Popüler Sinema

2012 yılında ortalığı yıkan Oyunbozan Ralph, 10 dalda aday olduğu Annie Ödülleri’nden (Animasyon dünyasının Oscarları)  En İyi Uzun Metraj Animasyon dahil olmak üzere 5 ödülle döndükten sonra, 85. Akademi Ödülleri’nde En İyi Animasyon dalında adaylığını da hanesine eklemişti. Gerçi ödülü Pixar menşei Cesur’a kaptırdı ama olsun, o da ‘yan stüdyodan’ nihayetinde! Wreck-it Ralph’ten 6 yıl sonra gelen ve ABD’de Kasım 2018’de vizyona giren devam filmi Ralph ve İnternet, (ülkemizde 15 günlük ara tatilde vizyonda olması  planlanarak) 11 Ocak’tan itibaren sinema salonlarındaki yerini aldı.

Baş karakterlerimiz ilk filmden çok da farklı değil. Tüm iyi niyetiyle hareket ederken bile kırıp döken koca bebek Ralph’e, atari oyun dünyasındaki en yakın arkadaşı, çılgın yarışçı Venollope yine eşlik ediyor. Gündüz oyun makinelerinde işlerinin başına geçen karakterler, akşam olup, ‘atari salonu’ kapanınca kendi oyun evrenlerini genişletip, sabah gün doğumuna kadar takılıyorlar. Ralph yine iyi niyetiyle, oyununun sıkıcı bulan Venollope’ye bir sürpriz yapmaya çalışsa da, sonu Sugar Rush oyununun fişinin çekilmesine kadar giden bir seri talihsizlikler silsilesine neden oluyor. İlk filmde olduğu gibi tarumar ettiklerini, yeni bir planla düzeltmeye çalıştığı bir maceraya atılıyor; bu sefer yanında yine Ven var ama evren bir ‘level’ atlayarak atari konsollarından internet evreninin sonsuzluğuna açılıyor. 

Günün sonunda bir seri ‘0101001’den oluşsalar da, animasyon kahramanlarımızın hikayelerini Phil Johnston ve Pamela Ribon oldukça bizleştiriliyor. Sonuçta Disney evrenindeyiz, hikayenin akışı ve anlatım rengi bunu seyirciye sıklıkla anımsatıyor. Filmin süre olarak da oldukça uzun bir bölümüne yayılan düğüm bölümünde internetin önümüze sunuluşu ve de sundukları filmin ana hikayesinden daha sürükleyici bir hal alıyor. Pop-up pencerelerinden tutun da hayali arama motoru BayÇokBilmiş’e (KnowsMore), virüs yayan solucanlardan kalp toplayan süpürgecilere kadar nefis modellemeler; artık göndermeyi de geçen “telifi neyse verdik/reklamını aldık da filme koyduk” duruşuyla başta e-Bay olmak üzere Google gökdeleninden, Snapchat’e, Twitter kuşlarından Pinterest kulesine kadar aklınıza ilk gelen dijital markaların hemen hemen hepsi filmde önümüze seriliyor. 

Disney’in kendi evrenine ve özellikle prenseslerine yaptığı göndermeler, Slaughter Race yarış oyunundaki baş kahraman Shunk’ın sert kadın kimliği ile perçinleniyor. “Sizin feminist eleştirinize kalmadık, sert kadın yaratılacaksa onu da yine ben yaparım” diyor ve Shunk’ın yanına bir de internetin en güçlü algoritmalarından biri olan Yessss’i yine kadın kimliğinde ekliyor. E baş kahramanlarda güçlü ve kendine güveni olan zaten Venollope’yken, Ralph’in de özgüven eksikliği ile arkadaşını kaybetme korkusu, erkeği tepetaklak düşen, kadını ise onu tutup kaldıran, işleri yoluna sokan kimliğine büründürüyor. Tam da bu noktada, tamam diyor hikaye hadi öpüşün barışın, siz her halükarda sıkı dostlarsınız… 

Animasyondaki teknik başarısı şimdiden 10 Annie Adaylığı ile zaten üst bir skalaya yerleşen film, ‘80 doğumlu kuşak için atari kültünü bu sefer minimum düzeyde tutup Z neslinin dijital dünyasına hitap etse de, 2019’un şu ilk haftalarında önümüze çıkan en keyifli animasyon. Ta ki How to Train Your Dragon 3’e kadar.

twitter.com/duygukocabayli