Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

“Türkiye’de festivaller kısa filmleri bozuk projektörlerle gösteriyor!”

“Türkiye’de festivaller kısa filmleri bozuk projektörlerle gösteriyor!”
Yazar: Fırat Sayıcı Bu kez ‘Uzun Filmin Kısası’ köşemizin konukları “Eksik” adlı kurmaca kısa filmleriyle Altın Koza ödülünü alan Umut Subaşı ve Eren Çukurluöz…

Öncelikle biraz kendinden bahseder misin?

Umut Subaşı: Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü'nde öğrenim görüyoruz. Filmler çekiyoruz.

 

Senin için kısa filmin tanımı nedir?

Eren Çukurluöz: Sinema disiplini içerisinde öykü anlatmaya dair kendine has dinamikleri olan bir alan olarak görüyoruz kısa filmi.

 

Kısa filmi bir araç olarak mı görüyorsun? Yoksa söz gelişi bir 10 yıl sonra da, kısa filmler çekeceğim diyor musun?

Umut Subaşı: Kısa filmi uzun metraja geçiş için değil ama kendimi ifade edebilmek için bir araç olarak görüyorum. Anlatmak istediğim şeyi en iyi kısa filmle anlatabileceğimi düşüyorsam on yıl sonra da kısa film çekiyor olurum.

Eren Çukurluöz: Bir filmin uzunluğuna kısalığına öykünün kendisinin karar verdiğini düşünüyorum. Bu nedenle de aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, öyküyle paralel olarak, kısa filmi terk etmek gibi bir durumum söz konusu değil.

 

“Eksik” Altın Koza’da önemli bir başarıya imza attı. Neler hissettiriyor bu durum? Geleceğe dair ne gibi hayaller kurduruyor?

Eren Çukurluöz: Altın Koza gibi önemli bir festivalden ödülle ayrılmak elbette sevindirici. İleride gerçekleştirmeyi planladığımız işler için de büyük bir motivasyon kaynağı oldu bizim için. 

 

Sence hızla gelişen teknolojinin, kısa filme ne gibi katkıları olabilir? Neler götürür?

Umut Subaşı: Hızla gelişen teknolojiyle birlikte film çekebilmek ekonomik açıdan çok daha rahat hale geldi. Film yapmaya niyetli insanlar olarak beş altı sene öncesine göre bile çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Handikap olarak teknik açıdan bazı şeyleri başardıktan sonra içeriğe –belki de işin özüne- yeteri kadar özen göstermemek yanılgısına düşmeyi söyleyebilirim.

 

Örnek aldığın, sinemasını sevdiğin, yerli ve yabancı yönetmenler kimler? Hangi oyuncularla çalışmak isterdin?

Umut Subaşı: Melies’den Apichatpong’a, birbirinden çok farklı birçok yönetmenden etkilendiğimi söyleyebilirim. Özel olarak çalışmayı istediğim bir oyuncu yok.

Eren Çukurluöz: Sevdiğim oldukça fazla yönetmen var; hepsini saymak mümkün değil. Ama her ne kadar başka zamanların, başka kafa yapısındaki yönetmenleri de olsalar Pasolini'nin ve Amenabar'ın sinemasına çok büyük saygı ve hayranlık duyuyorum. İlk göz ağrım onlardır diyebilirim. Türkiye'den ise, her filmleriyle olmasa da, Ümit Ünal ve Reha Erdem sevdiğim yönetmenlerdir. Oyuncu konusunu düşünmemiştim hiç. Yine de Laurent Lucas ile çalışmak şahane olabilirdi.

 

Türkiye’deki film festivalleri ve kısa filmcilere yaklaşımları konusunda neler söylemek istersin?

Umut Subaşı: Türkiye’de festivallerin büyük bir çoğunluğu, kısa film gösterimlerini kalibrasyonu bozuk projektörlerle ve dvd standardında yapıyor hala. Kısa filmcilerin emeğine karşı gösterilen bu özensizlik çoğu festivalin kısa filme yeterli önemi vermediğinin en basit örneği bence.

 

Son olarak gelecek planlarından bahsedelim…

Eren Çukurluöz: Şimdilik yeni filmler yapabilmek üzerine bütün çalışmalarımız. Okulu da bitirmek istiyoruz bu arada.


Röportaj: Fırat Sayıcı
twitter.com/firatsayici

1eksikafis
Eren Çukurluöz
Umut Subaşı

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

43. İstanbul Film Festivali 17-28 Nisan’...

43. İstanbul Film Festivali  17-28 Nisan’...

Yakup Tekintangaç'ın Yeni Kısa Filmi &quo...

Yakup Tekintangaç'ın Yeni Kısa Filmi &quo...

Melisa Uzunarslan'ın "Geçmiyor Günle...

Melisa Uzunarslan'ın "Geçmiyor Günle...

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter