Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

ARZU YANARDAĞ: ‘Femme Fatale Kadın’ klişesinden kurtulmak istiyorum!

ARZU YANARDAĞ: ‘Femme Fatale Kadın’ klişesinden kurtulmak istiyorum!
Yazar: Mustafa İri

Türk Sineması'nda tarzıyla, güzelliği ile yer eden, aranan ve merak edilen bir oyuncusunuz. Yerli sinema size hak ettiğiniz ilgiyi gösteriyor mu? Ülke sinemasının geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Türk sinemasında kötü işlerin yanı sıra, fevkalade başarılı filmler çekiliyor. Bu durum; bir oyuncu ve sinemasever olarak beni memnun ediyor. Yurt dışındaki önemli festivallerde Türk filmleri ve oyuncuları ödüllendiriliyor. Bunlar heyecan verici gelişmeler. Oyuncu olarak sinemada kat etmem gereken çok uzun bir yol olduğunu düşünüyorum. Hayallerim ve ulaşmak istediğim hedeflerim çok fazla.

 

Malatya Film Festivali'nin özel konuklarından biri olarak festivallere bakışınız nasıl? Adana, Ankara, Antalya ve Malatya gibi büyük festivaller size göre işlevini yerine getiriyor mu?

 

Kesinlikle yerine getiriyor. Halkı sinemayla buluşturmak adına çok başarılı işler. Vaktim oldukça festivallere katılmaya çalışıyorum. Festivallerde uzun zamandır görmediğim, kıymetli insanlarla karşılaşmak da beni mutlu ediyor.

 

'Umut Adası' sevdiğim bir filmdir. Bir oyuncu olarak proje aşamasında ne tür şeyler sizin için olmazsa olmazdır?

 

Senaryo ve karakterin içime sinmesi olmazsa olmazımdır. Uzun zamandır bir filmde yer almamamın sebebi, beni heyecanlandıracak bir senaryonun gelmemesi. ‘Femme fatale’ kadın klişesinden kurtulup, potansiyelimi seyirciye sunabilmek için doğru projeyi bekliyorum.

 

'Yaralı Kuşlar' çokça izlenen ve beğenilen dizilerden biri. Yerli dizileri nasıl buluyorsunuz? Rodeşose bir oyuncu olarak önceki tecrübelerinizden hangisi sizin için daha önemliydi?


Mesleğim gereği tüm işlere göz atıyorum. Ancak kişisel tercihim internetteki alternatif diziler. Çok daha özgür ve hızlılar. Şahsiyet ve Bartu Ben favorilerim. Unutamadığım yapım ise Hayat Bağları dizisi olabilir. Artık o içten, sıcak, umut dolu aile hikayeleri televizyonlarda fazla yer bulmuyor.

 

 

Kaprisli bir oyuncu musunuz? Zorlu yanlarınız var mı?

 

Hiç kaprisli değilim. Öyle insanlara da anlam veremem. Ekipçi bir oyuncuyum. Karavandan çıkmayanlardan değil de, ekiple iç içe olan oyunculardanım. Çünkü set arası ne kadar keyifliysem, işime o güzellik yansıyor. Eskiden çalışma ortamımda kötü enerjili ve rahatsız edici bir insan varsa,haddini bildirirdim. Artık bunu yapmayı bıraktım. İç huzurum ve set huzuru için görmezden geliyorum.

 

Babanızın bir oyuncu olduğu düşünülürse bunun size kattığı şeyler olmalı. Aile kavramı ve sanat ilişkisi hayatınıza nasıl yansıdı?

 

Komik ve taklit yeteneği olan bir çocuktum. Bu direkt babamdan geçmiş bir yetenek. Ses taklitlerim meşhurdu. Hatta orta okulda bu yüzden disiplin cezası bile aldım. Annemle babam, özel günlerde küçük skeçler hazırlarlardı ablamla bana. Bazı zamanlar evin salonundaki sahnede ben olurdum. Oyunculuğu seçmeme hiç şaşırmadılar. Babam benimle hep gurur duydu.

 

 

Geçen sezon 'Asmalı Sahne'de 'Manastır' adlı oyunda sahne aldınız. Tiyatroya bakışınız nedir? Sinema ile karşılaştırdığınızda hangisi öne çıkıyor?

 

Oyunculuğun her halini seviyorum. Sahnede olmak da, kamera karşısına geçmek de mutluluk verici. Ancak sahnede daha özgür hissettiğim de bir gerçek.

 

Evde film izlerken hangi türü seçersiniz? Taptığınız oyuncular var mı? Sinefil misiniz?


Sinemada aksiyon ve bilim kurgu severken, evimde daha derinlikli hikayeleri izlemeyi seviyorum. Taptığım hiçbir oyuncu yok. Anjelina Jolie ve Tom Hardy’ye özellikle hayranlık duyuyorum. Sadece performansları değil, hayata karşı duruşları sebebiyle de. Darren Aranofsky ve Alejandro Gonzalez İnarritu en beğendiğim yönetmenlerden birkaçı. Eski dönemden ise Milos Forman favorim. Birkaç kadın düşmanı ve cinsiyetçi yönetmen daha var sinemasını sevdiğim. Ancak isimlerini telaffuz etmek istemiyorum.

 

Sinemada gerçekleştirmeyi umduğunuz bir hayaliniz kaldı mı?

 

Tabiki. Hiçbir hayalim henüz gerçekleşmedi ki:)

 

Oyuncular zaman içinde gelişip değişirler. Oyuncular oyuncu olarak mı kalmalı? Örneğin yönetmenlik yapmalı mı, yapmamalılar mı?

 

Kimse olduğu haliyle kalmamalı. Herkes yeteneği dahilinde dilediğini yapmalı. Bir zamanlar ‘mankenden oyuncu olur mu’ tartışmaları vardı. Şimdi ise ‘herkes tiyatro sahnesine neden çıkıyor’ tartışmaları var. İsteyen film yönetsin, isteyen oyun. Ne var bunda? İsteyen çıksın sahneye. Başarılı olamayanlar o sahnede tutunamayacak zaten.

 

 

Sizde Ornella Mutti ve Michelle Pfeiffer tarzı bir enerji var. Ayrıca kendi adıma Grace Kelly biraz da Marilyn Monroe havası estiriyorsunuz. Bu tip şeyler bir oyuncu için önemli midir? Avantaj mıdır?

 

Bu kadınların hepsi özel olarak hayranlık beslediğim muhteşem kadınlar. Öncelikle bu havaları estiriyorsam, ne mutlu bana. Bir oyuncunun güzel görünmesini önemli bulmuyorum. Yeteneğiyle seyirciyi etkileyebilmek çok daha önemli.

 

Genç oyuncular ve oyuncu adayları büyük bir rekabet içinde sektörde kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar. Onlara tavsiyeniz ne olur?

 

Gençlik dünyadaki en kıymetli şey klişesi kesinlikle doğru. Ancak maalesef geçici bir şey. Güzellik&yakışıklılık ise göreceli, yaşlılık ya da estetik operasyonlarla son buluyor. Peki bu durumda önemli olan ne diye sorarsanız; oyunculuğa duyulan aşk, yetenek, süregiden bir öğrenme isteği ve çok çalışmak diyebilirim.

 

 

Önümüzdeki günlerde ne tür hazırlıklar var. Sahne ya da beyaz perde için sürprizleriniz olacak mı?

 

Tümay Özokur’la çalışmaya başladım. Sektörde kendini ispat etmiş, dürüst ve kaliteli bir menajer. Bu sıralar yoğunlukla televizyon teklifleri alıyoruz. Ama benim en çok özlediğim ve yapmak istediğim şey sinema. Tiyatro adına ise, her an bir süprizim olabilir.

 

Size mutluluğun tarifini sorsak ne derdiniz?

Sevildiğini hissetmek.

IMG_1052
IMG_1061
IMG_9946

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter