Popüler Sinema

En başta söylemem gereken şu ki İlker Aksum tek kişilik performans sergilemiş gibi. Muhteşem oyunculuğuyla yine göz doldurdu Aksum. İstenmeyen gelin, çok sevilen eş, butik pasta dükkanı sahibi olan güzel Melek’i canlandıran Tuba Büyüküstün ise benim oyunculuğunu çok beğenmememle birlikte fena değil işte. Fırat Çelik ise berbat oyunculuğuyla ikinci adam olarak pek iyi durmamış. Ali’yle Melek’in çocukları bile ondan daha güzel oynuyorlar. Castı çok iyi bulmamakla birlikte ilk bölümün sonunda diziye dahil olan Bülent Emin Yarar’lı bölümleri merak ediyorum esas. Oyunculukların dışında  renkler, ışık kullanımı gayet iyi ve neredeyse tüm dizilerde olduğu gibi Toygar Işıklı’ya ait olan müzikleri çok başarılı. ‘’Bu kez karşınızda müziğiyle farklı bir Toygar Işıklı bulacaksınız’’ diyen Işıklı’ya hak verdim ve cidden öncekilere göre farklı ve güzel iş çıkartmış. Tabii bazı sahnelerde( hapishanedeki Melek’in telefonla evi aradığı sahne) ‘’hımm dayanamamış bak burda, yine kendini belli etmiş’’dedirtse de ben çok beğendim.

Amerika Fransa ortak yapımı olan Kaçış Planı isimli filmden uyarlama olan, senaryosunu Ezel’in ve Suskunlar’ın da senaristi olan Kerem Deren’le Pınar Bulut yazdı. Ezel’de tanıştığımız ve Suskunlar’da devam eden flashbackleri(geri dönüşleri) burada da kullanan Pınar Bulut’un ‘’iyi başlayıp yayarak devam etme ve kötü bitirme’’ durumuna 20 Dakika’da da rastlayacak mıyız endişesi var içimde. Bu tasa senaristlerinde de oluşmuş olmalı ki bu yüzden dizinin baştan 30 bölüm olmasına karar verildi.

Gizemle başlayan 20 dakika’daki ilk sahnede İlker Aksum’un kafasını dağıtıp eve getirdiği adamın cebinden çıkan fotoğrafta Melek’in ve kızının olması bende Melek’te  ‘çoklu kişilik bölünmesi’ rahatsızlığının olabileceği düşüncesini  uyandırdı. Bakalım, bunu ilerleyen bölümlerde anlayacağız.

Ayrıca gözüme batan bazı durumlar oldu. Ben karşımda izlediğim her ne ise fazlaca dikkatli seyrediyorum, elimde değil bu. Canını dişine takıp yıllardır ev taksiti ödeyen öğretmen Ali’nin ilk bölümde giydiği ceket sayısı 6. Sayı değil burada önemli olan. Gayet kaliteli ve pahalı, üstelik de bu yılın modası ‘yamalı dirsekli’ ceketler bunlar, lütfen gülmeyin ama yani öğretmen maaşıyla, biri okuyan 2 çocuklu bir aile, karısı da çalışsa hele de İstanbul gibi ‘insanı yiyen’ bir şehirde böyle iyi giyinemez bence. İkincisi; Tuba Büyüküstün tutuklandığında üstünde bir siyah elbise vardı, muayene sahnesinde de bu elbiseyle izledik onu. Sonra, cezaevine girdiğinde siyah, kolları düğmeli, gayet güzel siyah bir kazak ve altına da siyah bir pantolon giymişti. Cezaevinden böyle kıyafetler verilmediğine ve Melek’e de kimse kıyafet filan getiremeyeceğine göre( o esnada yani) bu giysiler gökten zembille mi indi? Daha sonra da mahkeme salonunda, cezaevindeyken giydiği siyah kazağın aynısının beyazı, altında dar bir siyah etek, topuklu ayakkabılar ve hatta inci küpeleri(bile!) vardı Melek’in üzerinde.

Son bir hata daha eklemek isterim ki, henüz ‘ölmemiş’ bir adamın ‘katili’ olarak Melek ‘cinayet davası’ ile yargılandı ve 20 yıl hüküm giydi!

Ne yazık ki ‘kurgu’sunda daha en başta bu kadar çok hata olan 20 Dakika, eğer 30. Bölüme kadar dayanabilirse benim için sürpriz olur. Ya da İlker Aksum’un kurtardığı bir dizi olarak aklımda yer eder. 

Drama Queen

twitter.com/yazmakiyigelir

Diğer yazıları için tıklayınız