Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Teksas Ölüm Tarlası

Teksas Ölüm Tarlası
(6.5/10)
Üye: Ali Ulvi Uyanık
ABD'nin 'en beyaz' eyaletlerinden Teksas, güneydeki 'derin Amerika' ile de yüzleşmemizi seri katilleri aracılığıyla gerçekleştirmeye devam etmekte. Teksas'daki seri katil vakaları, karışık, içinden çıkılması zor, izini sürdükçe batağa saplanılabilecek ve bazen de toplumsal bir histerinin gölgeleriyle karşılaşılabilecek, ilginç hikâyeleri barındırmakta...

Nitekim 1974 yılında, bu özellikler küçük bir korku filminde yer aldı: Tobe Hooper "Teksas Zincirli Testere Katliamı"nda ( The Texas Chain Saw Massacre) gerçek olaylardan ilham almıştı ve bu eyaletle katillerini, on yıllar sürecek bir fenomenle dünyanın her köşesindeki sinemaseverlere tanıtacaktı...

Ünlü yazar-yönetmen Michael Mann'ın yapımcılardan biri olduğu "Teksas Ölüm Tarlası" da, 1970'lerde öldürülüp parçalanarak açık araziye gömülen kadın cinayetlerinden yola çıkılarak çekilmiş. Mann'ın kızı Ami Canaan, bu ilk uzun metraj yönetmenliğinde, bir küçük kasabanın etrafını saran güvensiz, tekinsiz ve ölümcül 'ağır havayı' başarıyla oluştururken, problemli karakterlerini bu uğursuzluğun içinde inandırıcı kılmış.

 

Cinayet masasından Mike (Sam Worhtington) ile yine bir dedektif olan eski karısı Pam (Jessica Chastain), cesetlerin faillerini ararlarken bölge insanlarıyla nasıl 'oynamaları' gerektiği konusunda, New York'tan gelmiş polis Brian'dan (Jeffrey Dean Morgan) daha deneyimlidirler... Bir aileye sahip Brian'ın inançları doğrultusundaki ruhsal çalkantıları, cinayet soruşturmalarındaki yasa insanlarının iç çatışmalarına yönelik gerilimi yükseltiyor. Ve bu gerilim, kasabanın masum yüzlü kızı Ann'ın (Chloë Grace Moretz) kaçırılmasıyla iyice çatallaşıyor.

 

Kuşkusuz, bu film dünyanın her köşesinde geçerli olan 'kadına yönelik şiddet'i önemli bir sorun olarak öyküye nüfuz ettirmiş... Silahlanmanın ve cinayet işlemenin neredeyse normal kabul edildiği muhafazakâr Amerika'nın-özellikle- sefil insanları arasındaki şiddet, gerçekten çok ürkütücü biçimde karşımıza çıkıyor; kadına uygulanan erkek şiddetinin boyutları korkutuyor, tiksindiriyor! 

 

Ancak öykülemede temel bir sorun var ki, filmi ciddi biçimde yıpratıyor. Ami Canaan Mann, belli ki senaryo kaynaklı bir sorunu çözememiş. Olaylar savruk anlatılırken beraberinde karakterleri ve aralarındaki ilişkileri de zayıflatıyor. Bu 'dağınık yapı' bir türlü toparlanamıyor, bir sahnedeki gelişme ya da diyalog önemli gibi gelse de, sonrasında uçup gidiyor. Mesela, Mike ile Pam arasındaki biten özel ilişki ya da Brian'ın bunalımlarının kökenini öğrenmek olası değil. Aynı şekilde, Ann'ın annesi Lucie 'nin ("İkiz Tepeler"den, yaşlanmış bir Sheryl Lee) dramatik öyküsü ve kızıyla ilişkileri güdük kalıyor... 

 

Ancak bu zaafına karşılık, yüksek gerilim beklememek şartıyla seyredilmeyi hak ettiğini söylemek mümkün "Teksas Ölüm Tarlası"nın. 

 

Ali Ulvi Uyanık

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter