Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

Serhat Serter: "Festivaller bir kentin kültürel anlamda ilerlemesine büyük katkı sağlıyor!"

Serhat Serter: "Festivaller bir kentin kültürel anlamda ilerlemesine büyük katkı sağlıyor!"
Yazar: Fırat Sayıcı

Yıllardır severek ve büyük heyecanla takip ettiğim Eskişehir Film Festivali’nin yönetmeni Serhat Sırrı Serter sorularımı yanıtladı… 

 

Eskişehir Film Festivali bu yıl 20. kez seyirciyle buluşuyor. Önemli bir sayı. Sizin dahil olduğunuz andan itibaren festivalin geldiği noktayı ve geçirdiği değişimleri biraz anlatabilir misiniz?

 

Eskişehir Uluslararası Film Festivali, 1998 yılında o zamanki ismi “Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri” olarak başlayan bir etkinliktir. Tek salonda ve sadece 8 film ile başlayan bu etkinlik bugün 20. yılına girerken 3 salonda 45 uzun 45 kısa film, 9 sinema dersi, sergileri, konserleri, özel gösterimleri ve diğer yan etkinlikleri ile tüm Eskişehir’in kucakladığı, Türkiye’nin sürekliliği olan en prestijli film festivallerinden birisidir. Aynı zamanda Türkiye’de ve dünyada bir devlet üniversitesi ve sinema okulu tarafından aralıksız olarak 20 yıldır düzenlenen tek uluslararası film festivalidir. Sinema kültürünü izleyici, öğrenci, akademisyen, yapımcı, yönetmen, oyuncu ve sektörün tüm diğer temsilcileri ile birleştiren tek film festivalidir. Bu özelliği de bizim için çok önemlidir. 

 

 

Eskişehir Film Festivali'ni ülkemizde düzenlenen diğer festivallerden ayıran en önemli özellik nedir?

 

Eskişehir Uluslararası Film Festivalini özel kılan niteliklerin başında uluslararası uzun metraj bir film festivali olarak yalnızca akademisyenler ve öğrencilerden oluşan bir ekip tarafından düzenleniyor olması geliyor. Bu anlamda en azından ülkemizde biricik olduğumuzu biliyoruz. Araştırmalarımız sonucunda dünyada da bir benzerine rastlamadık henüz. Üniversitelerin düzenlediği öğrenci film festivalleri, kısa film festivalleri var ama uluslararası uzun metraj film festivali yok.

 

Festivalin sizce bu yıl en önemli bölümü ya da içeriği nedir?

 

Aslında bizim için her bölüm ve içerik özel ve önemli. Her ne yapıyorsak festivali daha ileri götürmek için. Ama mutlaka bir şey söylemek gerekirse ama bir sinema okulu ve iletişim fakültesi tarafından düzenlenen bir etkinlik olduğu için Sinema Dersleri’nin kaçırılmaması gerektiği düşünüyoruz. Neler mi var? Sinemada yönetmenlik / Tayfun Pirselimoğlu, Yapımcılık üzerine konuşmalar / Zeynep Atakan, Film eleştirmenliği üzerine konuşmalar / Mehmet Açar, Görüntü yönetmenliği üzerine / James Neihouse, Işık sistemleri- Dedotec Türkiye / Tamer Avcı, Film müziği üretim süreci / Ahmet Kenan Bilgiç, Bir projeyi tasarlamak / Tuba Ünsal, Boş sayfadan beyaz perdeye / Burak Aksak ve Oyunculuk üzerine konuşmalar / Doğu Demirkol…

 

Bunun dışında Charlie Chaplin’in yönettiği ve başrolünü oynadığı THE KID (Yumurcak) isimli 1921 tarihli sessiz film, Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası eşliğinde Canlı Müzik Eşliğinde gösterilecek. Filmin orijinal müziğinin bestecisi de Chaplin’in kendisi. Bu özel gösterim 22 Kasım 2018 tarihinde Yunusemre Kampüsü’nde yer alan Atatürk Kültür Merkezi’nde olacak. Sinema severlerin bu eşsiz konseri kaçırmamalarını öneriyoruz. 

 

Ayrıca sinema severlerin festival kapsamında açılacak olan sergileri kaçırmamalarını umuyoruz.  1929 yılında başlayan “Akademi ödüllerinin” ilk yirmi yılında en iyi film ödülü alan yapımların orijinal afişlerinin sergisi festivalin en çok merak edilen sergisi arasında yer alıyor. Sergi, İletişim Bilimleri Fakültesi sergi salonunda ziyarete açık olacak.

 

Festival bu yıl “TÜRVAK Sinema Sergisi”ne ev sahipliği de yapacak. Sergide 10.000 üzerindeki koleksiyondan Türk sinema tarihinde iz bırakmış filmlerin orijinal afişlerine ve TÜRVAK Vakfı tarafından basılmış / hazırlanmış sinema kitaplarına kadar birçok eser Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi’nde yer verilecek. 

 

 

Jüri üyelerinizi seçerken ne gibi kriterlere dikkat ediyorsunuz?

 

Elbette alanında yetkin isimler olması en temel önceliğimiz. Farklı alanlardan gelen isimler olmalarına da dikkat ediyoruz. Uygulamanın içinde olan, akademisyen olan, yazar, eleştirmen olan isimler var. Bu da değerlendirmenin çok yönlü olabilmesini sağlıyor bize göre. 

 

 

Sinema yazınına, araştırmasına ve üretimine önemli katkılar sağlayan bir festivalsiniz. Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz bununla ilgili?

 

Biraz önce de belirttiğimiz gibi biz festivalimizin belirleyici özelliği olan akademik arka yapıyı çok önemsiyoruz. Sinemada film üretimi çok önemlidir ama tek başına yeterli değildir. Sağlıklı bir eleştiri mekanizması, kuramsal tartışmalar da en az üretim kadar önemlidir ve etkileşim halinde olmalıdır. Festivalimizin yarışmaları hem bunu destekliyor hem de yaratılan ortam kuramın ve uygulamanın bir araya getirilebilmesine olanak tanıyor. Bu yönümüz de bugüne kadar hep destek gördü. Hep olumlu geri dönüşler aldık. 

 

Ülkemizde film festivalleri oldukça yaygınlaştı. Sektörün ve seyircinin en büyük şikayetlerinden biri de festivallerin sonbahara sıkıştırılması, neredeyse üst üste yapılması ki siz normalde bahar aylarında gerçekleştiriyordunuz festivalinizi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Neden Kasım ayında düzenlendi bu sene?

 

Bu sene bizim için çok önemli bir sene. Yalnızca  Eskişehir Uluslararası Film Festivalinin 20. yılı olması nedeniyle değil, bağlı olduğumuz İletişim Bilimleri Fakültesinin 40., Anadolu Üniversitesinin de 60. yılı olması nedeniyle çok özel bir yıl yaşıyoruz. Üniversitemizin kuruluş yıldönümü sonbahar aylarına denk geldiği için biz de bu kutlamaların bir parçası olmak istedik. Sanıyoruz bir süre daha sonbaharda devam edeceğiz festivalimize.  

 

 

Sizce festivaller düzenlendiği şehirlere neler katıyor?

 

Hiç kuşku yok ki, festivaller bir kentin kültürel anlamda ilerlemesine büyük katkı sağlıyor. Üstelik çeşitli nedenlerle evde film izlemeyi yeğleyen izleyiciyi o şenlik havası, salonlara getiriyor. Şehirde bir hareketlilik, kültürel bir canlılık oluşuyor. Eskişehir zaten kültürel olarak gelişmiş bir şehir. Üstelik bu yeni bir şey değil. Tarihinde sinema hep önemli bir yer tutmuş. Diğer sanat dalları da bu şehirde yaşıyor. Bu açıdan şanslı olduğumuzu düşünüyoruz. Eskişehir Uluslararası Film Festivali de böyle bir şehre yakışıyor bize göre. Şehirle sinemayı buluşturan bir festival. Bu anlamda güzel bir enerjinin doğmasına neden olduğunu düşünüyoruz. 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter