Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Yarının Adı Başka

Yarının Adı Başka
Yazar: Mustafa İri

Yerli film denemelerinde özgünlük ve stil oluşturma çabası kimi zaman iyi sonuçlar vermez. Üst üste yığılan hikâyeler çöp ev gibi darmadağın görünür. Kimi zaman da sahici bir gayret fark eder, sonuç mükemmel olmasa da yapılan işi keyifle izlersiniz.

 

Moharram Zeinalzadeh ve Mustafa Yıldız Delazy’nin yönettiği Türk-İran yapımı ‘Yarının Adı Başka’ ikinci gruba giriyor. 

 

Yaşlı Afgan Nesim’in, canından çok sevdiği oğlunu bulmak için Ferhat gibi yollara düşüren bir aşkın peşinden bisikletiyle İstanbul’a doğru yola çıkmasıyla açılıyor film. Tıpkı eski Van Gölü söylencesi gibi aşkı uğruna ölenlerin filmi bu. Oğul sevdalısına, baba oğluna hasret. Ve hiç bilinmeyen diyarları, akla hayale gelmeyen kötülük ve belaları geçmenin de sınavıdır.

 

Yönetmen koltuğunu Delazy ile paylaşan Zeinalzadeh buruk acısıyla dağ dağ gezen insanlık örneği Nesim’i canlandırıyor. İkilinin bir araya getirdiği Doğu’ya özgü motifler ilginç bir çekicilik taşıyor. Koyunlar, kuzular ve kadınların giydiği renkli ve ışıltılı kostümler kırsalın gösterişsiz fonu üzerinde eşsiz bir sinema görseli yaratmış. Ağıldaki süt şakası ve aynalı oynaşmalar için seçilen mizansen de öyle.

 

Bu tuhaf film, karışık kasetlerdeki alakasız şarkı geçişleri gibi atlamalar yaparken, Türk filmlerinde rastlanmayan otantik bir Asya natüralizmi çiziyor. Kendi kimliklerinin alışık olmadığımız biçimlerini değişik tatlarla sunuyor. Nesim’in yolculuğu sanki Mevlevî bir arınmanın da, Yunus’a Emrah’a özgü bir sürüklenişin de betimlemesi. Baba ve oğul arasındaki edebî mektuplaşma fasılları, iç ses gibi yüksek tonlarda senaryoyu kuşatarak uhrevi çizgiler taşıyan bir yapı oluşturuyor. Bu yönüyle hümanist ve maneviyatlı olduğu söylenebilir.

 

Mülteci sorununu ve iki farklı aşk hikâyesini aynı düzlemde yürütmekte zaman zaman zorlansa da iyi buluşlarla şaşırtan bir yapım olmuş Yarının Adı Başka. Yılmaz Güney’in ödüllü filmlerindeki yapısallık ve denge sorunu yaşayan kent soylu yönetmen ortaklığı gibi duruyor. Bir ara iki sevgilinin Shakespeare tarzı diyaloglarla konuştuğunu fark ediyor, bir sonraki karede üçüncü sınıf dizilere özgü oyunculuklarla sarsıntıya uğrayabiliyorsunuz.  

 

Yalpalayarak ta olsa Narın Rengi’ni tutturmaya çalışan gayretli bir ekiple karşı karşıyayız. Hayati konusu, pastoral çekiciliği ve Mazlum Çimen’in yüksek notalarda ciğer dağladığı yaylılarla sıra dışı bir ilke imza atılan bu cesaretli filmi izlemekte yarar var. Güzeller güzeli Zelal Dere ve rahatsız edici rolüyle yine olay yaratan Fırat Tanış’a dikkat!   

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter