Popüler Sinema

Amerika’da çok tutulan Revenge dizisinden uyarlayarak senaryosunu Berkun Oya’nın yazdığı, yönetmenliğini Mesude Eraslan’ın yaptığı İntikam’da, daha önce ekranda izlemediğimiz yeni yüzler de var; Tuğçe Akiş, Pelin Yerser, Göknur Tunalı ve Can Sipahi.

Kırmızı elbiseli bir dansçı kadının İspanyol dansı yaptığı sahneyle açılışı yapan İntikam, aslında Derin olan Beren Saat’in Yağmur takma adıyla ,intikam almak amaçlı içlerine girdiği ailenin oğlu Mert Fırat’ın yani Emre’nin Nejat İşler (Rüzgar) tarafından vurulmasıyla başlıyor. Sonrasında da dizi 4 ay öncesine dönüyor ve Yağmur’u, intikamını alacağı Arsoy ailesinin malikanesinin  yakınındaki bir yalıyı tuttuğu sahneyle karşılanıyoruz. Daha önce Lale Devri’nde Zümrüt hanımın oturduğu yalı olan bu yerde Beren Saat’i zaman zaman küçüklük anılarına gidip gelirken izliyoruz.

 Dizide ilk gözüme çarpan şey ışığın kullanımı oldu. Özellikle eski anılarla ilgili sahnelerdeki renk ve ışık güzel kullanılmış. Bir diğer şey de, Salı akşamı izlediğimiz 20 Dakika dizisinde olduğu gibi İntikam’da da hikayede geri dönüşlerin olduğu.

Şu an bir yandan izlerken bir yandan da yazıyorum ve fark ediyorum ki esas dizi olan Revenge ile aynı seyirde devam ediyor dizi. Neredeyse replikleri  bile aynı. Tabii Revenge’in 45 dakika olduğu düşünülürse İntikam’ı  100 dakikaya nasıl yayacakları merak konusu!

Esas dizi olan Revenge’i izlerseniz eğer ister istemez karşılaştırmalar yapacaksınız siz de benim gibi. İzlemediyseniz şimdi izlemeye başlamayın ama bence, tat vermiyor o zaman İntikam çünkü.

Bir yandan yazıyorum dedim ya, şu ana kadar ‘sarmadı’ dizi beni. Çok da önyargılı olmak istemiyorum ama Beren Saat fanları bana kızmasınlar, ‘Aşk_ı  Memnu’nun Bihter’i’ kıvamında bir Yağmur var karşımda. Şu ana dek ‘muhteşem oyunculuk’ filan dedirtmedi hiçbir oyuncu bana. Bazı ‘arızalara’ da rastladım tabii izlerken. Mesela, ilk sahnelerde Yağmur Emre’yi arıyor cep telefonundan, sonra vurulduğu anlaşılınca dışarıya doğru koşarken Yağmur’un cep telefonu yok oluyor. Çanta filan da yok yanında, uçuyor telefon! Sonra; Rüzgar’ın Golden Rotriever  cinsi köpeği Çakıl, Yağmur’a kendini sevdirince Rüzgar ‘’hayret kimseye yakınlık göstermez’’ diyor. Golden en sevecen cinstir benim bildiğim, resmen alemin yalakasıdır da diyebilirim. Herkese yakınlık gösterir yani. Bu sahnede güldüm işte napiyim. Ayrıca Çakıl Yağmur’u yani Derin’i tanıyor, o cinsler eğer küçük bir hesap yaparsak ancak 15 yıl yaşarlar ki Çakıl’ın çoktan ölmesi gerekirdi! Diğer bir gözüme çarpan şey de, hani Yağmur kat görevlisi kılığında Zafer Algöz’le sevgilisi rolündeki Didem Uzel’in olduğu otel odasına giriyor, odadayken çorbanın içine zehri döküyor, sevgililer balkondalar, birisi arkasına dönse Yağmur’un ne yaptığını görecek. Yani bu işi kapının dışında yapması daha mantıklı değil mi?

Tüm bunların dışında şunu tüm samimiyetimle söylemek isterim ki İntikam’ı çok vasat buldum. Nejat İşler’in de Beren Saat’in de oyunculuklarıyla ilgili güzel bir sıfat bulamadım. Mert Fırat’ın oyunculuğunu zaten hep çok kötü bulmuşumdur. Şahika’yı canlandıran Arzu Gamze Kılınç, Zafer Algöz, Engin Hepileri ve Didem Uzel de kötü oynuyorlar. Hele Ezgi Eyüboğlu’na söyleyecek kelime bulamadım. Hiç mi beğendiğim kimse yok dizide? Var; küçük Derin süper! Ciddi ciddi çok iyi oynuyor.

Müziklerinin bu defa Toygar Işıklı dışında bir isme Atakan Ilgazdağ’a ait olduğu İntikam’da beni benden alan bir sahne ve oyuncu olmadı(küçük Derin dışında) bu ilk bölümde. Geçen yıl Kurtlar Vadisi’nın ‘Kara Perşembesi’ olan Fatmagül, Yağmur kılığında aynı başarıyı gösteremeyecek gibi.

Drama Queen

twitter.com/yazmakiyigelir

Diğer yazıları için tıklayınız