Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Cameron Post’a Ters Terapi

Cameron Post’a Ters Terapi
(6.5/10)
Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

 

Sene sonuna doğru gelirken yıl boyunca festivallerde gezmiş bağımsız yapımlar nihayet bir bir vizyon takvimine düşüyor, 2018’i kapatmadan önce listelerde boy gösteriyor. 37. İstanbul Film Festivali’nde Nerdesin Aşkım? bölümünde gösterildikten sonra 30 . Ankara Film Festivali’nde Pera Müzesi seçkisinde sinefillerle buluşan Sundance ödüllü Cameron Post’a Ters Terapi filmi de nihayet 9 Kasım cuma günü itibariyle vizyona girdi

 

Hikayeye tamamen yabancı olanlar için doğrudan giriş yapalım; Cameron Post’a Ters Terapi (The Miseducation of Cameron Post) bir LGBT filmi. Film, kendi cinsel kimliğini biseksüel olarak açıklayan sinemacı Desiree Akhavan’ın 2014 tarihli Makul Davranış’tan sonraki ikinci uzun metrajlı işi ve Emily M. Danforth’un aynı adlı romanından ,özüne baya sadık kalınarak aktarılmış bir uyarlama. Kısa bir wikipedi taramasıyla da roman kahramanının öyküsünün gerçek hayatta yaşanmış olaylara dayandığını öğreniyoruz.  Yani filmde karşı karşıya geleceğiz, Cameron Post’a ve onun yaşıtlarına dayatılan “hastalıklı ahlakçılık” maalesef gündüz-gece gibi gerçek.

 

Ergenliğin orta yerinde olan Cameron Post, bu genç yaşında anne ve babasını kaybetmiştir; onu, muhafazakar değerleri olan teyzesi büyütür. En yakın kız arkadaşı ile cinsel olarak da yakınlaşan Cameron, bu sırrı fazla saklayamaz ve yakalanır. Olaydan utanç duyan teyzesi tamamen onun iyiliği ve de “düzelmesi” için Cameron’ı, God’s Promise (Tanrı’nın Sözü) adı verilen muhafazakar bir okula zorla gönderir. Normal lise müfredatına ek olarak bu yasal okul, hemcinslerine karşı ilgi duyan eşcinsel ya da biseksüel gençleri çeşitli terapiler ile Tanrı’nın doğru yoluna döndürmeyi amaçlar!

 

Özeti bile yeterince tüyler ürpetici olan bu öykü, aslında biz gibi dini ahlakçılığı pek seven toplumlar açısından çok da şaşırtıcı değil. LGBTİ hareketi son 10-15 yılda ne kadar ivme kazanmış olsa da, birtakım haklar için mücadele verilip kazanımlar elde edilmiş olsa da, LGBTİ bireylerin de “normal insanlar” olduğu algısı için daha bin sene ve bin fırın ekmek gerekiyor maalesef.  Cameron Post’a Ters Terapi filminin Trump Amerikası’ndan çıkması şu açıdan ayrıca önemli: Eşcinselliğin ya da başka bir cinsel yönelimin düzeltilmesi, kişinin benliğinden kazınıp çıkartılması gereken bir hastalık olduğu inancı, din ayırt etmiyor. Bu aralar adını gündemden dolayı sıkça duyduğumuz Evangalistler ya da ılımlı İslamcılar ya da muhafazakar Katolikler… Şüphe yok ki Yahudiler arasında da eşcinselliği yolunu kaybedenlerin hastalığı olarak tanımlayacak binlerce kişi vardır. Ve bu grupların inançları, ibadetleri ne kadar farklı olursa olsun LGBTİ bireyleri kurtarıp, Tanrı’nın/Allah’ın yoluna döndürmek için samimi (!) çabalarının ortak bir çizgisi var. Senden olmayanı senin rengine dönüştür; şayet dönüştüremiyorsan onu yok et! Çünkü bu filmde de olduğu gibi Tanrı’nın Sözü tek mutlak gerçektir! 

 

Cameron Post ile aynı sıraları paylaşan ergenlerin duygu dünyalarına da bir girip bir çıkan  Desiree Akhavan, bu gençlere ters köşeler yaptırmaktan da geri kalmıyor. Kendisini suçlayan ve en yakın arkadaşını arzuladığı için vicdan azabına düşen Cameron bir yanda, “hastalığını” geride bıraktığına inanan oda arkadaşı diğer yanda… Bu noktada henüz 21 yaşındaki Chloë Grace Moretz’in fena bir oyunculuk çıkartmadığını da ekleyelim; öte yandan travmalar açısından bir nebze daha derinlikli bir oyunculuk çizilebilirdi. Yardımcı oyunculuklar da Sasha Lane ve Forrest Goodluck en az Moretz kadar başarılı, okulun otoriter, ahlak bekçisi müdüresi Lydia Marsh rolünde ise Jennifer Ehle kendisinden beklenini veriyor.

 

İnsanın duygularını umut vaad etmek ile havada kalmak arasında ikiye bölen finaline rağmen, öykünün konumlandığı 1990’lı yıllardan bugüne bu muhafazakarlığın dipdiri tutuluyor olmasını, gençler üzerinden beyazperdeye taşıdığı için tür sinemasının öne çıkan bir örneği Cameron Post’a Ters Terapi. Cinsellik sahnelerinden ötürü 18+ olarak vizyona girmekle beraber, bu öykü travmalara daha ağırlık verilerek, daha da sert anlatılabilirdi; geçmiş örneklerine rağmen ihtiyaç olan buydu belki de. Akhavan’ın rejisinin konunun ağırlığına karşın, biraz ‘soft’ kaldığı akılda tutularak seyredilesi… 

 

twitter.com/duygukocabayli

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

Köpekle Kurt Arasında Moskova Film Festiv...

Köpekle Kurt Arasında Moskova Film Festiv...

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter