Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

Rites of Spring ve Worry Dolls filmlerinin yönetmeni PADRAIG REYNOLDS ile Röportaj

:: Videolar Rites of Spring ve Worry Dolls filmlerinin yönetmeni PADRAIG REYNOLDS ile Röportaj
Yazar: Korcan Evin Sanırım sürekli taze ve yeni şeyler yapmaya çalışacağım. Son iki filmim Rites of Spring ve Worry Dolls gerçekten de heyecan duyduğum aynı evrende geçiyor gibi gözüküyorlar.

Korku filmleri üzerine yaptığım röportajlar serisinin bu defaki konuğu benimde favori filmlerimden birisi olan Rites of Spring’iın yönetmeni Padraig Reynolds. Bir kaçırma olayından slasher türüne dönüşen Rites of Spring’in ardından 2016’da çektiği son filmi Worry Dolls (Şeytanın Oyuncakları) ile Padraig Reynolds, bu defa korkuyu seri katil ve oyuncaklarla birleştiriyor. 


Hem Popüler Sinema’da, hem de sosyal medya ortamında yayınlamak üzere kendisine yönelttiğim soruları cevaplayan Padraig Reynolds’a teklifimi geri çevirmediği ve aynı gün içinde cevapları yolladığı için çok teşekkür ediyorum.


 

KE- Korku sinemasına olan ilginiz nereden geliyor?

 

PR- Küçükken babam beni korku filmlerine götürürdü ve bir şekilde onlara aşık oldum. Çok korktuğumu hatırlıyorum ama buna rağmen her saniyesinden de zevk alıyordum. Sonrasında büyüyüp Los Angeles'a taşındım ve film ve TV sektöründe çalışmaya başladım. Korku ve gerilim filmleri yazıp yönetmekten zevk aldığım türden filmlerdi.

 

KE-Son filminiz Worry Dolls’dan biraz bahseder misiniz? Seyircileri neler bekliyor?

 

PR- Worry Dolls (Şeytanın Oyuncakları) Canton, Vicksburg ve Natchez Missisipi'de 20 günde çekildi. Film bir seri katil avı sonrası, şehri tüketen, vahşi cinayetlere sebep olan ve bir dedektifi kızının hayatını kurtarmak için zamanla yarışan bir durumla karşı karşıya getiren antik bir lanet ile ilgili. Umarım izleyicileri gerilmiş ve hemen sonra olacakları görmek için heyecan duyacakları inişli çıkışlı bir ruh haline sokabilirim.  


 

KE-Worry Dolls’un senaryosunu okuduğunuzda, size “işte bu hikaye tam bana göre” dedirten şey neydi? Sizi etkileyen ne oldu?

 

PR- Hikayenin Voodoo esintileri içeren suç-dram türünde olmasına bayıldım. Voodoo türünde çok fazla film olmaması hoşuma gitti. Böylece taze ve farklı bir şey yapabilme şansı doğuyor çünkü. Ayrıca filmin yazın ortasında ve güneyin derinliklerinde olmasına da bayıldım. Hava yapış yapış, terleten ve cehennem sıcağı diyebileceğimiz cinstenti.  Bence filmin geçtiği mekanlar filme gerçekten otantik bir hava katıyor ve eşsiz bir görünüm veriyor.

 

KE-İki farklı türün karışımı olan Rites of Spring ilk yönetmenlik deneyiminize göre oldukça başarılı bir film. İki ayrı türün karışımı Bu kadar enteresan bir hikayenin arkasındaki sır nedir? İlham kaynağınız olan film var mı? 

 

PR- Rites of Spring(2011) ortaya çıktı çünkü, ormanda ortada koşturan çocuklar yerine korku filmine dönüşen bir adam kaçırma filmi fikrinin enteresan olacağını düşündüm. Yine fidyecileri kontrolün kendilerinde olduğunu düşündükleri ama aslında olmadıkları bir yere koymak ilginç olacaktı. Rites of Spring'in esinlenildiği filmler ise Don Segal'in The Black Windmill(1974)'i ve 1981 yapımı bir yılan filmi olan Venom.


 

KE-Korku filmi çekmenin zorlukları nelerdir ? Sette yaşadığınız zor anlar mutlaka olmuştur. Bize biraz anlatır mısınız?

 

PR- Düşük bütçeli korku filmi çekmek her zaman zordur. Çünkü çok fazla zamanınız ya da özel efekt ve espriniz yoktur. Ayrıca bizim filmde oldukça fazla zaman ve ilgi gerektiren bir köpek ve çocuk vardı. Üretim sürecindeki favorim açılış sekansını çektiğim dönemdi. Görüntü yönetmenim Adam Sampson ve ben gerçekten enerjik bir şey ortaya çıkarmak için işe koyulduk. İzleyicinin adeta aniden gırtlağına yapışan, bütün oyuncuları eşsiz, hızlı ve kanlı bir  biçimde tanıtan bir aksiyon sekansı ile filmin açılışını yapmak istedik. Ayrıca bu sekansı ormanlık alanda terk edilmiş akıl hastanesinde gerçekleştirdik ve bu da fazlasıyla olağanüstüydü. 

 

KE- Korku sinemasında farklılık yaratmak için neler yapmayı düşünüyorsunuz? İlerde "Evet bu bir Padraig Reynolds filmi" diyebileceğimiz türden yapımlarla karşılaşacak mıyız?

 

PR- Sanırım sürekli taze ve yeni şeyler yapmaya çalışacağım. Son iki filmim Rites of Spring ve Worry Dolls gerçekten de heyecan duyduğum aynı evrende geçiyor gibi gözüküyorlar. İkili hikaye anlatımı, çılgın şiddet ve eşsiz mekanlar temamı gerçekten sürdürmek istiyorum. Ayrıca bir yönetmen olarak kendimi geliştirmek istiyorum ve bence her yeni film aynı zamanda bir gelişim deneyimi olacak benim için.


 

KE- Korku filme çekmeye devam edecek misiniz? Yeni projelerinizden biraz bahseder misiniz? 

 

PR- Evet... Korku türünü seviyorum ve sonsuza kadar devam etmek istiyorum. Çekimlerine başlayacağım yeni filmimim adı Open 24 Hours(24 Saat Açık) olacak ve bu yıl Ekim ayında çekimlerine başlamayı planlıyoruz. Film tüm gece açık olan benzin istasyonunda iş bulan bir kız ve burada işlerin sarpa sarmasıyla alakalı olacak.

 

KE- Favori korku filmleriniz nelerdir? Sizi ilk korkutan film hangisiydi?

 

PR- Favori korku filmim 1974 yapımı olan Texas Chainsaw Massacre. Şimdiye kadar yapılmış en iyi filmdir. Beni ilk korkutan film ise Friday the 13th(13. Gün)'di. Önceden dediğim gibi babam beni izlemeye götürmüştü. Kancaya takılmıştım. Ödümü patlatmıştı. Çok muhteşem, estetik bir güzellikle çekilmiş ve korkutucu bir film!

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Aziz Alaca: “Kısacıların birçok uzuncudan...

Aziz Alaca: “Kısacıların birçok uzuncudan...

Fırat Sayıcı

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter