Popüler Sinema

Sonradan Marvel tarafından satın alınan, Kanadalı çizgi roman evi tarafından yayınlanan Siyah Giyen Adamlar asıl popülaritesine sinemaya uyarlandığında kavuşmuştu. İlk filmi bundan 15 yıl önce, 1997’de vizyona girdiğinde, Siyah Giyen Adamlar 500 milyon doları aşan gişe hasılatıyla tüm dünyanın ilgi odağı olmuştu.

Bir çizgi roman uyarlaması olarak yola çıkan Siyah Giyen Adamlar komplo teorilerine meraklı Amerikalılar için tabii ki biçilmiş kaftandı. Bir yanda uzaylılar vardı, diğer yanda ise onları kontrol etmekle, varlıklarını insanlardan gizlemekle görevli siyah takım elbiseli hükümet ajanları. Dönemine göre çok üstün olan bilgisayar animasyonu yaratıklar, filmin büyük küçük herkes tarafından ilgiyle izlenmesine önemli bir sebepti şüphesiz. Rick Baker’ın yaratıklarıyla Will Smith ve Tommy Lee Jones bir araya gelince kare tamamlanmıştı.

İlk filmde Ajan K ile James Edwards’ın tanışmaları ve James’in Ajan J’ye dönüşmesini izlemiştik. Asık suratlı, güldüğü bile anlaşılmayan Ajan K ve patavatsız, geveze ama eğlenceli Ajan J uzaylılara karşı iyi bir ikili olmuşlardı. Ajanlar uzaylıların dünyaya adapte işleriyle ilgeleniyor, uzaylılarla karşılaşan insanların hafızalarını temizliyor, kötücül uzaylıların da hakkından geliyorlardı. Bu ilk filmin en önemli kozu kuşkusuz özel efekt büyücüsü sayılan, bu dalda 11 Oscar adaylığı ve 6 Oscar’ı olan Rick Baker’dı. Baker, uzaylıları izleyenleri etkilemekle kalmadı Akademi’yi de etkiledi ve sonuçta Baker’a bir Oscar da Siyah Giyen Adamlar ile geldi.

İkinci Siyah Giyen Adamlar filmi ilkine göre gölgede kaldı. Bunda ilkinin kopyası gibi algılanmasının yanında klişelerle dolu olması da etkiliydi. Yine de iki filmin gişesi milyon doları aştı. Bu da üçüncü filmin geleceğinin en belirgin göstergesi oldu. Yönetmen Barry Sonnenfeld, ikinci filmin çekimlerinin sonunda Will Smith’ten devam filminin sözünü almıştı bile. Üçüncü filmin içindeki zaman yolculuğunun Will Smith’in önerisi olduğu biliniyor.

3 boyutlu olarak sinemalara gelen Siyah Giyen Adamlar 3, Ajan J’nin zamanda yolculuk yaparak kendisi ve Ajan K ile ilgili gizli kalmış gerçekleri açığa çıkarması üzerine kurulu. Filmin kötü adamı Hayvan Boris. Kendisine ‘hayvan’ denilmesini istemeyen bu uzaylı Ajan K tarafından Ay hapishanesine yollanmış. Çatışma sırasında bir kolunu da kaybetmiş. Bunun intikamını almak için yıllar boyunca bekleyen Hayvan Boris sonunda Ay’daki hapishaneden kaçmayı başarıyor ve dünyaya gelerek Ajan K’nın peşine düşüyor. Ajan J ise kötü adamın Ajan K’ya yapacaklarını önleyebilmek için zamanda yolculuk yaparak Hayvan Boris’in ortaya çıktığı 1969 yılına doğru zamanda yolculuk yapıyor.

Kötü uzaylı Boris karikatür bir karakter. Jemaine Clement’in canlandırdığı bu kötücül uzaylının ürkütmekten çok eğlendirdiği söylenebilir. Ünlü oyuncu Emma Thompson filme Ajan O olarak eklenmiş. İlk görüldüğü sahnede, hangi dilde olduğu belli olmayan bir taklit sahnesi var ki sırf bunun için bile izlenebilir.  Geleceği görebilen, mavi gözleriyle ışıl ışıl parlayan uzaylı Griffin rolündeki Michael Sthulbarg filmin en parlak ve akılda kalan yan karakterlerinden. Siyah Giyen Adamlar 3’ün büyük bir kısmı Will Smith’in canlandırdığı Ajan J karakteri üzerine kurulu.

Will Smith espri gücünü ve özellikle de mimiklerini kullanarak bu role ve filme ağırlığını koymayı başarmış. Ajan K rolü Tommy Lee Jones ve Josh Brolin arasında dağtılmış, ağırlıklı olarak da gençliğini oynayan Josh Brolin’e verilmiş. Josh Brolin, Tommy Lee Jones’un tanıttığı Ajan K’nın gençliğini canlandırırken karakteri iyi özümsüyor. Brolin’in mükemmel performansı Siyah Giyen Adamlar 3’ü izlenir kılan en önemli nedenlerden biri.

Barry Sonnenfeld’in yönettiği, Steven Spielberg’in yapımcısı olduğu Siyah Giyen Adamlar 3, Andy Warhol’dan tutun da Mick Jagger ve çiçek çocuklarına kadar pek çok ince esprili göndermeyle dolu. Çeşitli uzaylı yaratıkları 3 boyutlu sinemada izlemek de ayrı bir keyif. Will Smith ve Josh Brolin’in karizması, eğlenceli senaryosu, rengarenk uzaylılarıyla karşınızda bir buçuk saat kesintisiz eğlence vaad eden bir film var. Son olarak sürprizli ve dokunaklı finaline de ayrı bir alkış gönderelim.

Ömür Gedik