Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Lights Out - Işıklar Sönünce

:: Videolar Lights Out - Işıklar Sönünce
(6.0/10)
Yazar: Deniz Çobaner
İzlemesi keyifli ve akıcı olsa da bir şeylerin eksikliği hissi ve finalin hikayenin hak ettiği etkiyi yaratamaması izleyiciyi olgunlaşmamış bir tat ve “keşke”lerle baş başa bırakıyor.

Söz konusu korku filmleri olunca iyi örneklerle karşılaşmanın zorluğu türün hayranları tarafından bilinen bir gerçek. Durum böyle olunca da yeni yapımlar pazara dahil edilirken türünün başarılı isimleri marka gibi filmlerin üstüne etiketlenerek kullanılmaya başlandı. Korku türünde yükselen başarısı ile ilk akla gelenlerden James Wan ismi de aynı şekilde, bu haftanın vizyon filmlerinden olan 2016 yapımı Lights Out (Işıklar Sönünce) filmine iliştirilmiş. 


 

Film konusunu hepimizin çocukluk korkusu olan, ışıklar yandığı sürece güvende olduğumuz fakat karanlıkta birden beliriveren korkunç yaratık ve hatta “öcü” kavramından alıyor. Yaşadıklarının yıllar öncesinin kabusları olduğuna inanan Rebecca, aynı kabuslardan kardeşi Martin’in de şikayetçi olduğunu öğrenmesiyle korkularının üstüne gitmeye ve annesiyle Martin’i içinde bulundukları durumdan kurtarmaya karar verir. 

 

Buraya kadar harika bir korku filmi için gerekli her şey mevcut gibi gözüküyor. Basit ama etkili bir fikir, korkuların yansıtılması için tüyler ürpertmeye uygun bir mekan ve en önemlisi korku öğesi: Diana. Fakat yine de Lights Out’tan  gereken tadı almak pek mümkün değil. En azından kısa film versiyonunu izlediğimizdeki etkiyi yaratmıyor. İyi bir ana fikir her ne kadar önemli olsa da tek başına uzun metraj bir filmi kendi başına sırtlanmasını beklemek pek gerçekçi değil. Yönetmen David F. Sandberg de böylece, Eric Heisserer elinden çıkan senaryo ile bir bütün oluşturamıyor ve beklentiyi karşılayamıyor. 


 

Filmin senaryosuna gelecek olursak, bu noktada da büyük eksikliklerden bahsetmek mümkün. Öncelikle karakterler fazla yüzeysel kalmış. Bu nedenle izleyici hikayenin içine çok da giremiyor. Anne-kız rolünde izlediğimiz Teresa Palmer ve Maria Bello senaryonun elverdiğince uyumlu bir ikili oluşturuyor fakat, malzeme eksik olunca tat da yavan geliyor. Bunun ötesinde hikayenin odağı Diana, görsel ve düşünsel açıdan oldukça ürkütücü olsa bile aynı başarıyı kişiliğinin oluşturulmasında gösteremiyor. Geçmişi pek inandırıcı ya da net olmayan, bu nedenle empati kuramadığımız ve silik kalmış korku öğesiyle yetinmek zorunda bırakılıyoruz. Filmin psikolojik gerilim havasında anne rolündeki Bello’nun etkisi büyük. The Babadook’taki gibi bir karakter çözümlemesine ya da sonuç fikrine gidemesek de manik anne olgusu Lights Out’ta çok şık durmuş. Hatta film süresince en inandırıcı ve başarılı karakter diyebiliriz Sophie için. Bunun dışındaki öğeler ne yazık ki klişe olmaktan öteye geçemiyor. Bodrum katında kısılıp kalma, söylenilenlere inanmayan polisler, ses efektleri gibi… 


 

İzlemesi keyifli ve akıcı olsa da bir şeylerin eksikliği hissi ve finalin hikayenin hak ettiği etkiyi yaratamaması izleyiciyi olgunlaşmamış bir tat ve “keşke”lerle baş başa bırakıyor. Sonuç olarak elindeki malzemeyi çöpe atıp, yer yer beklenileni verse bile kalan diğer zamanlarda koca bir hayal kırıklığından öteye gidemeyen Lights Out, türü seven ve James Wan ismine güvenen izleyicinin hevesini kursağında bırakıyor. Yine de filmi tamamen zaman kaybı olarak tanımlamak pek de doğru ve adil değil ve korku severlerin bir göz atmasında fayda var diyebiliriz. 

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ SAHİ...

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ SAHİ...

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter