Popüler Sinema

Fantastik Dörtlü ve Kaptan Amerika serileriyle tanıdığımız Chris Evans’ın ilk yönetmenlik denemesi olan başrolü de son yıllarda dikkat çeken Alice Eve ile paylaştığı, 2014 tarihli Before We Go (Gece Bitmeden), hem kadının hem de erkeğin bakış açısından, farklı kalp kırıklıklarını bir gece içinde anlatan sıcak, bağımsız bir romantik film. Samimi ve duygusal tarafı ön planda olsa da zaman zaman gülümsetmeyi de başarıyor.

New York’ta bir istasyonda gece 1.30 trenine yetişmek için koşuşturan Brooke Dalton ile aynı istasyonda trompet çalan caz müzisyeni Nick Vaughan’ın yolları bir şekilde kesişir. Brooke için hayatının dönüm noktası olan tren kaçmıştır ve Nick de sığındığı istasyondan ayrılabilmek için sanki bir işaret bekliyordur. Treni kaçırınca meteliksiz ve kimliği olmadan gece vakti tek başına kalan Brooke’a, Nick centilmen bir şekilde yardım eli uzatır. İlk önce çalınan çantanın peşine düşerler, sonrasında ise bu iki yabancı, New York sokaklarında hem geçmişleriyle hem de gelecekleriyle hesaplaşırken birçok maceranın içine de balıklama atlamak zorunda kalırlar. Bu, hayatlarının hem en kötü hem de en güzel gecesi olacaktır.

Before We Go, konu olarak Richard Linklater’ın Before Sunrise (Gün Doğmadan, 1995) filmine benzediği gayet aşikar olsa da izleyici de farklı bir tat bırakıyor. Nick ve Brooke, Jesse ve Céline kadar rahat ve cesur insanlar değil çünkü ikisinin de kalbi kırık, akılları ise başka yerde olduğu için anın tadını çıkaramıyorlar. Hatta filmin başlarında gayet uyumsuz bir çift olsalarda ilerleyen dakikalarda birbirlerine güvenip içlerini dökmeye başlayınca izleyici de iki karaktere (özellikle daha soğuk duran Brooke’a) ısınmaya başlıyor ve özdeşleşmeye olanak sağlanıyor. Ayrıca gecenin ve karakterlerin kasvetini yansıtmak için filme mat tonlar yerleştirilerek doğal bir görünüm kazandırmak istenilse de, bu görsel farklılık daha çok filmin amatör görünmesine yol açmış. Romantik bir filmden çok gerilim filmi havası yaratan bu renk tonlaması, ilerleyen süre içinde konunun ve karakterlerin gelişmesiyle seyirciye çok da rahatsız edici gelmiyor.

Before We Go, daha çok oyuncu olarak tanıdığımız Chris Evans’ın çektiği ilk film olmasına rağmen izleyicide iyi bir izlenim bırakmayı başarıyor. Film boyunca diyalogların daha ağırlıkta olduğunu göz önünde bulundurursak eğer, Rain Man (Yağmur Adam, 1988) gibi drama türünde birçok kalburüstü filme imza atmış olan Oscar ödüllü Ronald Bass’ın, senaristler arasında yer almasının payını da yadsımamak lazım. 

Sonuç olarak Before We Go, kadın-erkek ilişkilerine odaklanan filmlerden hoşlananlar için keyifli bir deneyim. Alice Eve’in filmde çekinerek ama hoş bir şekilde söylediği “My Funny Valentine” adlı caz şarkısını, bir de Chet Baker’dan dinlemenizi ayrıca tavsiye ederim.

Twitter.com/mugeibrikci