Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

LAST SHIFT filminin oyuncusu NATALIE VICTORIA ile Röportaj

LAST SHIFT filminin oyuncusu NATALIE VICTORIA ile Röportaj
Yazar: Korcan Evin Aman Tanrım. Evet! Ben zombileri çok çok seviyorum. Canavarları ve bilim-kurguyu da çok seviyorum.! Korku türünün o kısmı beni çok heyecanlandırıyor. Çok içgüdüsel "öl ya da öldür" zihniyeti var ve bu benim ilgimi fazlasıyla çekiyor.

Türk ve Yabancı korku filmi yönetmenleri / oyuncuları ile yaptığım röportaj serileri devam ediyor. Bu defa yakın zamanda piyasaya çıkan Last Shift filminin oyuncusu Natalie Victoria ile güzel bir röportaj yaptık. Deadheads gibi zombi filmi dahil olmak üzere birçok filmde yer alan Victoria, yaptığı işlerden çok keyif alan ve oyunculuğa aşık birisi. Last Shift filminin oyuncusu Natalie Victoria,  aynı zamanda filmin yönetmeni Anthony DiBlasi ile de nişanlı.


Kendisi hem Popüler Sinema’da, hem de sosyal medya ortamında yayınlamak üzere kendisine yönelttiğim soruları beni kırmayarak cevapladı.

 

Natalie Victoria 'a, bize vakit ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz.


 

KE- Last Shift filminin yönetmeni Anthony DiBlasi ile ile nişanlısınız ve güzel bir birlikteliğiniz var. Beraber çalışmak nasıl bir duygu? Sette anlaşamadığınız zor anlar oluyor mu?


NV- Çok teşekkür ederim. Last Shift şimdiye kadar oynadığım gerçek anlamda korkutucu olan ilk korku filmidir. Anthony ile birlikte çalışmak harika bir şey! O gerçek bir oyuncu yönetmenidir, çünkü oyuncu olmanın ne kadar karmaşık ve kırılgan bir şey olduğunu bilir.  Anthony sizi yönetirken tam olarak size odaklanır ki, bu çok büyüleyici ve çok etkileyici bir şeydir. Sizi konforlu alanınızdan çıkartmak için çok zorlar ve bir taraftan da bunu yapmak için güvenli bölge yaratmaya çalışır. Bir aktris olarak "kendinizi kaybetmek" ve ekranda görülen o doğal karakteri yaratabilmek için tam da böyle bir güvene ihtiyaç duyarsınız.


Tabii ki her oyuncunun yaşadığı gibi benim de iyi ve kötü anlarım var. Sorunlar çıktığı zaman, direk tepki vermeden önce her zaman başkalarının dediklerini ve hissettiklerini dinlemeye, anlamaya ve içselleştirmeye çalışırım öncelikle. Bu sektörde egolar yüksektir, o yüzden “sabır” anahtar kelimedir. Genelde çok uzun saatler çalışılır ve oyuncular da set çalışanları da yorulur, bu yüzden çatışmaların çıkması normaldir. Sabırlı ve pozitif olup ileriye bakmak gerekir. Benim  şahsen oyunculuk kariyerimde sorun yaşadığım çok fazla set olmamıştır. Genelde şakaları yapan, tansiyonu düşüren, aptal saptal şeyler söyleyen benimdir :) Neden komediye yöneldiğimi anladın mı şimdi?


 

KE- Filmografinize baktığımızda aksiyon ve korku filmleri ile dolu bir kariyeriniz var. Korku filmlerinde oynamak ve o ürkütücü sette bulunmak sizi nasıl hissettiriyor? Yaşadığınız ilginç bir anınız var mı?


NV- Gerçekten mi ! ? !! Sanırım bu bir yanlış anlaşılma çünkü son bir kaç yıldır hep korku filmlerim için promosyon yaptığımdan filmografimde hep korku filmleri ağırlıkta  gibi görünüyor. Ama ister inan ister inanma hiç de öyle değil aslında. Komedi ve dram filmleri yapmaya başladım ve filmografimde artık bununu görmek mümkün olacak. 

 

   12 Komedi filmi: 5 başrol, 4 yan rol,3 yardımcı rol

    6  Dram filmi: 4 başrol, 1 yan rol, 1 yardımcı rol

    4 Korku filmi: 3 başrol, 1 yan rol

    2  Gerilim filmi: 1 başrol, 1 yan rol

    2 Aksiyon filmi: 1 yan rol, 1 yardımcı rol

 

Ve tiyatrodaki rollerime (film yapmadan evvel ) bakarsak bunların % 60 dram % 40 komedi olduğunu görürüz. A tipi bir kişilik için nasıl ama? Hahaha. Ama cidden Korku camiasına çok müteşekkirim, çünkü bana kollarını açtılar ve beni bağırlarına bastılar !!! Ultra şanslıyım, çünkü korku filmleri hakkındaki bilgim eksik olduğu için hep kendimi bu camiaya biraz yabancı hissetmişimdir. Ama şimdiye kadar olağanüstü gitti her şey. Şunu belirtmeliyim ki, korku fanları gerçekten EN İYİSİDİR. Onlar tutku, hayat, neşe doludur ve ben onların enerjisine bayılıyorum !!!

 

Filmleri çekerken ürkütücü gelmiyor. Sadece izleyicinin gördüğü nihai şey ürkütücü ve korkunç ! Bütün olay montajda.Her şey montajda ;) Korku filmlerinde oynamak gerçekten çok keyifli çünkü oynarken normalde dram ya da komedide keşfetmek zorunda olmadığınız bir sürü duygusal seviyeyi keşfetmek durumunda kalıyorsunuz. Korku filmi bir oyuncu için zorlayıcı ve ben de kendime meydan okumayı seviyorum.


 

KE- Deadheads gibi bir zombi filminde rol aldınız. Zombi filmlerinde makyajların çok önemli bir yeri var. Sizi Deadheads’de bir zombi gelin rolünde izledik. Bu makyajlardan sonra kendinizi bir zombi olarak görmek nasıl bir his? Keyifli anlar geçirdiğinizi umduğum bu iki filmdeki rolünüzden biraz bahseder misiniz?


NV- Ben genellikle sevgili rolleri oynuyorum. Bu yüzden çok sık korkutucu makyaj yapılmıyor yani bir filmde hiç canavar olmadım. Benim rollerim genellikle oldukça bakımlı olmamı gerektiriyor. Deadheads filminde canlandırdığım Ellie de sevimli ve garip bir sevgili rolüydü ama Deadheads’de ayrıca oldukça korkunç bir flashback sahnesi vardı. Benim karakterim bu sahnede bir zombi gelin oluyordu ve o zaman bana çok korkunç bir zombi makyajı yapılmıştı. Kötüyü oynarken, insan etiyle beslenen canavarın kalbi göğsünden çıkıyordu ve bunun fotoğraflarını istedim çünkü korku filmi fanları böyle şeyleri çok seviyor ve ben onlara tapıyorum.


 

Çok sevdiğim Last Shift filmindeki rolüm Marigold, şimdiye kadar ekranda bu noktaya kadar yaptıklarımın üzerine çok şey ekledi. Çünkü ben bu filmde sevimli komşu kızı rollerini oynamayı bırakarak bir fahişeyi canlandırdım. Bu rol için kirli, yorgun ve dayak yemiş gibi görünmem gerekiyordu. Sokak yaşamını hissetmek için daha farklı kıyafetler giydim. Gerçek şu ki biri filmi görüp bana; karakterin bana ulaştı, rolün diğerlerinden çok farklı ama yine de bu gerçekten sensin ve bu yönüne bayıldım derse ki bu bence bir hayranımdan alabileceğim en iyi iltifat. Last Shift filminin bana bir oyuncu olarak kattıklarından sonsuza kadar minnettar olacağım.


KE- Yeni filminiz The Lookout sanırım tamamlandı. Korku filmlerinden sonra bu defa sizi bir suç dramasında göreceğiz. Bize The Lookout’dan ve filmdeki rolünüzden kısaca bahseder misiniz?


NV- The Lookout filmi aşk, kaybediş, çaresizlik, hatalar, pişmanlık, intikam, fedakârlık ve sonuçta kurtuluş hakkında çok güzel bir hikâye ve ben projenin bir parçası olduğum için gerçekten çok şanslıyım. Bir aşk üçgenini yönlendiren ve çevrelerini etkileyen bir dizi olayın karmaşık sonuçlarını gözler önüne seriyor. Ben filmin gösterime girmesi için çok heyecanlıyım artık sadece post-prodüksiyon aşamasının tamamlanmasını ve filmin pazarlanmasını bekliyorum.


 

 

KE- Bugüne kadar rol aldığınız filmlerin içinde en çok beğenilen karakter hangisiydi? Bu karakter ile ilgili İzleyenlerin tepkileri nasıl oldu? 


NV- Hepsinden keyif aldım. Beni onlara çeken benzersiz, farklı bir şey vardı ve bildiğim kadarıyla söyleyebilirim ki, izleyiciler de bunu kesinlikle hissedecek. Ben seyircinin benim farklı rollerde ilerlediğimi görmek istediğine inanıyorum. Bir anket bile yapabilirim eminim ilginç sonuçlar çıkabilir. Aktrist olmak gerçekten bir ayrıcalık ve ben sadece farklı rollerde oynama fırsatı verilmesini seviyorum. Bundan dolayı da minnettarım.

 

KE- Nişanlınız Anthony DiBlasi ile beraber aklınızdan geçen yeni projeleriniz var mı? Yeniden birlikte çalışacak mısınız?

 

NV- Kesinlikle ! Anthony, aralıkta çekeceği bir film üzerine çalışıyor ve bir sürü projesi daha var . Ben de yazar/yapımcı/aktris olarak büyük bir ekiple beraber seneye çekimlerine başlayacağımız bir sürü proje üzerine çalışıyorum. Yani her zaman ikimizin yapacağı işler var ! Beraber çalışmanın yanı sıra, Last Shift tecrübesini sevdik! - birbirimizin bireysel çalışmalarına ve yeteneğine çok saygı duyuyor ve birbirimizi destekliyoruz ama beraber çalışacağımız kesin. Şu an birlikte bazı şeyler tasarlıyoruz. Gelecek bir kaç senede bizden hem bireysel olarak hem de birlikte çok şey bekleyin !


 

KE- Rol tekliflerinde karşınıza çıkan senaryolarda en çok neye dikkat edersiniz?


NV- 1.Hikaye. Her zaman asıl olanın oyuncu ya da başka şey değil senaryo olduğuna inanırım. Hikaye çok önemlidir ve de rolünüzün küçük ya da büyük olması bir şey ifade etmez. Siz elinizden geleni yapar ve yönetmenin hikayeyle ilgili vizyonunu desteklersiniz. Size büyük bir rol verilebilir ama hikaye kötüyse siz ne kadar kendinizi paralarsanız paralayın o iş tutmaz. Hikaye, seyircide yankı bulan ya da tam tersi seyirciyi tam bir boşluğa iten şeydir. Yani hikaye benim için fazlasıyla önemlidir. Film bir takım sporudur, bireysel bir iş değildir ve iyi bir hikaye de bunun somut göstergesidir. Hikayeyi  hayata geçirmek için herkesin birlikte çalışması gerekir ama nihayetinde işe iyi bir hikayeyle başlamak gerekir. 

 

2. Yönetmen. İyi bir hikaye kadar hikayeyi senaryodan ekrana taşıyacak olan iyi bir yönetmen de önemlidir.Eskiden gözü dönmüş bir şekilde çok çalışırdım ve bir çok projeyi ilkin kimin yönettiğine ya da yaptığına bakmadan hemen kabul ederdim ki sonradan bunun çok yanlış bir şey olduğunu anladım. Özellikle bir projede, senaryo aşamasında okumuş olduğum çok güzel bir hikayenin ekrana ne kadar kötü yansıtıldığını görünce şok olmuştum. Ben bir aktris olarak elimden geleni yapmıştım ama sonuçta ortaya çıkan iş çok vasattı. Bu beni bir oyuncu olarak çok üzdü. Ama gözüm de açıldı ve her işe evet demek yerine, yönetmenin işi beceremeyeceğini hissettiğimde sanatsal bütünlüğe önem verip HAYIR demem için iyi bir işaret oldu. Artık kiminle çalıştığım benim için çok önemli. Aynı zamanda kendi projelerimi geliştirmeye çalışıyorum ki böylece iş baştan sona kontrolüm altında olsun.

 

3.Rol. Ben rolü okurken korkulması gerektiğini düşünüyorum. Daha önce büründüğüm her karakterde olduğu gibi yeni bir canlandırma yapacağım zaman farklı bir şeyler keşfetmek istiyorum ve bir oyuncu olarak yapılması gereken şey keşfedilmemiş sulara atlamaktır bence. Hayat kısa, neden aynı şeyleri tekrarlayalım. Korkusuz olun ve sadece kendinizi bırakın.


 

KE- En sevdiğiniz zombi filmi hangisi? Z Nation ve The Walking Dead gibi tv serileri hakkında ne düşünüyorsunuz?  


NV- Aman Tanrım. Evet! Ben zombileri çok çok seviyorum. Canavarları ve bilim-kurguyu da çok seviyorum.! Korku türünün o kısmı beni çok heyecanlandırıyor. Çok içgüdüsel "öl ya da öldür" zihniyeti var ve bu benim ilgimi fazlasıyla çekiyor. İnsan olarak en temel, ilkel duyguları ve içgüdüsel dürtüleri keşfetmek için zombi filmleri birçok yönden yaşam için bir metafor. Bizde böylece dıştan ve içten toplumun parçalanmasını nasıl idare edeceğimizi görüyoruz. Bence yeterince iyi ele alınamıyor ama sadece Robert Kirkman bunu yakalıyor ve o bence muhteşem bir yazar. Ben Walking Dead’a bayılıyorum. Yeni sezon başlamadan önce çizgi romanını okuyorum. Benim sevdiğim filmler; Dawn of the Dead, World War Z, Shawn of the Dead, Night of the Living Dead, 28 Days Later, 28 Weeks Later, Deadheads, Quarantine ve daha fazlası. Yani bu filmler inanılmaz bence. Bir oyuncu olmama rağmen bu türün çok sıkı fanatiğiyim. Nasıl olunmaz ki?

 

IMDB: http://www.imdb.com/name/nm2210947/?

Twitter: http://twitter.com/natalietweet

Facebook:  http://www.facebook.com/natalievictoriaofficial

Instagram:  http://www.instagram.com/natalievictoriaofficial

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter