Popüler Sinema

Frankenstein uyarlamalarına bu sene yoğun bir ilgi var. The Frankenstein Chronicles dizisini ve yakın zamanda vizyona giren Bernard Rose’un çektiği modern versiyonu hatırlarsınız, Mary Shelley’nin romanı Frankenstein, ilk defa 1910 yılında 16 dakikalık bir filme uyarlandı ve o günden beri sinema,Frankenstein’dan hiç umudu kesmedi. Sayısız uyarlama gerçekleşti ve her uyarlama farklı bir bakış açısıyla Frankenstein mitine katkı sağladı. Bu seferki uyarlama ise, sinema filmi olarak en son Push (Darbe, 2009) filmiyle izlediğimiz yönetmen Paul McGuigan’a ait. Kadroda ise Wanted(2008), Filth(2013), Trance(2013) gibi filmlerden hatırladığımız James McAvoy ile Harry Potter Serisi’nin yıldızı Daniel Radcliffe’nin yanı sıra, Jessica Brown Findlay ve Andrew Scott gibi isimler dikkat çekiyor.

Victor Frankenstein filminde olaylar, yardımcısı Igor’un gözünden anlatılıyor. Romanda yer almayan bu karakter, sinema uyarlamalarında doktorun asistanı olarak sık sık karşımıza çıkar. Igor hem sirkin soytarısı hem de doktorudur. Hayatı boyunca sirkten hiç çıkmamış ve gerçek dünyayı hiç görmemiştir. Ölü hayvanları deneyinde kullanmak için toplayan Doktor Victor Frankenstein, bir gün sirke gelir ve Igor’un tıptaki yeteneğini fark eder. Asistanı sırra kadem bastığı için Igor’u sirkten kaçırır ama bu kaçış esnasında sirkte biri ölür ve polis peşlerine düşer. Igor ve Doktor Frankenstein her yüzyılda aykırı olabilecek bir deney için çalışmaya başlarlar. Tahmin edileceği üzere bu deney umdukları gibi sonuçlanmayacaktır.

Frankenstein uyarlamalarında alışık olduğumuz üzere Igor kamburdur fakat, filmin ilerleyen dakikalarında doktor onu düzeltir. Hayatı boyunca yalnız ve çirkin olan bu genç, içinde hem iyilik hem de farkında olmadığı kadar bilgi taşımaktadır. Bu özelliklerinin ortaya çıkması da Frankenstein ve aşık olduğu balerin Lorelei sayesinde olur. Ama Igor’ın aksine Frankenstein, yaptıklarının nelere yol açacağını göremeyecek kadar bencil birisidir. Filmlerde bilim insanlarının sıklıkla düştüğü hataya Frankenstein da düşer ve tanrıyı göz ardı eder, onun yaratma, can verme özelliğini, bir insan olarak gerçekleştirmeye çalışır. Sirkte yaşanan cinayetten ötürü peşlerine düşen Dedektif Turpin ise tam aksine her şeyi dine bağlar ve bir yandan Frankenstein’ı çok büyük bir hatadan geri döndürmeye diğer yandan da inancını korumaya çalışır.

Victor Frankenstein filmi, ana hikayeyi korusa da, yan hikayelerle başka bir filme dönüşüyor. Canavar ise, filmde nefes alan, dehşet saçan bir canlı olarak kısa bir süre görünerek nesneleştiriliyor ve filme sadece korku unsuru katmakla yetiniyor. Film boyunca daha çok canavarın yapılış sürecine yer veriliyor ve canavar ölüm, yaratılış gibi temel sorgu unsurlarını insanın değil (canavar), tanrının yarattığı (insan) sorguluyor.

Filmde korku unsurundan çok aksiyon ön plana çıkmış. Ayrıca hayvan organlarından yapılan maymun ise çok başarılı olmuş. Kitabın dramatik unsurlarını hiçe sayan bu uyarlama, görsel olarak başarılı ve beklentinin düşük tutulması şartıyla gayet eğlenceli bir yapım.

Twitter.com/mugeibrikci