmeye başlar… Ama Aşkın Ömrü Üç Yıldır romanının aşırı kötü bulan Alice’e o kitabın yazarı olduğunu söyleyemez, çünkü kitabı mahlayla yazmıştır… 

 

Olaylar bundan sonra aşka ulaşmaya çalışma, ulaşma, terk edilme, aşk acısı çekme, kusma, kendinden geçme aşamalarında ilerliyor, yani klasik bir romantik komedi kıvamı kuşanıyor. Ondan sonra insan hayatında ikinci üç yıllık dönemi başlıyor! Film aslında Marc ve Alice’in aşkını sonsuza kadar sürecekmiş ama resmediyor ama zaten filmin ismi baştan koyuyor noktayı! 

 

Yazar Beigbeder kitabını kendi uyarlayıp kendi çekerek her yanımızı üç yıllık aşklarla kuşatıyor. Sonuçta romantik komedileri fazla kurcalamamak lazım, üç aşağı beş yukarı formülleri aynı. Hatta yalvaran, yakaran ve sonrasında eli kolu boş bir şekilde şehir dışına kaçan ve sonrasında diğer tarafın fellik fellik uçakla onun peşine düşmesi bile aynı! 

 

O ana kadar her şeyi kafasında kurcalayan, en ince ayrıntılara takılıp içindeki aşkı taşlarla ezmeye çalışan karakterlerimizin bir ada uçağa yetişmek için evden terlikle çıkmaları da büyük değişim yani! Sonuçta filmde aşkı hem çok dikkate hem de ti’ye alan bir sürü ayrıntı var. Kuzeninin karısını elinden alan Marc, aşk acısıyla kapılarına dayandığında ‘sevişiyorsunuz değil mi’ diyecek kadar acılı ve komik!

 

O yüzden film aşkın ömrüne üç yıl biçerken aynı zamanda komikliği de elden bırakmıyor… Louise Bourgoin filme bir hayli yakışıyor, filmin o mizahi kanadına kocaman gülüşüyle iyi eşlik ediyor! Gaspard Proust ise çirkin ve çekici adam ikileminde yeni bir sayfa açıyor…. 

 

Aşk üzerine tamlamalar bitmiyor, bitmeyecek bu da üç yıllık bir tamlama… Romantik komedi sevenlere, beyaz yalanlara ve aşka inananlara önerilir! Bakalım sizin aşkınız kaç yıllık? 


Banu Bozdemir

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter