Popüler Sinema

Paylaş
Haberler

POLİSİYELERİN YÜKSELİŞİ: BOZKIR

POLİSİYELERİN YÜKSELİŞİ: BOZKIR
Yazar: Seza Köreken Yalçınkaya

İnternetten yayın yapan platformların gelişmesiyle beraber yerli polisiye dizilerin sayısı da gittikçe artıyor. Polisiye dizilerin sayısı arttığı gibi biçimleri de çeşitleniyor. BluTV’nin Bozkır’ı da bu yapımlardan biri. 


2018’de PuhuTV’de yayınlanan Şahsiyet dizisiyle teknik olarak oldukça farklı yapımlar gibi görünse de benzer noktaları bulunmakta. Şahsiyet’de olduğu gibi Bozkır’da da olayların geçtiği küçük kasabanın ismi hayali ama içinde gerçekleşenler Türkiye gerçeğine yakın duruyor. Olayların gelişimi ve bu gelişimi sırasında karakterlerin verdiği tepkiler aslında yaşadığımız ortamdaki karakterlerin çeşitliliğiyle aynı. Bozkır’da verilen tepkilerin günlük dilde olması izleyiciyi içine alması için tercih edilen yöntemlerden biri olsa da dış ses kullanımı izleyiciyi yabancılaştırıyor. Bunun sebebi dış sesin kullanılış biçimi. Görüntülerle anlatılmakta olan ve gayet açık anlaşılabilecek şeylerin dış ses olarak da verilmesi yapımın TV izleyicisi hedefleyip hedeflemediğini sorgulamaya yol açıyor.


Bir çok yabancı diziye benzetilen dizi aslında yerel kodlarla oluşturulmuş, düşük ritimli bir polisiye hikaye anlatıyor. Bu düşük ritimden kaynaklı olacak ki izleyici ister istemez “True Dedective” ile karşılaştırıyor. İçerik olarak da bir çocuk cinayeti ile başlayan hikayeler anlatmaları açısından benzeşiyorlar. Yine de Bozkır, senaryonun ve diyalogların özgün oluşuyla söz konusu diziden ayrı bir yerde duruyor. Bozkırın içindeki uzak bir kasabada yaşayan insanların ilişkilerinin anlatılış biçimiyle, boşluğun ve zamansızlığın oluşturduğu huzursuzluk hissi veriliyor. Genel plan ve alt açı kullanımları da bu hissin verilmesine katkıda bulunuyor. Bozkır’da birçok karakterin bulunuşu ve bu karakterlerin her birinin derinliği olması senaryoyu güçlendiren etkenlerden biri gibi görünüyor.


Baş komiser Seyfi sağduyuyla hareket ederken, Nuri Pamir seyircinin vermek istediği ani tepkileri vererek izleyiciyle dizi arasında bir bağ kuruluyor.  Nuri Pamir’le beraber seyirci de olayı çözdüğünü düşünürken aralardaki boşlukları sorular sorarak Seyfi fark ettirince izleyici yine huzursuz ve durağan bozkır atmosferine kapılıyor. 


Oyunculuklar ilk bölümlerde aşırılığıyla izleyiciyi rahatsız etse de ilerleyen bölümlerde oturuyor. Nuri Pamir’i canlandıran Ekin Koç özelinde baktığımızda aslında karakterin getirdiği şekilde oyunculuk sergilese de başına buyruk davrandığı sahnelerde yapmacık gibi duruyor. Bu durum yine ilk bölümler için geçerli ama düşüldüğü zaman günlük hayatta herkes böyle bir karakterle karşılaşmıştır. Genelde de bu tür karakterler başına buyruk davranacakları zaman yapmacık bir cesaret takınırlar. Bu şekilde bakıldığında Ekin Koç‘un oyunculuğunun tam kararında olduğu sonucuna varılabilir. Bu tür küçük ayrıntılar dışında cast, sorunsuz işleyen bu senaryonun kendi bütünlüğüne büyük katkıda bulunmuş oluyor. Dikkat çeken önemli eksiklik, tek lafı olan yan cast seçimi olabilir. Yine de atmosfere kendini kaptırmış bir izleyici farkına bile varmayabilir.


 

Dijital platformların gelişmesi ve dizilerin artık televizyonlara has bir şey olması halinden çıkmasıyla yapımcılar yeni şeyler denemeye başladı. Şu ana kadar daha çok polisiye diziler yapılıyor olsa da bu tür içinde başvurulan farklı anlatım şekilleri ve hikayeleriyle dizi piyasası çeşitleniyor. Farklı işlerin desteklenmesiyle farklı türlerde farklı anlatım biçimleri de görmek mümkün olacaktır.


twitter.com/_cheshirekedisi

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter