Ali, okuduğu küçük şehirden ayrılarak Erasmus projesiyle yurtdışına çıkma hayalleri kurar. Sakin hayatı, türkü kafede solistlik yapan Gülce’den hoşlanmasıyla beraber hareketlenir. Bir hemşire adayı olan Gülce, yaşadığı maddi sıkıntılarını aşmak için Adapazarı’nın eski mahallelerinden birinde yaşlı ve yalnız bir adam olan Mevlüt’ün bakıcılığını yapmaktadır. Gülce’ye yakınlaşarak onu tanımaya başlayan Ali, Mevlüt’ün de hüzünlü hikâyesine ortak olur.