Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

“Sinemaseverlere keyifli bir hafta: 7.Bodrum Türk Filmleri Haftası”

“Sinemaseverlere keyifli bir hafta: 7.Bodrum Türk Filmleri Haftası”
Yazar: Deniz Ali Tatar

Bodrum’lu sinemaseverler, 7 yıldır sinema coşkusunu yaz sonunda yaşıyor. “Bodrum Türk Filmleri Haftası” Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Bodrum Belediyesi, Kos (İstanköy) Belediyesi ve Oasis Alışveriş Merkezi'nin katkıları ile Bodrum Sinema ve Kültür Derneği, Cinemarine Sinemaları, Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) ve Magazin Gazetecileri Derneği (MGD) tarafından düzenleniyor. Hafta kapsamında film gösterimleri Bodrum ve Kos adasındaki sinemalarda yapılıyor.


İlk kez bu yıl takip ettiğim organizasyon, aslında bütün yıl izleyicinin ilgiyle takip ettiği filmleri seçkisine alıp, ücretsiz gösterim imkânı sunuyor. Sarıkamış Çocukları, İstanbul Kırmızısı, Koca Dünya, Yaşamak Güzel Şey, Görümce vs. gibi yılın filmleri yeninden izlenebildi bu haftada. Ayrıca sinema profesyonelleri, oyuncular, yönetmenler ve basının da ilgisi bir hayli yoğun. Bu tabi daha yoğun olabilir mi, tabi ki olabilir. Bu hafta, aslında yıl boyunca izlediğimiz yerli filmleri içeriyor. Bu filmleri ücretsiz izleyebilmek mümkün olurken kapalı ve Açıkhava sinema da mevcut oluyor. Bu filmler arasına bir iki prömiyer filmi eklenme fikri güzel. Bu yıl Oscar adayımız “Ayla” filmini ilk kez Bodrum’da izleme şansı, Bodrum Türk Filmleri Haftası’nın daha da gelişmesi için umut verici.


Ayrıca bu yılın yeni filmlerinin tanıtımı da hafta kapsamında yapılıyor. Hikayesi Azerbaycan ve Türkiye’de geçen komedi filmi “Yanlış Anlama”, I. Dünya Savaşı sırasında yaşanan Ermeni tehcirini insan öyküleri eşliğinde beyazperdeye taşıyan “Kervan 1915”, iki kardeşin hikayesini anlatan ve Antakya’da çekilen “İki İyi Çocuk” ve Burak Özçivit ile Murat Boz’u buluşturan serinin devam filmi “Kardeşim Benim 2” filmleri tanıtıldı. “Kervan 1915” filmi, bu yıl önce çıkacak yapımlar arasında gözde olan yapım konumuna gelebilir. İlk görüntülerinin izlenildiği filmin tanıtımında; mekan seçimi, sinematografi ve hikayenin başarısı göze hitap ediyor.


“AYLA” ya büyük övgü!


2018 Oscar Ödülleri’nde “En iyi Yabancı” film kategorisinde Türkiye’nin adayı olan “Ayla” filminin büyük vizyonu öncesi, Bodrum Türk Filmleri Haftası kapsamında Bodrum ve Kos’ta özel gösterimleri yapıldı. İzleyenler tarafından ilgiyle beğenilen film; 1950’li yıllardaki Kore Savaşı’nda görev alan Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin gerçek hayat hikâyesinden yola çıkıyor. Filmde İsmail Hacıoğlu, Çetin Tekindor, Taner Birsel, Ali Atay, Meral Çetinkaya, Damla Sönmez ve Büşra Develi gibi hem genç kuşağın başarılı isimleri, hem de usta oyuncular rol alıyor.


Astsubay Süleyman, savaş için gittiği Kore’de büyük vurguna denk gelir. Gece vakitlerinde savaş alanından birliğiyle giderken 5 yaşında Koreli yetim bir kız görür. Kızı yanına alan Süleyman, ona Ayla adını verir ve Ayla, zaman geçtikçe askeri birliğin neşe kaynağı olur. Fakat savaş bitiminde Türkiye’ye dönme kararı alınınca Süleyman, Ayla’yı bırakamaz. Küçük kızı geride bırakmak zorunda kalan Süleyman, Ayla ile son vedalarında tekrar bir araya gelmeye söz verirler. Yıllar ikiliyi yeniden buluşturması ise muammadır.


İçinde dostluk, arkadaşlık, fedakarlık, aşk, minnet gibi duyguları bulunduran Ayla’nın, yer yer aksamaları ve yolundan kayan halleri olsa da, başarılı bir senaryo ile karşımızda. Yer yer güldüren, yer yer tüyleri diken diken eden, kimi zaman da heyecanla beklettiren sahnelerle dolu Ayla. Filmde Süleyman ve Ayla arasındaki bağın anlatımı, kayda değer başarıda. Film, Kore Savaşları meselesinde fazla debelenmiyor ve anlatmak istediği konuyu başarılı bir şekilde anlatıyor. Sonuçta filmin ilgilendiği kısım Ayla ve Süleyman arasındaki bağ. İsmail Hacıoğlu’na söylenecek kelime bulmak zor. Birkaç senedir sinemada göremediğimiz Hacıoğlu’nun kendini nadasa bırakması çok doğru olmuş, iyi ki beklemiş ve bu filmle küllerinden doğarak daha güçlü sinemaya gelmiş. Çetin Tekindor da daha ileri yaş Süleyman için doğru bir tercih. Küçük Ayla’yı oynayan Kim Seol’e bayılmamak elde değil. O kadar masum bir oyun sergiliyor ki, sahnelerini duyguları algılatabiliyor. Ayrıca Damla Sönmez ve Meral Çetinkaya’ya da ayrıca dikkat. Filmin tema müzikleri başarılı olsa da, fazlaca yer alması abartıya kaçabiliyor. 


Ayla, tipik bir baba-kız hikayesinden çok, duygusal ve dostsal bağların getirdiği noktalara sağlam parmak basıyor. Oscar yolculuğunda umarım Türkiye’yi başarıyla temsil eden yapımlardan bir tanesi olur…

 

Cenk Sezgin: “Hikayesini bildiğiniz şeyi daha çok özümsüyorsunuz.”

Festivali, başladığı günden bu yana yapmak için varını yoğunu ortaya koyan sevgili Cenk Sezgin ile de “Bodrum Türk Filmleri Haftası” nın dününden bugününe yapılanları konuştuk. 


Bodrum Türk Filmleri Haftası’nın 7.yılına girdik. Bu etkinliğin çıkış noktası neydi ve geldiği son noktayı nasıl gözlemliyorsunuz?

Biz bu etkinliğe ‘festival’ dememeye çalıştık, çünkü festivallerden farkımız filmleri yarıştırmamak. Filmlerin başarısına karar veren biz veya bizden birileri olmamalı. Sadece filmlerin daha iyi gişe yapması, pazarlanması ve fazla izleyiciyle buluşması için yapılması gerekenleri düşünerek, bu etkinlik için sinema salonları sahipleri olarak yola çıktık. Filmlerin tanıtımlarını, basın toplantılarını, galalarını ve film ekiplerini sinema salonlarıyla buluşturarak filme ısıtmaya çalışmak istedik. Hikayesini bildiğiniz şeyi daha çok özümsüyorsunuz çünkü. Zaman içinde Bodrum’un bu tarz sanat etkinliklerine daha sıcak ve yakın olduğunu gördüğümüz için izleyenlerin yanına, sinema salonu sahiplerini de kattık. 


Sadece izleyenleri değil, sinema salonu sahiplerini de katmanız çok güzel…

Bizim haftamızın iki kuşağı var; birincisi Pazartesi’den Cuma’ya kadar devam eden salondaki izleyicimizle yaptığımız kuşağımız. O tarafta yönetmen ve oyuncularla söyleşilerimiz oluyor. Genelde Bodrum Kalesi’nde yaparız bu etkinliğimizi. Cuma’dan Pazar’a olan kuşağımızda ise Profesyoneller kuşağımız bulunuyor. Orada sadece sinema yöneticilerine yeni filmlerin sunumları gerçekleştirilir. Bunlar kimi zaman yeni bir ürün sunumu, kimi zamanda yeni bir teknoloji ya da trendin sunumu olur. Daha çok film şirketlerinin, bir sonraki seneye yönelik ürünlerini pazarladıkları bir sunum söyleşilerdir.


Bodrum ve Kos halklarının, “Bodrum Türk Filmleri Haftası” na karşı ilgilerini nasıl görüyorsunuz?

İki halkın da çok güzel bir ilgisi var etkinliğimize karşı. Bizim seçkimizde bir sene önceki filmler yer alıyor. Hatta birçoğu televizyonda bile oynuyor. Tek farkı, bir ücret talep etmeden filmleri gösteriyoruz ve filmlerin ekipleri geliyor. Bodrum’da sosyal ve kültürel anlamda doygunluk noktasına ulaşmış ve büyük şehirlerden buraya yerleşmiş çok insan var. Onların büyük katkısı ve katılımını görüyoruz. Aynı zamanda eleştiri de aldığımız oluyor. Bu hem etkinliğe hem de filme bir şeyler katabiliyor. 


Sıkça gelen ünlü isimler de oluyor Bodrum’a…

Bazı yönetmenler ve oyuncular birkaç kez konuğumuz olur. Sevgili Murat Şeker, Yüksel Aksu, Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Selçuk Aydemir gibi. Başarılı insanları burada ağırlıyor olabilmek, bizim için büyük bir heyecan. İleride daha da başarılı olabilecek kişilerin önündeki taşları çekmek de bizim için büyük bir onur.


Bodrum ve sinema arasındaki bağı, bu etkinlikle birlikte nasıl görüyorsunuz?

Bodrum, bilinçli bir sinema tüketicisi kesinlikle. Genç kesim, sinemaya her zaman ilgilidir. Bodrum’un bazı handikapları vardır. Bunlardan birincisi, mimari açından kırmızı çizgileri mevcut. Bu çizgiler çerçevesinde büyük bir sinema kompleksi yapabilmek mümkün değil. İkincisi de, yaz ve kış arasında nüfus olarak büyük farklılıklar vardır. Bir tanesi de insanlar eğlenmek istediklerinde, Bodrum sinemadan önce çok daha farklı seçenekler sunar. Dolayısıyla biraz zorluklar var. Yaz ayında çok fazla film vizyona girmez. Yarın öbür gün, sinema sektörünün bilet satış performansı 12 aya yayılırsa, bundan en büyük faydayı görecek ve katkıyı sağlayacak olan da Bodrum’dur. Çünkü yaz nüfusu, kısa göre 5 kat artıyor.


Bodrum Türk Filmleri Haftası’nın 7.yılı için neler yaptınız?

Bu yıl Bodrum Türk Filmleri Haftası’nı biraz daha yaz aylarına yakın bir zamanda gerçekleştirdik. Daha çok izleyici, sinema salonlarına geldi. Bu sene Bodrum Kalesi müsait olmadığı için orada gösterim yapamadık. “Trafo Bodrum” da Açıkhava gösterimlerini yaptık, orası da çok şirin bir mekan. 


Oscar aday adayımız “Ayla” filmi Bodrum Türk Filmleri Haftası kapsamında vizyonundan önce gösterildi…

Ödül törenimiz sonrası ve Kos’taki özel gösterimimizde Ayla filmini gösterdik bu yıl. Sağ olsun yapımcı Mustafa Uslu, filmi haftamız kapsamında vizyon gösteriminden bir ay kadar önce izleyiciyle buluşmasını kabul etti. Kendileri de bir yandan film için vizyon öncesi nabız tutmuş oldular. 


Bodrum Türk Filmleri Haftası’nın daha sonraki yılları için neler yapmayı planlıyorsunuz?

Önümüzdeki yıldan itibaren, yabancı alımcıların da burada olup Türk sinemasını gözlemleyip daha çok alım yapması konusunda bir girişimde bulunmayı hedefliyoruz. İki yıldır bu tarzda sinyaller alıyoruz. Bunu yapabilmek için de yerli sinemamızdaki bir çok filmi burada tanıtmamız gerekiyor. Biz iki yıldır BKM, Avşar Film, TAFF Pictures, Warner Bros ve TME gibi yapımcıların yıllık filmlerinin tanıtımlarını yaptık ama bu çok zengin olarak olmadı. Bu sene Dijital Sanatlar ve TAFF’ın tanıtımları başarılı bir şekilde gerçekleşti. Ayrıca bazı bağımsız filmlerin tanıtımı da bizim kapsamımızda tanıtım yapacak. Tanıtımlara yönelik atölye çalışmaları veya daha çok bire bir görüşmeler yapılmasını sağlamak amaçlı girişimler yapabiliriz. Profesyonel kadromuzu daha da genişletmek niyetindeyiz. Eğer ki gelişirsek, Bodrum’un hak ettiği ve sektörümüzün ihtiyacını hissettiği boyutta daha büyük bir organizasyona ev sahipliği yapabileceğiz.


Twitter.com/CarpeDiem_Dali

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter