Bazıları için taşra, tüm umutların eninde sonunda yalnızlıkla kesiştiği bir sürgün yeridir. Tıpkı babaların ve oğulların kesişen kaderleri gibi, tüm umutların, hayallerin, çaresizlikle kesiştiği hudutsuz bir sürgün yeri. Sinan genç bir adamdır ve yazar olmak istemektedir. Anadolu’da doğduğu köye döner, kitabını bastıracak parayı bulmaya çalışır ancak babasının geçmişten kalan borçları başına dert olacaktır.