Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Sahil Güvensiz, Kurtar Bizi Hasselhoff!

Sahil Güvensiz, Kurtar Bizi Hasselhoff!
(2.0/10)
Üye: Murat Kızılca
2005 yılında çektiği, rahatlıkla ‘çılgın bir film’ diye isimlendirilebilecek Kanlı Şölen (Feast) ile ismini bir kenara not ettirmişti 1957 doğumlu yönetmen John Gulager. Kendisinden aynı lezzette farklı işler beklerken o Kanlı Şölen’e vizyon şansı bulamayan iki adet devam filmi çekmeyi tercih etti.

 

Alexander Aja imzalı Pirana 3D’nin devam filmini Gulager’ın yöneteceğini duyduğumda açıkcası heyecanlanmıştım. Hele bir de ortaya çıkan posterleri görüp ilk fragmanı izledikten sonra ‘tamam’ demiştim, ‘Kanlı Şölen tadında yeni bir bomba geliyor’. Ancak fena halde yanılmışım. 

 

Pirana 3DD, nesli 2 milyon yıl önce tükenmiş olması gereken piranaların Victoria Gölü’nde yaptığı katliamı (ki bir önceki filmin konusu oluyor) anlatan belgeselvari görüntüler ile başlar. Hemen akabinde iki balıkçı Cross Gölü’ndeki bir hayvan leşinin içine çöreklenmiş pirana yumurtalarını yanlışlıkla dışarı çıkartıp can bulmasını sağlar ve piranaların ilk kurbanları olmaktan kurtulamazlar. 

 

Balıkçılardan birini Kurtlar Vadisi: Irak’ta da rol almış olan B filmlerin sevilen oyuncusu Gary Busey’nin canlandırması hoş bir ayrıntı olmuş. Ama tabii ki ilk filmin başında Jaws’ın Hooper’ı Richard Dreyfuss’u piranalara kurban etmek kadar manidar olamadığını da belirtmek lazım. 

 

Cross Gölü yakınlarındaki Merkin’de Big Wet isimli bir su parkı (aquapark) açılış hazırlıkları yapmaktadır. Parkın paragöz sahibi Chet cankurtaranlar yerine striptizci kızları işe almış, parkın bir bölümünü ise yetişkinlere ayırarak çıplaklar havuzu yapmıştır. Chet’in deniz biyolojisi okuyan üvey kızı Maddy, bu değişikliklerden hiç hoşnut kalmaz ama hisse oranı 51-49 Chet lehine olduğu için sesini çıkaramaz. Chet, maliyeti azaltmak için Cross Gölü’nden kaçak su çekmeye başlar. Böylece ana boru hattından içeri giremeyen piranalar için de parka ulaşmanın yolu açılmış olur. Sonrası malum, piranalar gelir ve su parkını kan parkına çevirir. 

 

Her şey Roger Corman’ın Joe Dante’ye ilk Pirana’yı (1978) yaptırması ile başladı. Bizzat Corman’ın ‘Jaws’a saygı duruşum’ dediği bu düşük bütçeli Jaws çakması gişede belli bir başarı sağlayınca hemen devam filmi Piranha Part 2: The Spawning (1981) çekildi ve yönetmenlik koltuğuna ilk uzun metrajını yönetmek üzere James Cameron oturdu. 2010 yılında Alexander Aja 1978 tarihli Pirana’nın yeniden yapımını bu sefer üç boyutlu olarak çekmeye soyundu. Belli başlı eksiklerine rağmen ortaya eğlenceli bir iş çıkmıştı. 

 

Pirana 3DD ise Aja’nın kaldığı yerden devam etme niyetiyle yola çıkıyor, ancak tökezleyip yere kapaklanması fazla zaman almıyor. İlk yarım saat sonunda filmin anlatacak bir şeyi kalmıyor ve dolgu sahnelerle süreye oynamaya başlıyor. Hatta 83 dakika gibi kısa bir süresi olmasına rağmen yazıların akmaya başlaması ile birlikte yaklaşık 12 dakika süren çekim hataları kısmı başlıyor. İlgi çekici olmaktan uzak bu bölümde sinirlerinizin bozulmaması için bir hayli çaba sarfetmeniz gerekebilir. 

 

Bir önceki filmin karakterlerinden Mr Goodman (Christopher Lloyd) ve Fallon’ın (Ving Rhames) perdede kısa süreli görünmeleri yüzlerde tebessüm yaratsa da süreye oynayan dolgu sahneler olmaktan başka bir şey ifade etmiyor. Hele Rhames’in takma bacaklarındaki silahlar nedir öyle? Dehşet Gezegeni’ndeki (2007) Cherry Darling’den (Rose McGowan) sonra hiç çekilmiyor doğrusu!

 

Kendisini oynayan David Hasselhoff’a ne demeli? 1989-2000 yılları arasında rol aldığı Sahil Güvenlik (Baywatch) dizisinin yıldızı olarak su parkında kadın müşteriler ile fotoğraf çektirmek için işe alınıyor. Parktaki çocuklardan birine Kara Şimşek’ten, Sahil Güvenlik’ten örnekler vererek kendini tanıtmaya çalışması ve dizinin açılış jeneriğindeki gibi ağır çekim koşusu, evet, komikti ama şunu da itiraf edelim ne acıdır ki Hasselhoff kendini bile oynayamıyor. 

 

Elm Sokağında Kabus’un (1984) meşhur küvet sahnesine yapılan gönderme ise maalesef yaratıcılıktan uzak, filme yapıştırılmış gibi duran dolgu sahnelerden bir başkası. 

 

Velhasıl Pirana 3DD en başta bir bütün olmakta sıkıntı yaşıyor. Ard arda biçimsizce eklenmiş, birbirleriyle organik bir bağ kuramayan onlarca sahne, ana hikayeden bağımsız skeçler gibi duruyor. Jaws 3D’den (1983) ödünç aldığı orjinallikten uzak konuyu doğru düzgün işleyemiyor. Denizden gelen dehşet filmlerini severim ama Pirana 3DD vadettiklerinin yanına bile yaklaşamayan, çok çabuk unutulmaya mahkum, kötü bir örnek. Seçiminizi başka bir filmden yana kullanmanız sağlığınız açısından çok daha hayırlı olacaktır. 

 

Murat Kızılca

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter