Kayınço Gökhan, Del Piero Hikmet, Köfte Necmi ve Muhasebeci Servet ikinci filmde yaşadıkları deney kobaylığı tecrübesinden sonra hayatlarına “denetimli serbestlik” koşulu ile devam etmektedirler. Bu arada içinde yaşadıkları topluma ayak uydurmak için ‘grup terapisine’ giderler. Del Piero Hikmet, bir gün vapura bindiğinde hayatında belki de gördüğü en güzel kadın olan Mihriban ile karşılaşır. Hikmet hayatının kırılma anı olduğundan habersiz Mihriban’dan çok etkilenir. Üstelik Mihriban dilsizdir! “Yani kızın ağzı var, dili yoktur”. İki aşık her geçen gün kalp gözü ile anlaşır ve birbirlerine kayıtsızca aşık olur. Ömründe ilk kez bir kadının elini tuttuktan sonra Hikmet Mihriban ile evlenmeye kararlıdır. Fakat kızın annesi Cemile’nin, Hikmet’ten tek bir ricası olur: Kızının yeniden “Anne!” dediğini duymak Cemile’nin ölmeden önceki tek isteğidir. Öte yandan ameliyat için gereken para oldukça yüklü bir meblağdır ve ‘çakallıktan’ uzak durarak elde edilmesi çok da kolay değildir. Fakat bu kadar büyük bir iyilik için yapılacak çakallık, gerçekten ‘çakallıktan’ sayılır mı?