Trevanian'ın “Şibumi” romanını okuyanlar bilir. Romana ismini veren “Şibumi”yi (bir çeşit felsefi yaklaşım) “sadelikteki güzellik” olarak tanımlar Trevanian. Başka kelimelerle söylersek, “tutkunun zerafetle işlenmiş hali” diyebiliriz, olgunlaşmış, gereksiz yüklerinden arınmış hali. Dosyamızın konusunu oluşturan filmler, benim belleğimde “şibumi”yle kodlanmış, ihtiyar insanların demini almış tutkularını konu edinen filmler. İzlediğinizde kıskançlıkla karışmış bir saygı uyandıran yaşam öyküleridir bunlar. Ayrıcalıklı tutkuların öyküleridir çünkü herkesin kendilerinden köşeye çekilmelerini beklediği bir dönemde, tutkunun asla yaşlanmayacağını ispatlayan insanlardan ilham alır. Bir adamı motoruyla beraber dünyanın diğer ucuna sürükler, geçilemeyeceği belli sınırları aşmak için ölüme meydan okumasını sağlayabilir ya da içinde değerli hiç bir şey olmayan bir treni soymaya ikna edebilir...
Sinemanın en sevdiğim yanlarından biri, bir kaç saatliğine bile olsa, tanık olmaktan büyük keyif alabileceğiniz bu özel hikayeleri hayatınıza taşıyabilme gücüdür. Kendi yaşamınız ve hayalleriniz bir kez daha gözünüzün önünden geçer, en azından yüzünüzde umut taşıyan bir tebessüm oluşur. Yaşamanın ve yaşlanmanın bu kadar korkutucu olduğu zamanlarda, hayatın her daim sürprizlerle dolu ve değerli olduğunu hatırlatan bu güzide filmlerden bir derleme yaptık.
Dünyanın En Hızlı İndian'ı (The World's Fastest Indian)/2005
Gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan film, 60'lı yılların Yeni Zellanda'sında başlar. Motorsiklet tamircisi Burt Munro, 1920 model İndian motoruna, gençlere meydan okuyabilecek kadar güvenmektedir. Geçirdiği kalp krizinden sonra varını yoğunu ipotekleyip Amerika'daki motorsiklet yarışmalarına katılmak için yola düşer. Anthony Hopkins'in canlandırdığı ihtiyar delikanlı,uzun yolları ve engelleri aşacak, herkesi şaşırtarak, dünya rekorunu kıracaktır. Ancak bu sadece bireysel bir başarı öyküsü değildir. Yolculuğu boyunca tanıştığı farklı ırklardan farklı cinsiyetlerden ve yaşlardan insanların öykülerini de içine alan bir dayanışma öyküsüdür de.
Straight'in Hikayesi (The Straight Story) / 1999
David Lynch'in elinden çıkan bu duygusal yol filmi, 520 km'lik yolu çim biçme makinesiyle aşan Alvin Straight'in hikayesini konu edinir. Amerika'nın Iowa eyletinde küçük bir kasabada kızıyla yaşayan Alvin, 10 yıl önce kavga ettiği kardeşinin kalp krizi geçirdiğini öğrenir, gözleri iyi görmeyen ve bastonlarla yürüyen ihtiyar adam, çim biçme arabasına biner ve yollara düşer. Yolda karşılaştığı insanlarla arkadaşlık kurar, onu götürmek isteyenleri de redderek, “kendi yöntemiyle” kardeşine ulaşmaya çalışır. Filmin mütevazı anlatımı sürükleyiciliğinden hiçbirşey kaybettirmiyor.
Yarım Ay (Niwemang) / 2006
İran'da yaşayan müzisyen Memo ve yetiştirdiği oğulları Irak Kürdistan'ında verecekleri konser için yola düşerler. Memo'nun, “ruhani bir ses” olarak andığı Heşo'yu, şarkıcı kadınların sürgün edildiği köyden kaçırarak sınırları aşmalaya çalışırlar. Ne Heşo'yu arayan askerler, Ne İran'ın katı rejimi ne de ölüm Memo'yu yolundan alıkoyamayacaktır. Bahman Ghobadi'nin filmi, sınırlarla kuşatılmış müziğe ve müziğe duyulan aşka ağıt yakıyor.
Şimdi Ya da Asla (The Bucket List) / 2007
Edward (Jack Nicholson), hastane işleten bir süper zengin, Carter (Morgan Freeman) ise çocukları için hayallerinden vazgeçmiş bir otomobil tamircisidir. Yolları bir hastane odasında kesişir. İkisi de kanser hastasıdır ve son bir kaç aylarını yaşayacaklardır. Hastanede arkadaş olan ikili, bir “ölmeden önce yapılacaklar” listesi oluştururlar. Listede paraşütle atlamak da, Himalayalar'a tırmanmak da, bir insana karşılıksız yardım etmek de vardır. İki ihtiyar listeyi gerçekleştirirken, ölümsüz bir dostluk inşa ederler.
Koca Dünyada Kurtuluş Pusuda (Svetat e Golyam I Spasenie Debne Otvsyakade) / 2008
Almanya'da yaşayan Sashko anne babasıyla birlikte kaza geçirir. Hafızasını kaybeden gencin anne babası kazada ölür. Çocukluğunda ayrıldığı Bulgaristan'da yaşayan dedesi Bai Dan onu almaya geldiğinde Sasha hiç bir şey hatırlamamaktadır. Bai Dan,bir tavla tutkunudur. Çocukken Sasha'ya hediye ettiği tavlayı da alır, iki kişilik bisikletle Bulgaristan yoluna düşerler. Sasha yeniden tavla oynamayı öğrenirken geçmişi anımsayacak, tavla üzerinden hayatı yeniden yorumlayacaktır.
Sert Erkekler (Tough Guys) / 1986
Burt Lancester (Harry) ve Kirk Douglas (Archie)'ın tren soyma suçundan otuz yıl hapis yatmış iki kafadarı canlandırdığı film, ikilinin hapisten çıkmasıyla başlar. 72 yaşındaki Harry bir huzurevine yerleştirilirken, 69 yaşındaki Archie ise şekerleme dükkanında işe başlar. Onları tutuklamış olan polis memuru ve peşlerindeki kiralık katil dışında herkesin, işi bitmiş ihtiyarlar olarak gördüğü iki arkadaş, değişmiş olan dünyayla da, toplumun yaşlı insanlara dayattığı kurallarla da mücadele etmek zorunda kalırlar. Sonunda kendilerini kanıtlamak için bildikleri yöntemi kullanmaya karar verirler. Tren soymak!
Dersu Uzala / 1975
Akira Kurosawa'nın kült filmi, “doğanın parçası olan insan”a dair en güzel filmlerdendir. Sibirya'da keşif yaparak harita çıkarmaya çalışan Rus yüzbaşısı ve ekibi, ormanda yaşayan Asya'lı Dersu Uzala'yla karşılaşır. Dersu ekibe rehberlik ederken, Yüzbaşı ve Dersu arasında bir dostluk başlar. Dersu yaşadığı ormana hakim olduğu kadar ona saygı duymakta, kendisini ormanın sıradan bir parçası olarak görmektedir. Yedi yıl sonra tekrar karşılaştıklarında, Dersu iyice yaşlanmış ve ormanda yaşaması zorlaşmıştır. Yüzbaşı,onu, şehirdeki evine götürür ancak Dersu için doğaya yabancılaşmış insanla karşılaşmak ne kadar şaşırtıcıysa, ormandan uzak kalmak da o kadar dayanılmaz olacaktır.
Yukarı Bak (Up) / 2009
Carl Fredricksen, çocukluğundan beri aşık olduğu Ellie'yle mutlu bir ömür geçirmiştir. Carl ve Ellie, çocukluktan itibaren Cennet Şelalaleri'ne yolculuk yapmayı hayal etmiş ama gerçekleştirememişlerdir. Ellie ölünce Carl, evinin çatısına binlerce balon bağlar ve şelalenin olduğu Güney Amerika'ya doğru havalanır. Sekiz yaşındaki izci Russell de evin kaçak yolcusudur. Carl ne pahasına olursa olsun evini şelalenin tepesine kondurmaya kararlıdır.
Dosya: Zeynep Uslu